TÜRKİYE'DE ÇOCUK OLMAK

Abone Ol

Biliyorum, zamanlamam yanlış!..

Ramazan'ın 27'nci gününde yüzde yüz gerçek de olsa, böyle bir konuyu gündeme getirmek hiç hoş değil!..

Ne çare ki elin ağzı çuval değil ki büzeyim..

Bir mikrofon, kamera ya da bir kaç kişilik minik bir topluluk zaptedemezsiniz; konuşur da konuşurlar. Hele de AB ya da bize dair düşünceleri ile büyüklerimizi hop oturtup hop kaldıran uluslararası birliklerin çok bilmiş raportörleri.. Söz konusu Türkiye ve Türkler olunca, üstlerine vazifeymiş gibi “estek olmuş, köstek yokmuş” diye diye kıçlarını yırtan Brüksel şovalyeleri… Türkiye’nin yoluna lafla da olsa takoz koymaya sevdalı bilmem ne uşakları..

İnsan suretine bürünmüş muzır mahlukların, başka dertleri yokmuş gibi yakın geçmişte oturmuş, Yeni Türkiye’nin şafağında güzel yurdumun çocuklarını araştırmışlar ve AB İlerleme raporuna dökmüşler,

Bu şerir teşkilata gore;

Yeni Türkiye’nin Ortaöğretim okullaşma oranında cinsiyetler arasındaki farkta artış varmış..

Güya kitaplarımızdan cinsiyetle ilgili önyargılar tam olarak kaldırılmamışmış!...

2023 Hedefine doludizgin koşan yurdum Çocukları arasındaki fakirlik oranı orantısız şekilde yüksekmiş..

Bu densizlere gore müslüman-muhafazakar ve dinidar halkımın çocuklarına yönelik aile içi şiddetle mücadele edecek etkili mekanizma bulunmuyormuş.

Neymiş efendim!.. Tam zamanlı çocuk yuvalarındaki şartların iyileştirilmesi gerekiyormış.

Çocuk işçiliğiyle mücadele konusunda henüz ölçülebilir bir gelişme yokmuş.. Yok daha neler!...

Şu iftiralara bakar mısınız?

Çocuk işçiliğini ortadan kaldıracak entegre bir sistem bulunmuyormuş.

Bu densizlere gore; Terörle Mücadele Kanunu'nda, "ağırlaştırıcı koşulların" çocuklara uygulanamayacağı ve çocukların sadece çocuk mahkemelerinde veya çocuk ağır ceza mahkemelerinde yargılanacağı öngörülmesine rağmen kanun tam olarak uygulanmıyormuş.

* Çocuk ıslahevi sayısı yetersizmiş.

* Çocuk Koruma Kanunu, 81 ilde çocuk mahkemelerinin kurulmasını gerektirmesine rağmen, bu mahkemelerin olmadığı illerde çocuklar, yetişkin mahkemelerinde yargılanıyormuş.

* Çocuk mahkemelerinde davalar uzun sürüyor.

* Yaşları 12-18 arasında değişen 2 bin 500 çocuk hapishanede. Ancak çocuklar için hapis cezasının en son başvurulan ceza yöntemi olması ve en kısa süreyi kapsaması gerekiyor.2010 yılı istatistiklerine göre, Türkiye'de 0-18 yaş grubu, nüfusun yüzde 35'ini oluşturuyormuş!.."

Elin gavuru ne ise de, ya ismi, cismi ve resmi ile bizden olanlara ne demeli?..

Mesela; Adalet eski bakanlarından Sayın Sadullah Ergin’I n’apmalı-neylemeli?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesini cevaplayan Adalet eski Bakanı Sn. Sadullah Ergin, "Türkiye'nin tecavüz, çocuk istismarı ve taciz suçları" haritasını açıklamış ve İstanbul'da 2011 yılında bin 486 tecavüz ve 2 bin 488 çocuk istismarı vakası yaşandığını, İstanbul'u bu vakalarda İzmir ve Ankara’nın takip ettiğini belirtmişti.

Gördüğü en çirkin haritanın bu olduğunu belirten Sayın Ergin, sözlerini:

“Türkiye’de il il taciz, tecavüz ve istismara uğrayan çocukların istatistiklerini alt alta görünce utandım. Sen de utan Türkiye… Bir erkek olarak utan, bir baba olarak utan. Böyle insanlarla aynı coğrafyada nefes almaktan utan. Sessiz kalmaktan, kayıtsız kalmaktan utan. Kimse ahlak, namus edebiyatı yapmasın. ‘Büyüklere saygı, küçüklere sevgi’ demesin.” diye sürdürmüştü.

Şimdi gövdemizin üzerinde taşıdığımız kafa denilen ana kumanda mekrezini avuçlarımızın arasına alıp düşünelim bir.

Belki de her gün yanı başımızda; oturduğumuz sokakta, mahallede, şehirde sayısız çocuk kayboluyor veya cinsel istismara maruz kalıyor. Ne biz bu çocuklardan haberdarız ne de onlar seslerini bir yerlere duyurabiliyor… Türkiye’de her 4 saatte bir, çocuk cinsel istismarı yaşandığını bilmem biliyor musunuz?

Müslüman Türkiye’nin dünyada çocuk istismarı sıralamasında üçüncü sırada yer aldığından haberiniz var mı?

İlk sormamız gerekeni yine en sona bıraktık galiba.

Pardon!.. Sizin çocuğunuz var mı?