Bizim ülkemizde bir tarafa mensupsanız illa o takrattaki bir gazeteyi satın almalısınız, anlayışı insanı kısır bırakan bir anlayıştır. Halbuki bu insanı monotonlaştırır, beğensek de beğenme sekte Cumhuriyet gazetesi 80'li yılların en muhtevalı gazetesiydi. Uğur Mumcu da Türkiye'nin en etkili gazetecisi.

Bu kadar etkili olmasına rağmen, beğenmediğim yazılarını tenkit etmek için gazeteye aradığında onun ev mi büromu bir başka telefonu verdiler aradığında arada herhangi bir sekreter olmadan o karşıma çıktı. " yazınıza daki şu fikrinize katılmıyorum" dediginde, çok sert yazım üslubuna sahip olnasına rağmen gayet yumuşak bir sesle o konuda kendi görüşlerini belge ve mantığa dayanan delilerle ifade etti.

Daha sonra öğretmen olarak Malatya'ya tayinim çıkınca önemli bir uğrak yerim olan Kerem kitabevinin sahibi Mehmet Beşeri imza günü için onu Malatya'ya getirmişti. Sadece bir kitap evine gelmesi herhangi bir kitap fuarı olmayışı yazarla okuyucu arasında uzun sohbet yapma imkanı da sağlıyordu. Tarih öğretmeni olduğumu söylediğimde ve "filan kitapta böyle yazıyor, falan kitapta şöyle yazıyor ancak siz aksini söylüyorsunuz" dediğimde o tavsiye niteliğind şunu ifade etmişti "tarihçinin görevi şu kitaptaki bu kitaptaki bilgileri olduğu gibi nakletmek değildir, o bilgiler doğru mudur, yanlış mıdır, onu araştırmak olmalıdır"

Bir 2 kişi ve ayakta duran insanlar görseli olabilir