Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili yazılarımdan sonra, göze aldığım üzere, tek tük de olsa aksi isnadsız iddiada bulunanlar oldu.

Ahir zaman hengamesindeyiz ve kasti bilgi kirliliğiyle beyinlere kazınmış, kemikleşmiş hükümleri, ön yargıları kırmak hiç kolay değil. Yüz yıldır örümcek ağı gibi yanıltıcı bilgilerle öyle kuşatılmış, öyle yanlışa sevk edilmişiz ki yüce Türk milletinin tarihindeki en büyük yanılgıyla karşı karşıya olduğu tanımlaması haksız değil.

On yıllık tasavvuf eğitimi, ağır bedeli ödenmiş aşk yolculuğu ile önümüze serilmiş, kazanılmış doğruları birleştirip büyük resmi görenlerden olmak nasip oldu çok şükür. Atatürk'ün gösterilmek istendiği gibi inançsız değil, on yıldır faydalandığım çağımız velilerinden Dr. Münir Derman, Hacı Ahmet Kayhan, Hacı Galip Hasan Kuşcuoğlu ve daha pek çok alim- velinin bildirdiği gibi, tam tersi hakiki iman ehli, hatta bir veli olduğu iddiasına inancımızda samimi ve eminiz şükürler olsun.

Onun döneminin mehdisi olduğu da ifade edildi hatta. Düşününce içinde bulunulan imkansız koşullarda başardıklarıyla ondan ala mehdi de olamazdı.

Yedi düvele karşı, siyasi, ekonomik, her türlü savaş verdiği o günlerin şartlarında dini vecibelerini tam yerine getirememiş olsa da, kendi deyimiyle, şeriat değilse de tam bir cihad müslümanıydı. O günlerin bıçak sırtı şartlarında imanının gizli olması gerekiyordu belkide. Gizli olduğu halde bunca engelle karşılaşmış. Açık olmuş olsa daha çok engelle, saldırıyla karşılaşacaktı muhakkak.

Yapılan hataların hepsini ona isnad etmekte haksızlık. Kaldı ki bazı hatalarını kendisi itiraf etmiş. Telafi etmek istemiş ancak sağlık durumu ve çevresindeki bazı hainlerin engeline takılmış. Bize düşen dağ gibi yüce Türk Milletine hizmetleri için saygıda, şükranda kusur etmemek, varsa hataları için hükmü, herkes için olması gerektiği gibi yüce Allah'a bırakmaktır.

Hızır as.'ın sözü ile; hiçbirşey göründüğü gibi değildir. Ata'mız da gösterilmek istendiği gibi dinsiz, inançsız asla değildir.

İsnatsız suizan ve hatta hakaret içeren yorumlarla vebal almalarına vesîle olduklarım için üzgünüm ancak; ordusu dağıtılmış, parçalanmış, bölüşülmüş vatan koşullarında, ilahi koruma ve yardımdan aldığı güçle, müslüman yurdunu kafir düşman çizmelerince çiğnenmesi, müslüman kadınların kafir tecavüzlerinden kurtuluşu için cephe cephe koşup, bizzat savaşarak temizlenmesini sağlayan; dahası dünyayı hayrete düşürecek bir mucize ve pek çok millete örnek olarak Türkiye Cumhuriyeti devletimizi kurup bizlere bahşeden atamıza, kandırılmış oldukları için de olsa, kadir- kıymet bilmezlerin vebal alma riskine rağmen sahip çıkacaklar da olmalıydı. İlelebet de olacak. Türkiye Cumhuriyetimiz için dileği, kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk için de geçerli olacaktır.

Asıl, adını anmaya imtina ettiğim, Atatürk düşmanlığıyla gizli, hain emelleri malum kendi üstadlarının kim olduğu ve kimlere hizmet ettiğini de anlarlar inşallah.

Artık üzüntülerimiz Allah'ın rızası dışında iş yapmış ve O'nun beklentilerini yerine getirememiş olmak kaynaklı şükürler olsun. Lütfu vatanımıza hakkınca sahip çıkamamış olmak tek endişemiz. İçinde bulunduğumuz koşullarda endişemizde haksız olmadığımız da apaçık görülüyor.

Rastladığım bir videoda, avrupa parlementosunda başkanın ülkemizin durumuyla ilgili yaptığı alaycı konuşma çok üzmüştü. Hayvanat bahçesi müdürünün tübitağa atanması, trafoyu kedilerin patlatmış olması gibi handikaplardan söz ediyor, dış güçler size ne yapabilir ki, siz kendiniz kendinize yapıyorsunuz gibi sözlerle gülmekten kırılıyordu. Acı gerçeğimiz bu maalesef.

Bu vatan hepimizin, Türkiye cumhuriyeti sahip çıkmamız gereken ortak değerimiz. Dilimiz, dinimiz, kültürümüz ve Türk Milletine ve İslam'a hizmet etmiş tüm atalarımız bekamızın olmazsa olmazı. Hepsi sımsıkı sarılmamız gereken hazinelerimiz. Ayrımcılık ve siyasi hırslarla birbirimize düşmemiz o şeytanın hilesini taktik alarak, yapacağını yapıp, ben ne yaptım ki diyerek olanları gülerek seyredenlerin işini kolaylaştırmaya devam edecektir.

On yıldır dağ eteğinde yarı uzlet hayat yaşıyor olsam da, memleketimiz ve dünyada olup bitenlerle ilgili her şeyden haberdar, çoğumuz gibi çok üzgün ve endişeliyim. Birbirimize sataşmanın, hakarette, alayda üste çıkmanın hiç birimize faydası yok.

Söz konusu vatansa, milletimizse güvendiğimiz kişiler kim olursa olsun acaba yanılıyor olabilir miyim, bilmeden Rab'bime ve vatanıma ihanet içinde miyim endişemiz olmalı. Doğrunun izini sürmeli, içimize en küçük şüphe doğduğunda, yüreğimize üşüme geldiğinde de en küçük prestij kaygısı duymadan derhal çarkedebilmeliyiz. Vatan yoksa hiç bir şey olmaz, vatan tehlikede ise iman da tehlikededir zira.

Yıllardır yapmaya çalıştığım sadece bu. Hangi kitapları okuyor, o dönemde kimlerden besleniyorsam sizlerle paylaştım. Hataya düştüğümü hissettiğimde samimiyetle itiraf ettim. Anında çarkettim.

Atatürk'ümüzle ilgili kanaatim basit bir hüsn-ü zan değil. 2012 yılından itibaren karşıma çıkarılan, faydalandığım tüm Allah dostlarının ortak özelliği. Arada Atatürk düşmanlığını hissettiğim guruplarla görüştüğüm olsa da hiç biri kalıcı olamadı. Gönlüm hep reddetti Atatürk'le ilgili suizanlarını.

Beslendiğim kaynaklardan ve yaşayarak öğrendiğim, hissettiğim doğruları birleştirip büyük resmi görebilmek nasip oldu. Her yüzyılda gelen mukaddes görevli Türkler zincirinin iki halkası olan Yunus Emre ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün mukaddes görevlerini idrakle doğrular netleşti. Pazılın parçaları tamamlandı çok şükür.

Yıllardır ikilemde kaldığım her hususta dualarımla Rab'bimden doğruyu göstermesini diledim ve dilemeye devam ediyorum. Son manevi seyahatimin sürpriz finalinde; Erzurum'da, istihare makamındaki Nimet Anne'nin rüyası aracılığıyla Rab'bimin verdiği işaret tüm delillerden önemliydi.

Ha keza kitabımı, yazılarımı okumalarıyla gönüllerine dokunmuş olduğum kardeşlerimden de Atatürk ile bağlantılı ve yolumda hızla ilerlediğime dair rüya müjdeleri aldım bu süreçte. Bu müjdelerle gönlümdeki Rab'bimin onayı hissim olmasa inanın kimseye inanmazdım.

Hepbirlikte doğrunun izini sürmeye devam edelim. Rab'bimiz Hadi adıyla yolumuzu göstermeye devam etsin, milletimizin içinde bulunduğu bu kritik süreçte hayra vesile olabilmeyi, güzel hizmetlerini nasip eylesin.

Amin Ya Rab'bi!..

Adevviye Şeyda Karaslan