Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şubesi tarafından her hafta hazırlanan ‘Medeniyet Sohbetleri’ programının bu haftaki konuğu AK Parti Adıyaman İl Başkanı Mehmet Dağtekin oldu.

AK Parti Merkez İlçe Başkanı Mustafa Alkayış, Gençlik Kolları Başkanı Mevlüt Kuştepe, Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Temsilcisi Ali Deniz’in yanı sıra sendikaya bağlı şube başkanları ve üyelerinin katıldığı söyleşide ‘Yönetimde Adalet Modeli’ başlığı altında Ömer Bin Abdülaziz’in hayatından örnekler veren Başkan Dağtekin, Ömer Bin Abdülaziz’in hayatını kaleme aldığını ve ilk olarak 1992’de basıldığını anımsatarak “  O dönemde hem Ankara İlahiyat Fakültesi kütüphanesinde, hem de Konya da  Hacıveyiszade kütüphanensin kaynaklarından bir yıl üzerinde çalışarak, okuyucuların eline aldığında kitabı hemen okusun diye 80 sayfalık bir eseri okuyucularla buluşturduk. İnşallah ufak tefek güncellerlerle yeni baskı üzerinde çalışmalarım devam ediyor. Ömer Bin Abdulaziz Asr-ı Saadet döneminde yaşamamasına rağmen herkesin imreneceği büyük bir zat olarak kendisini yetiştirdi. O dönemde bozulan toplumlar içerisinde böyle rol model zatlarımız vardı. Dolayısıyla bizlere düşen görev kendi manevi dünyamızı ve kültürümüzü bu rol modeller üzerinden anlatmalıyız. Bunları öne çıkarmacayız. Bunların her bir cümlesi hafızlarımızda yer edinmelidir. Elbette temel yapı son derece önemli. Özellikle çocuklarımızı yetiştirirken Allah’ı hatırlayan, kalbi Allah diye atan evlatlar yetiştirmemiz gerekiyor. Ömer Bin Abdulaziz  çocuk yaşta Medine’ye gidiyor ki, o dönem Medine İslam’ın en güzel şekilde filizlendiği ve medeniyetin merkezi konumunda.Eğitimi sonrası  Hicri 86. Yılında Medine Mekke ve Taif (Hicaz) vilayelerine vali olarak atanıyor. Yaptığı ilk iş iş ise alimlerden oluşan bir danışma meclisi kurmak oluyor. O danışma meclisinde, ‘size danışmadan, İslami hükmü ortaya çıkarmadan herhangi bir iş görmek istemem. Ayrıca memurlarımdan birinin zulüm ve haksızlığını görüp veya işitirseniz mutlaka bana haber vermelisiniz’ diyor. Adaletle yönetince de çevredeki emevi gibi bölgelerden insanlar akın akın Mekke, Medine ve Taif’e geliyorlar. Mısır valiliği sonrası Şam’a dönüyor. Dönemin halifesi  Süleyman kendinin yerine geçecek bir halife adayı ararken, kendi öz kardeşleri yerine,çok hürmet ettiği Ömer bin Abdülaziz'i seçiyor. Halife seçildikten sonra ilk yaptığı iş haksız atamları düzeltmek oluyor. İkincisi ise isteyen herkesin halife ile görüşmelerine olanak sağlamak.Elbette Emeviler döneminde risk almak kolay değildi. Ama kendisi bir çok haksızlıkları ortadan kaldırarak büyük risklerle devleti yönetti. İşte liderlikte aslolan bu riskleri almaktır. Bu risklerle lider olunabiliyor. Halifeliği döneminde valililer, özellikle ehil olanlar arasından seçerdi.Ömer Bin Abdulaziz yeni yerler feth etmek yerine mevcut nüfuzun ve demografik yapısının ıslahına yönelik düzenlemeler üzerinde çalışmıştır. Devletin sorunlarını çok iyi gözlemleyen Ömer b. Abdülazîz, askeri hareketleri yavaşlatarak sağlıksız bir büyüme yerine iç bünyenin sağlamlaştırılmasına önem verdi. Toplumun tepkisini çeken haksız uygulamaların kaldırılması ve muhalif grupların dinlenip çözüm yollarının üretilmesine yönelik çalışmalar yaptı. O dönemde fikri yönde çalışan hariciler yol kesip adam öldürüyorlardı. Ömer Bin Abdulaziz onları Allah’ın kitabına Resulullah’ın sünnetine davet etti. Kısacası  Emevî halifelerinin çoğunluğu genel anlamda olumsuz bir yönetici profili sergilese de aralarında kısmen ya da büyük oranda iyi yönetim sergileyen halifeler de bulunmaktadır. Bu anlamda göze çarpan en bariz örnek, Ömer b. Abdülazîz’dir. Onun halifelik dönemi, nebevi yönetim anlayışının mümkün mertebe yeniden örnek alındığı ve uygulanmaya çalışıldığı bir dönem olmuş ve bu toplumsal barışa yansımıştır. Ömer Bin Abdulaziz, gerçekten İslam alimlerinin üzerinde ittifak ettiği ender şahsiyetlerden biridir. Vefat ettiğinde hariciler oturup ağlamışlardır. Biz nasıl Ömer’in kıymetini bilemedik deyip göz yaşı dökmüşlerdir. Zira şahadeti sonrası zulüm tekrardan başlamıştır. Dolayısıyla Ömerleri çoğaltalım derken, biz kendimiz Ömer olmaya aday olmalıyız. Biz Müslümanların bir sorunu var, o da Müslümanlar söylenenleri hep başkasının üzerinden düşünerek tenkit ediyor. Ben şunu yapıyorum ama benim bir yanlışım bir hatam var mı demiyor.Bir başka yanlışımız ise Hac farizasını yerine getirdiğimizde oluyor. Allah kısmet etti bizler genç yaşta Hac farizasını yerine getirdik. Ama oraya gittiğimiz de yaşlı hacı adaylarının büyük bir bölümü Türkiye’den olduğunu gördük. Şöyle bir kanı var; yaşının sona erdiği son deminde hacca gider tertemiz sayfa açarız diye. Böyle bir anlayışla İslam kültürünü oluşturamayız. Dikkat ederseniz bu kültür oturmuyor yerine. Oys aki asıl kaynak bizim elimizin altında. Ancak bu nefse zor gelince orada tökezliyoruz. Ancak her birimiz sağlam bir iradeyle bu kültürü oluşturduğumuz taktirde bu nesilden nesile yol alır. Ancak bu gayretle  Türkiye ve İslam aleminin kültürünü sağlam temeller üzerine inşa edebiliriz. Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum. Allah hepinizden razı olsun. Bu anlamı organizasyondan dolayı tüm Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen ailesine şükranlarımı sunuyorum” dedi.

Programın sonunda ise AK Parti İl Başkanı Mehmet Dağtekin’e teşekkür eden Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Adıyaman İl Temsilcisi Ali Deniz “Bugün bizim açımızdan çok değerli, kıymetli bir büyüğümüz, kendisini ağabey olarak tanımladığımız ancak yaptığı her çalışmada kendisiyle gurur duyduğumuz, mücadelesiyle, azmiyle hepimize örnek olan AK Parti İl Başkanı Mehmet Dağtekin’i, Medeniyet Sohbetleri’nde konuk ettik. Sayın Dağtekin başkanımız bugün burada Yönetimde Adalet Modeli başlığı altında bizlere Ömer Bin Abdülaziz’i anlattı. Bildiğiniz üzere kendisinin bu noktada yayımlanmış bir kitabı bulunmakta.  Bu söyleşimizde kendilerinden bol bol istifade ettik. Allah kendisinde razı olsun” diye konuştu.

Kaynak: (PHA)