Değerli okuyucularım,

Her alanda tam bağımsız güçlü Türkiye olma hedefimizin engeli kanlı ihanetlerden birisi olan 27 Mayıs 1960 darbesinin 82. yılında bu ihaneti unutmayıp, unutturmamak için bu yazımda arz ettiğim düşüncelerimle sizlerle birlikte olmak istedim.

Sizleri, 12 Eylül ve 28 Şubat’ın mağduru, 15 Temmuz’un milletimizle birlikte galibi olarak saygıyla selamlıyorum.

Demokrasimize, üniversitelerimize, siyaset kurumlarımıza, milletimizin göz bebeği TSK’mize büyük zararlar vermiş olan darbeler ve onların hormonlu ürünü vesayet sistemlerinden birisi de 27 Mayıs darbesi idi.

27 Mayıs 1960 Darbesi; 12 Eylül için; “Bizim Çocuklar Başardı” diyenlerin projesi idi.

İstiklal ve istikbalimize karşı yaptırılan darbeler tarihimizin bu ilk ihaneti ile milli iradenin yetki verdiği başbakan ve iki bakanımız idam edilmiş, toplumun her kesiminden binlerce yetişmiş insanımız mağduriyete uğramış, demokrasi tarihimizde kapanmaz bir utanç sayfası açılmıştır.

27 Mayıs Darbesini yapan ve yaptıranlar, 4 Ocak 1961'de Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nu çıkartarak bu kanunun kapsamında, Türkiye'de daha sonra yapmayı düşündükleri darbelerin de önünü açtılar.

Ülkemizin kadim dış düşmanları içimizdeki “Közkaman”ların eliyle 27 Mayıs darbesinden 20 yıl sonra da 12 Eylül darbesini de yaptırıp sözde müttefik ve komşumuz olan fakat her daim düşmanlığını gördüğümüz Yunanistan’ın NATO üyeliğine kabul edilmesini sağlattılar.

27 Mayıs darbesi ile diğer darbeler ve vesayetler, ülkemizin, bölge ve dünyanın esenliği için küresel tehdit olan PKK/YPG/SDG ve FETÖ gibi terör örgütlerinin var olmasına zemin hazırlamış, ileriye dönük toplumsal, siyasal, hukuksal, kültürel ve ekonomik anlamda tamir edilmesi güç tahribatlara yol açmışlardır.

Millet olarak; 27 Mayıs başta olmak üzere 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz ihanetlerinin açtığı her türden yaralarımızı sarmak için halen daha bedel ödüyor, enerji ve zaman harcıyoruz.

Türkiye’de darbe geleneğini başlatan bu karanlık günü unutmayıp unutturmamak, idam edilerek, işkencelerle şehid edilerek başta Başvekilimiz Adnan Menderes'i, bakanlarımızı, ve diğer yitirdiğimiz canlarımızı geri getirmese de Yassıada'nın Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na dönüştürülmesi, bir hakkın tutup kaldırılması olduğu için darbelerin mağdur ve mazlumları olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında emeği geçen herkese minnettarız.

27 Mayıs cuntası tarafında şehid edilen, Başvekilimiz Adnan Menderes ile bakanlarımız; Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun ve 27 Mayıs 1980’de evinin önünde vatan, millet ve devlet düşmanı tetikçisi komünist ipi dışarda Dev-Sol örgütünün piyonları tarafından şehid edilen Gümrük ve Tekel Eski Bakanımız Gün Sazak Bey’imizin manevi huzurlarında, 27 Mayısı,12 Eylülü, 28 Şubatı, 15 Temmuz’u yapan ve yaptıranları lanetle, şehitlerimizi, mağdur ve mazlumlarımızı rahmet, minnet, saygı ve şükranla anıyor,  İstiklal Şairimiz Merhum Akif’in dizeleriyle siz değerli okuyucularıma sağlık ve esenlikler diliyorum.

“Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!

 Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere!”

Türkiye Cumhuriyeti Devleti

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı

Yalçın Topçu