Susuzluk en ciddi sorunumuz.

Sorun olarak gördüklerimiz yarın olmayacak belki. Ancak su, daha ağırlaşmış bir biçimde karşımıza çıkacak. Rezervlerimiz şehirleşme hızımızla ters orantılı

Abone Ol

Susuzluk en ciddi sorunumuz.

Bugün sorun olarak gördüklerimizin birçoğu yarın olmayacak belki. Ancak su, daha ağırlaşmış bir biçimde karşımıza çıkacak.

Rezervlerimiz şehirleşme hızımızla ters orantılı çünkü.

Kaynaklar azalıyor, biz çoğalıyoruz.

...

Bu sorundan şehri otuz yıldır yönetenler sorumlu. Bugünümüzü öngöremediler.

Daha doğrusu pilavsız kalışımızın sorumluları şehri otuz yıldır plânsız yönetenler.

Mermer ve taş ocaklarının yok ettiği ormanlarımızla birlikte bozulan su-toprak dengesi susuzluğu ciddi ciddi tetikliyor.

Kesilen ağaçlar ve ortaya çıkarılan mermer, suyun infiltrasyonu engellediği için çaylar çeşmeler kuruyor.

Hiç yazmadıysam on kere yazdım. Başkaları da yazdı.

En son iki yıl önce dikkat çekmiştim.

Hemen öncesinde, Gaziantep’in Göksüçayı'na inşa ettiği Düzbağ Barajı ile “Sularımız elden gidiyor,” diye veryansın etmiştim.

Düne kadar susuzluk çeken Şanlıurfa, Atatürk Barajı ile susuzluktan ve kuyulardan kurtuldu.

Gaziantep Düzbağ ile kurtulmak üzere.

Her iki şehir de bölgenin en susuz iki şehri.

Bizse çayları, dereleri, akarsuları ile şanslı şehirler arasında gösteriliyorduk.

Bugün, çaylarını, derelerini moloz ve hafriyatla doldurmuş, büyük akarsularını çevre illere kaptırmış şehir olarak görülüyoruz.

Çat Barajı, Düzbağ, Çetintepe bunlardan bazıları.

Adıyaman acilen Koçali, Gömükan, Kahtaçayı / Savat-Birimseçayı barajlarını bitirmeli.

Bütün enerjisini harcamalı bunun için.

Dünyanın en büyük beton dolgusuna sahip barajlar bu iki barajdan sonra başladı, önce bitti.

Her neyse, şehri yönetenlerin şunu iyi bilmeleri gerekir.

Taşıma suyla değirmen dönmez.

Çeşmelerle, küçük su kaynaklarıyla bu şehrin suyu karşılanmaz.

Koçali Barajının vereceği içme suyu en fazla 1000 lt/sn.

Bu da uzun vadede yetersiz. Yeni kaynaklar aramak zorundayız.

Düzbağ başta olmak üzere benzer su kaynaklarından Adıyaman’ın faydalanması için bugünden tezi yok harekete geçilmeli.

Helete civarında yapılan baraj, yaklaşık 200 kilometreden Gaziantep’in su ihtiyacını karşılayacak.

Aynı suyun kalanı Adıyaman merkez ilçenin sınırlarına girdikten sonra yanılmıyorsam üç adet HES inşası ile hem debisi hem de istikameti değiştirildiği için yeni güzergâh üzerindeki arazilerin sulamalarında kullanılıyor.

Yani merkez ilçeye suyunun suyu kalıyor anlayacağınız.

Buranın bize uzaklığı yüz kilometre.

Durup bakmakla yetineceğiz.

Gerger ilçemizin sınırları içinde kalan bolca su kaynağımız var.

Gene bu ilçemizin dibine kadar gelen Baraj Gölünün cazibeyle Adıyaman’a akıtılması mümkün.

Buraya not düşüyorum.

Adıyaman, Kahta ile Gerger arasında bir yerlerden alacağı suyla Atatürk Baraj gölünden beslenecek en sonunda.

Çünkü ancak buralardan cazibeyle su alabilmek mümkün.

Başka türlü enerji maliyeti yüzünden oldukça pahalıya gelecek.

Bir diğer seçenek, sünger şehir uygulamasına geçmek.

Yağmur sularının infiltrasyonla yer altına alınması.

Yeraltı su kaynaklarımızı kuruttuk. Yeniden kazanmak, çölleşmenin önüne geçmek zorundayız.

Tarım alanlarını koruyacak, olabildiğince toprak ve yeşillik alan oluşturacağız.

Buralar ne kadar çoğalırsa toprağın altına o kadar su alırız.

Toprağın altına alınacak her su, rezervi arttıracağı için kaynaklar yeniden coşacak, toprak su dengesi daha fazla korunacak, verimli alanlarımız akıp gitmeyecek, çeşmeler, çaylar dereler yeniden akacak.

Şehri bina ve asfalt kütlesi haline dönüştürmeyelim.

Yeşil, yeşil, yeşil.... Toprak, toprak, toprak...

İllaki yeşil, illaki toprak...

21 Temmuz 2021