Değerli turizm yöneticileriyle sezona dair, güncel konularda değerlendirmeler yapıldı. Turizmin daha iyi olması adına güzel ve yapıcı sohbetlerin her zaman olması gerekir. Vurmadan, dağıtmadan ve her şeyi silecek konumda değilde, parçaları tamir ederek tamiri mümkün bilgiler olmalı. Geleceğin turizm anlayışının ne olması konusuna gelinen noktada ise, kurumsallaşma olmazsa olmazlardan. Aile şirketlerinin mutlaka bir yerde tıkanıklığın aşılmasına işaret edildi. Genel değerlendirme  içeriğini gönül rahatlığı ve içtenlikle samimi  bir yaklaşım sergilendi. Öncelikle turizmin ileriye dönük sürdürüle bilirliğinin olması için, temel taşlarını sağlam oturtmanız gerekir. Sonrasında ise binanın depreme dayanıklılık  testini yapmak mümkün olur. Aksi halde teste gerek kalmadan ilk depremlerde yıkılması muhtemeldir. Aile şirketlerinin ? oranında, turizm işletmelerinin  gerçeği olduğunu kabul etmemiz gerekir. Aile arasında belirlenen bir kişinin şirketin başına geçmesi, İşletmelerin Babadan oğula veya Kızına geçmesi, torunların devam ettiriyor olması da güzel bir gelenek.  Aile işletmelerin akrabalık ve hisse fazlalığına göre, işletmeye hakimiyet sağlanmasındaki yapı ile ilgili görüşler neredeyse aynıydı.  Aile işletmesinin varlığı ve devam ettiriyor olmasının güzelliği, Kendilerinin direksiyona geçmesi anlamına gelmez. Ailede benim, senin çocuğun eğitimi yüksek yapar anlayışından uzak kalmaları gerekir. Aile bireyleri tamamen patrondur ve kazanç payları ile çalışacakların geleceği umut olmaya devam eder. Bizim otelin müdürü ve çalışanlarına işletmemizin Misafirleri ile patronlarıdır diyebilmeli. Yetkisiz  yetkilendirmelerde bulunmamalı. İşletmede tam yetkili kılınmalı. Ekibin bütçe çalışmaları ve kontrolleri, bağımsız kurumsal firmalar aracılığı ile denetlenebilmeli. İşe girişte personellere otomasyon eğitimlerinde, özellikle patronların kim olduğu iyi anlatılmalı. Patron; Misafir, acente ve işletme yararına kazancına ortak olanlardır anlayışı hakim olmalı. Bahçede uçan kuş, palmiyeye dolanan kertenkele ve insanın gözüne hoş gelen ne kadar güzellik var ise patronun kazancıdır. İşletmede yaşayan her canlı, görsel şölendir. Ego tatminlerin yaşanmadığı yerde huzur ve düzenin sağlanacağı, kazancın istikrar anlayışı hakimdir.

tgun

Turizmin pandemi ve geleceği hakkında yüzeysel görüşler.

Pandemi dönemi açık olan otellerin, hijyen ve dezenfektan denetimleri titizlikle sürdürülmekte. Beklentimiz otellerin ful olacak şeklinde değil. Gelen misafirlerin sağlık güvenliği bizim için  ön planda. Kontrol edebileceğimiz misafir portföyünde çalışmak, en büyük hedefimiz. Ukrayna, Rusya ve Avrupa pazarının açılmış ve sorunsuz devam etmesi en büyük mutluluğumuz. Misafir gelen ülkelerin giriş ve çıkışındaki huzurun, ülkemizin genelinde de hassasiyet aynı şekilde hat safhadadır. 

Temennimiz beklentilerimiz gerçekleşinceye kadar, iç pazarında her zamankinden daha iyi tatil yapmaları sağlanmakta. İç Pazar  acil imdat planı olarak görülmemeli. Her zaman yanımızda olan ve iç içe yaşadığımız değerleri, sezonda da baş tacı yapmaya devam edilmesi zorunludur. Açık olan otellerin tedirginliği malum, fakat açılmayan tesislerinde kararları sorgulanmakta . Cevaplanamayan soruların, askıda kalması biraz daha devam edecek.

Turizmin sürdürülebilirliğine farklı pencereden bakalım.

Turizmin sürdürülebilirliğinden ne anladığımızı irdeleyelim isterseniz. Okullarda okutulduğu gibi, her şey toz pembe değil, bilakis staj dönemlerinde amirlerinden gördükleri bazı sorunların çözümlerine sahip olmaktalar.  Okul bitince otele girecek ve bir süre sonra şef veya müdür olacağız anlayışında kendilerini hazırlıyorlar. Verilecek imkanlarda ise tecrübesizliğin zararını işletme çekecekse, iyice pişmeden sofra hazır olmayacağını bilerek mesleğe başlamalılar. Alaylılar ise işin çekirdeğinden gelmelerinin avantajını her zaman yaşar. Tecrübe birikimlerini bilimsel çalışmalarla birleştire bilenler, başarıya ulaşabiliyorlar. Birde sektörden uzak hasbel kader küçük işletmeleri kiralayarak veya sahip olanlar var. Kendileri sektörden uzak oldukları için, bilmediklerini bilir yapıp, emir eli yöneticiler yaratıyorlar. Yanlışlıkla uzun süre orada çalışanlar ise, işi bilenlerle çalışmaya başladığında, sil baştan olanda oluyor, girdiği işletmenin düzenini bozmaya çalışanda. Turizm işi bilenlerin kalite ve markayı ön plana çıkartarak, uzun soluklu mesleği ve işletmeyi taşıyanların dünyası. Kişisel tasarrufları ile işletmeyi yönetenlerin, uzun ömürlü olmadıkları ve sürekli el değiştiren işletmeler olarak görmek mümkün. Sürdürüle bilir turizmin ana teması, bilinçli ve sisteme özgü çalışmanın ürünüdür. Bunun adına da sürdürüle bilir turizmin, başlangıcı olarak adlandıra bilirsiniz. Geleceğe dair kalifiye ve kalitenin başarıya ulaşması adına hemfikiriz.

Geleceğin Turizmi Nasıl Olmalı sorusu çözüm arayışlarıyla devam edecek.

 Öncelikle bahse konular birinci aşamaydı. Şimdi gelelim karkasına ve duvarlarına. Geleceğin turizminin cevabı hem çok basit, hem de çok zor bir soru. Turizm yapılaşmasında Belek , Kundu ve Lara bölgesinde bilinçli bir yapı ile turizme başlangıç esas alınmış. Çoğu sahillerde Çarpık yapılaşma bilinçsizce yapılmakta. Bulduğun araziye otel açalım anlayışı olursa, turizm nasıl olur. Destinasyonu belirlenmemiş bir turizmden bahsedersek, bir yere sanırım varamayız. İşletmenin nerede ve nasıl yapıldığından ziyade, konsept mantığını esas almak zorunluluğu var. Konseptsiz yapılan alelade işletmelerin, misafire sunumu ve  satış fiyatının düşmesi, bölge işletmeler için en kötü örnektir.

Turizmin geleceği nasıl olmalı sorusuna gelince durum farklılaşıyor.

Avrupa dan gerek hizmet, gerekse mimari yönden çok daha üstün olduğumuz bir gerçektir. Avrupa nın hizmet kalitesi, az adamla çok iş ve ücretlerinin  yüksekliği. Biz de hizmet kalite standardı var fakat,  ücretlendirme standartları otellere göre değişmekte. Öncelikle hizmet kalite standartlarını, otel konseptleri ile beraber standartlaştırmak. Belirlenen standartların uygulana bilir olmasına özen gösterilmeli. Eğitim standartlarının kalite anlayışına ve misafir memnuniyetine odaklanılmalı. Yaptık, oldu bittiler den uzak markanın standartlarına uygun takipçisi olunmalı. Gelecekle ilgili ciddi planlar ve projeler üretilmelidir. Dünya turizm birliğinin 2030 planlarını iyi takibe alarak dersimize iyi çalışılmalı. Dünya turizm örgütünde, destinasyonlara uygun planlara önem verilmeli.

Geleceğin turizm portalı, destinasyon lu projelerin fazla olması en büyük dileğimiz. Mimari projelere verilen değerin, çalışma ortamındaki personelin kalitesine  yansıması turizmin menfaatine olacaktır. Ülkemizin ve ülkelerin daha istikrarlı ve huzur dolu bir geleceğe kavuşsun. Devletlerin barışa verdikleri önem ve değerlerle, insanların sürdürülebilir turizmine de katkı sağlasın. Dünya da yaşayan her canlı rahat ve huzur içinde yaşamayı fazlasıyla hak etmektedir.

Saygı ve Sevgilerimle