Şair Nâbî Üsküdar Karacaahmet’teki mezarı başında anıldı

Şair Nâbî, Üsküdar Karacaahmet mezarı başında anma programı düzenlenerek anıldı.

Şanlıurfa İl Millî Eğitim Müdürlüğü öncülüğünde İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü, İstanbul Esenler Belediyesi, Haliliye Belediyesi ve İstanbul Esenler İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü organizesinde Şair Nâbî'nin İzinde programı İstanbul etabı başladı.

İlk olarak Şair Nâbî'nin Üsküdar Karacaahmet mezarı başında anma programı düzenlendi.

Şair Nâbî'nin kabri ve Üsküdar’daki evi ziyaret edildi. Daha sonra Tarihi Yarımada gezisi kapsamında Ayasofya ve Sultanahmet Camii ziyaret edildi. Aynı günün akşamı Boğaz Turu yapıldı.

Şair Nâbî evinin kurucusu ve Türkiye Yazarlar Birliği Şanlıurfa Şube Başkanı Cuma Ağaç'ın Kur'an tilaveti sonrasında Proje koordinatörü Eyyüp Azlal,Şair Nâbî'nin edebiyat dünyasında yerini ve önemini haziruna anlattı.Öğrencilerin Şair Nâbî'nin şiirlerinin okumasıyla buradaki program sona erdi.

Programa Esenler Belediyesi Kültür Sanat Merkezi sorumlusu İbrahim Halil Aygül,Esenler İlçe Millî Eğitim Şube Müdürü Nilifer İnan, Koordinatör Okul müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

Nabi 1

26 Haziran 2025 Perşembe günü de Eyyüpsultan ziyaretinin ardından Esenler Kültür Merkezinde Nurettin Topçu Paneli düzenlendi. Sonrasında Rami Kütüphanesi ziyaret edildi.

Aynı günün akşamı, Rami Kütüphanesinde Yazar Eyyüp Azlal ile "Gençler İçin Nâbî" Söyleşisi ve ardından Şair Nâbî Şiir Gecesi gerçekleştirildi.

Etkinlik boyunca Şair Nâbî'nin izinde İstanbul'un tarihi, kültürel ve manevi mekânları ziyaret edildi, söyleşiler, paneller ve şiir gecesiyle edebiyat dolu anlar yaşandı.

Nabi Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri:

Yusuf Nâbi, (d. 1642, Şanlıurfa – ö. 10 Nisan 1712, İstanbul) Dîvân edebiyatı şairi.

Nabi Kimdir?

1642 senesinde, Şanlıurfa’da doğan Yusuf Nâbi yokluk ve sefalet içinde yaşayarak büyümüş, 24 yaşındayken de İstanbul’a gitmiştir. Burada eğitimine devam eder, şiirleri ile tanınmaya başlar. Paşa vefat edince ise Halep’e gider. İstanbul’da geçirdiği dönemde birçok önemli isimle arkadaşlıkları olmuş, sarayla da bazı ilişkiler kurmuştur. Bunun da etkisiyle, Halep’te geçirdiği yıllarda (yaklaşık 25 yıl) devletin sağladığı imkânlarla rahat bir hayat sürdürmüştür.

Eserlerinin çoğunu Halep’te geçirdiği bu yıllarda kaleme almıştır. Daha sonra arasının da iyi olduğu Halep Valisi Baltacı Mehmet Paşa sadrazam olunca Nâbi’yi yanına aldı. Bu dönemlerde Nâbi Darphane Eminliği, Başmukabelecilik gibi görevlerde bulundu. Ayrıca, bazı kaynaklara göre Nâbi aynı zamanda çok güzel bir sese sahipti ve müzik konusunda da fazlasıyla başarılı idi. “Seyid Nuh” ismiyle bazı besteleri olduğu bilinir.

Nâbi Osmanlı’nın duraklama devrinde yaşamış bir şairdi, yönetim ve toplumdaki dejenerasyona ve bozukluklara şahit oldu. Çevresindeki bu negatif olgular onu didaktik şiir yazmaya itmiş, eserlerinde devleti, toplumu ve sosyal hayatı eleştirmesine neden olmuştur.

Ona göre şiir hayatın, karşılaşılan sorunların ve günlük yaşamın içinde olmalı, hayattan, insandan ve insanî konulardan izole edilmemelidir. Bu yüzden şiirleri hayat ile alâkalı, çözümler üretmeye çalışan, yer yer nasihatta bulunan bir yapıdadır. Eserlerinin herkes tarafından anlaşılması ve hayatla iç içe olmasını istemesindendir belki de, kullandığı dil yalın ve süssüzdür.

“Bende yok sabr-ı sükûn, sende vefadan zerre,
İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kere.”

“Nâ” ve “bî” kelimeleri arapça ve farsçada ‘yok’ anlamına gelmektedir. Bu beyitte Nabî mahlasının oluşumunu belirtmektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “AK Parti ailesini yeni katılımlarla büyütüyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan “AK Parti ailesini yeni katılımlarla büyütüyoruz”
İçeriği Görüntüle

10 Nisan 1712 tarihinde vefat etmiş, Üsküdar’da Karacaahmet Mezarlığına gömülmüştür.

Nâbî, klasik şark dillerini ve İslâm ilimlerini çok iyi bilen âlim ve fâzıl bir şâirdi. Fikri bir takim söz sanatlarıyle süslemeden, fikir olarak söylemek yolunu seçmiş ve bunda dikkate değer bir şahsiyet göstermiştir. Dili sade şiirinde his ve hayalden ziyâde düşünceye ehemmiyet veren Nâbî, bol yazmak ve değişik konular üzerinde söz söylemek temayülünde bir şâirdir.

Nâbî’nin fikir ve düşünceleri gibi dil ve edebiyat hakkındaki görüşleri de kendi çağı içinde ehemmiyetli, orijinal ve yenidir. Önemli bir kısım manzumelerinde ve manzum eserlerinde bir ahlâkçı tavır alması ve bu yüzden yer yer kuru ve didaktik kalması devrinin sosyal aksaklıklarıyla alakalıdır.

Muhabir: Zeynel abidin Kıymaz