HAYIRLI GÜNLER KOMŞUM / DERDİNİZ DERDİMİZDİR sloganıyla yola çıkan MHP heyeti Akyurt sanayinde ELAS plastik sanayi sahibi Zafer Gülseven'i ziyaret ettiler.

MHP genel başkan yardımcısı Prf.Selim Yurdakul başkanlığında ki heyet Akyurt sanayi bölgesindeki gezi ve temaslarını ELAS plastik sanayinde devam ettirdiler.

MHP ÖKYK üyesi Zafer Gülseven ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ettikten sonra yaptığı konuşmada şunları söyledi:

HAYIRLI GÜNLER KOMŞUM / DERDİNİZ DERDİMİZDİR

BU KUTLU BAYRAK DALGALANDIKÇA ONUN RÜZGÂRI BİZİZ!...

Değerli Ankaralılar, Kıymetli İlçe Başkanlarımız, Dernek başkanlarımız, Oda

Başkanlarımız, Muhterem İş İnsanlarımız, Sivil Toplum kuruluşlarının değerli

Yöneticileri

Sizleri sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum.

Parti Genel Merkezimiz tarafından düzenlenen Hayırlı Günler Komşum ve

Derdiniz Derdimizdir buluşmaları vesilesiyle bir aradayız. Böylesi seçkin bir

grupla bir araya geldiğim için mutluyum, huzurluyum.

Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

Değerli Arkadaşlar,

Sözlerime iki cihan güneşi, Fahrikainat efendimizin bir hadisi şerifiyle başlamak

isterim: “Cebrail bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, onu

mirasçı kılacak sandım.”

Evet, alemlerin yaratılış sebebi böyle buyuruyor. Yani komşunun hakkı

neredeyse bizim hakkımızdır.

Eskiler ne güzel söylemiş: “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.”

Evet, bizim dinimizde, kültürümüzde kısacası medeniyet tasavvurumuzda

komşuyla iyi geçinmek adeta dini bir gerekliliktir. Komşuna sahip çıkmak,

derdiyle dertlenmek, derdine deva olmak Müslüman ve dahi Türk olmanın bir

gerekliliğidir. Bu bakımdan burada yapacağım konuşma; şehrimize ticarette,

siyasette ve sivil toplum alanında hayat veren sizin gibi kıymetli isimlere, değerli

komşularıma bir Türkiye fotoğrafı çekme umudu taşımaktadır.

Değerli Dostlar,

Bugün burada sadece bir konuşma yapmak için değil, bir hakikati hatırlatmak,

bir sesi yükseltmek, bir rüyayı paylaşmak için bulunuyoruz. Çünkü bu kürsüler,

sadece kelimelerin değil, şehitlerin, gazilerin, anaların, çocukların ve bir milletin

bin yıllık duasının yankılandığı kürsülerdir.

1

Biz bu topraklarda sadece yaşamadık. Biz bu topraklarda ağladık, güldük,

direndik, düştük, kalktık. Biz bu topraklarda kardeş olduk. Ve biz bu topraklarda

bir şey daha olduk: Biz millet olduk, millet!

Ama millet olmak, sadece nüfus sayımıyla, sadece sınır çizgileriyle, sadece

pasaportla ölçülemez.

Millet olmak, aynı acıya ağlamak, aynı sevdaya yanmak, aynı bayrağa bakarken

aynı duayı etmek demektir. Millet olmak, aynı kaderi paylaşmak, aynı geleceği

kurmak demektir.

Şüphesiz ki bir geleceğin hayalini kurmak için hemdert olmak, kavli karar etmek

şarttır. Biz Türkler ve bu coğrafyada yaşayanlar olarak 1000 yıldır; yöneldiğimiz

kıbleden hareketle hemdert olduk. Haçlı akınlarına birlikte göğüs gerdik. Sevr’i

birlikte yırtıp attık. Emperyalizmin oyununu dün bozduğumuz gibi bugün de

Yavuz Ağıralioğlu Adıyaman İl binasının açılışını yaptı
Yavuz Ağıralioğlu Adıyaman İl binasının açılışını yaptı
İçeriği Görüntüle

bozmakta kararlıyız.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin tüm kadroları, bütün gönüldaşları Bilge Lider’in

işaret ettiği Terörsüz Türkiye hedefine odaklanmıştır. Hedef belli, karar nettir.

Türkiye terör prangasından kurtulacaktır.

İşte bu yüzden “Terörsüz Türkiye” diyorsak, bu sadece bir güvenlik politikası

değildir. Bu bir medeniyet iddiasıdır. Bu bir vicdan restorasyonudur. Bu bir

gelecek tasavvurudur. Ve bu tasavvur, sadece Anadolu’nun değil, gönül

coğrafyamızın tamamını kapsar.

Bu tasavvurun sınırları, haritalarla değil, kardeşlikle çizilir. Bu tasavvurun sesi,

diplomasiyle değil, milletin vicdanıyla duyulur: “Benim aklım hep Türkiye’dir!”

Değerli Arkadaşlar,

“Benim aklım hep Türkiye’dir.” cümlesi okumasını bilene manifesto, anlayabilen

bir hikmettir. Bu bir umde, kaide ve dahi pusuladır. Bilge Liderimizin bu çıkışıyla

birlikte emperyalistlerin senaryoları ellerinde patlamış, emperyal hayalleri suya

düşerken, karanlık kalpleri bir kere daha durma noktasına gelmiş.

Aklı hep Türkiye olan Liderimiz; iç cepheyi güçlendirmek adına el uzatırken;

1000 yıllık kardeşliğin hak ve hukukunu gözetmiş, et ve tırnak olan Kürt ile

Türk’ün arasına çekilen terör perdesini yırtıp atmıştır.

Hamd olsun; Terörsüz Türkiye hedefi, Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle bir

devlet projesine dönerken emekler boşa çıkmamış, PKK silahlarını yakarak

kendisini fesh etmiştir. Sırada örgütün Suriye’deki uzantıları vardır. Gayrimeşru

hiçbir yapı bu bölgede silah sahibi olamayacaktır.

2

Terör; mutlaka hayatımızdan sökülüp atılacak büyük Türkiye’nin önündeki bu

engel asırlık birliğin ve sonsuz kardeşliğin nuru karşısında eriyip gidecektir.

Milletimizin sahiplendiği, kamu vicdanının yüreklendirdiği Terörsüz Türkiye

projesi bir devlet projesi bir millet pratiğidir. Bu hedeften geriye dönüş söz

konusu değildir.

Terörsüz Türkiye; arz-ı mevud (yani İsrail oğullarının dediği vaad edilmiş

topraklar) hayallerine çekilen demir bir perdedir. Soykırımcı İsrail’in Gazze’de

katliamlar yaptığı terör yapılanmasına karşı bu cepheden alınmış en büyük

tedbir ve önlemin ta kendisidir.

Terörsüz Türkiye; Suriye’nin ve Irak’ın bütünlüğü, istikrarı ve güveni demektir.

Terörsüz Türkiye; yükselene süper güç Türkiye’nin birlikte istikbale yürüdüğü

KKTC’ye ve Türk Dünyası’na sunduğu gelecek projeksiyonudur.

Terörsüz Türkiye; tüm federasyon yanlılarına, tüm iş birlikçilere rağmen Kıbrıs

Türklüğünü korumak, gerekirse Kıbrıs’ı 82 ile kodlandırmak demektir.

Terörsüz Türkiye; Mavi Vatan’da oyunları bozan, tüm sahillerimizde ve

sularımızda muktedir bir ülke inşa etmek demektir.

Terörsüz Türkiye; Kafkaslar’dan Balkanlar’a, Afrika’dan Asya’ya kadar uzanan

gönül coğrafyasında oyun kurucu Türkiye’yi imar ve inşa etmek demektir.

Terörsüz Türkiye; maddi kaynakların terörle mücadeleye değil yatırıma

aktarılmasıdır. İştir, istihdamdır, yatırımdır.

Muhalefetin elinde üstünde tepindiği bir fitneyi ortadan kaldırmaktır.

Bu bakımdan Terörsüz Türkiye; güçlü yarınlardır!

Değerli Arkadaşlar,

Şu konunun altını da özellikle çizmek isterim:

Terörsüz Türkiye hedefine giderken terör örgütüyle bir pazarlık söz konusu

değildir.

Bir alışveriş olmamıştır ve olmayacaktır.

Bir şart, dayatma, sürecin doğasına aykırıdır.

Anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili görüşlere kapalıyız. Vatandaşlığın tanımı

açıktır ve kapsayıcıdır, aksi tüm teklifler bizim nazarımızda yok hükmündedir.

Bir Şehit yakını olarak diyorum ki;

3

Şehitlerimizin ruhlarını incitecek ve gazilerimizin gönüllerine toz konduracak

hiçbir iş ve eylemin gerçekleşmesi mümkün değildir!

Tüm mesele 1000 yıllık kardeşliği yaşatmak ve emperyalistlerin oyununu hep

birlikte bozmaktır.

Şair ne güzel söylemiş: “Ey Canımın Toprağı Sevincimin Kumaşı Onlar ülke, sen

vatansın!”

Biz bu haritayı cetvelle değil, şehit kanıyla çizdik. Biz bu haritayı müzakere

masasında değil, milletin vicdanında çizdik.

Bugün “Terörsüz Türkiye” diyorsak, bu sadece iç güvenlik değil, dış barışın da

teminatıdır. Bu sadece sınırlarımızın değil, gönül coğrafyamızın da huzurudur.

Ve bu huzur, sadece silahla değil, sözle, sohbetle, ziyaretle, duayla inşa edilir.

O yüzden “Hayırlı Günler Komşum” diyoruz. O yüzden “Derdiniz Derdimizdir”

diyoruz. Çünkü biz siyaset yapmıyoruz, biz milletle konuşuyoruz. Biz

propaganda yapmıyoruz, biz dert dinliyoruz, dertleşiyoruz…

Bu ziyaretler, sadece bir program değil, bir vicdan seferberliğidir. Bu sohbetler,

sadece bir etkinlik değil, bir milletleşme ritüelidir.

Ve bu ritüelin içinde Kıbrıs vardır. Gazze vardır. Kerkük vardır. Hakkâri vardır.

Edirne vardır. Çünkü biz, birlikte rahmet vardır diyen bir medeniyetin

çocuklarıyız.

Çünkü biz, bu milletin vicdanıyız.

Çünkü biz, bu çağın iradesiyiz! Çünkü Biz Ülküyücüz.

Çünkü biz, Milliyetçi Hareket Partisiyiz

Değerli Arkadaşlar,

Terör, sadece bir güvenlik sorunu değildir. Terör, bir milletin hafızasına saplanan

hançerdir. Terör, çocukların rüyasına sızan karanlıktır. Terör, anaların

gözyaşında boğulan bir çağrıdır. Ve biz bu çağrıyı duyduk. Biz bu hançeri tanıdık.

Biz bu karanlığı yırtmaya yemin ettik.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu mücadeleyi sadece silahla değil, fikirle,

iradeyle, milletle verdik. Çünkü biz biliyoruz ki terörle mücadele, sadece dağda

değil, sokakta, okulda, kürsüde, kalpte verilir.

Sayın Devlet Bahçeli’nin liderliğinde yürütülen “Terörsüz Türkiye” hamlesi,

sadece bir güvenlik politikası değil, bir devlet aklı manifestosudur. Bu hamle,

4

sadece teröristleri değil, terörü besleyen zihniyeti hedef alır. Bu hamle, sadece

sınırları değil, zihinleri temizler.

Devlet Bahçeli’nin duruşu, bir strateji değil, bir vicdanın sesidir. Onun sözleri,

sadece siyasi değil, tarihîdir. Çünkü o, milletin hafızasında yankılanan bir

cümleyi tekrar tekrar kurar: “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı

olan herkes Türk’tür.”

Bu cümle, terörün etnik tuzaklarını bozan bir devlet aklıdır. Bu cümle, kardeşliği

hamasetten çıkarıp hukuka taşıyan bir millet iradesidir.

Bugün terörle mücadelede geldiğimiz nokta, sadece bir başarı değil, bir bedel

ödemişliğin onurudur. Şehitlerimizin kanıyla yazılmış bu destan, sadece

geçmişe değil, geleceğe de bir çağrıdır.

Ve bu çağrının içinde Kıbrıs vardır. Bu çağrının içinde Gazze vardır. Bu çağrının

içinde Kerkük vardır. Çünkü biz, sadece Türkiye’yi değil, Türk’ün olduğu her yeri

korumakla mükellefiz.

Devlet Bahçeli’nin “KKTC isterse 82. il olsun” çıkışı, bu çağrının en net, en cesur,

en ironik cümlesidir. Bu cümle, haritaları değil, kalpleri çizer. Bu cümle, diplomasi

değil, milletleşme teklifidir. Bende bir KKTC vatandaşı olarak diyorum ki

Atalarımızın kanla suladığı toprakları asla ve asla bir federasyon hayali ile

Rumlara peşkeş çekmeyeceğiz.

Terörsüz Türkiye, sadece bir proje değil, bir medeniyet restorasyonudur. Bu

restorasyonun mimarı, milletin iradesi; mühendisi, devletin aklıdır. Ve bu akıl,

bugün Sayın Bahçeli’nin liderliğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğiyle, bir

devlet politikası hâline gelmiştir.

Türkiye, kırk yılı aşkın bir süredir terörle boğuşurken, şehitlerin sessizliği ve

gazilerin direnciyle örülü bir toplumsal hafıza inşa etti. Emperyalizmin kaynattığı

kazan, kardeşliği hedef aldı; sosyal doku çatladı, umutlar sarsıldı. Terör, yalnızca

cana değil, zamana da kastetti—modernleşme yolculuğunda yarım asırlık bir

gecikme bıraktı geride.

Ancak Türkiye, bu karanlığa karşı refleksini olağanüstü bir hızla gösterdi. PKK

ve FETÖ gibi örgütlere karşı yürütülen mücadele, teknolojik ilerleme, siyasi irade

ve milletin varlık bilinciyle birleşince caydırıcı bir güce dönüştü. Terörizme “pes”

dedirten bu süreç, Türkiye’nin diz çökmeyeceğini, milletin varoluş azminin

kırılmayacağını dünyaya ilan etti.

5

Şimdi sahnede yeni bir perde: Terörsüz Türkiye. MHP, tarihî sorumluluğunun

gereği olarak bu atmosferin inşasına öncülük ediyor. Uzlaşmacı ve barışçı

politikalarla, değişen dünya dengelerine uygun yeni paradigmalar hayata

geçiriliyor. “Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik” temasıyla 81 ili kapsayan buluşmalar,

bu yeni iklimin ilk nefesleri olarak yankılanıyor.

Değerli Dostlar, Terörsüz Türkiye idealine halkın gösterdiği yoğun ilgi, MHP’sini yeni bir

toplumsal seferberliğe yönlendirmiştir. “Hayırlı Günler Komşum” ziyaretleri ve

“Derdiniz Derdimizdir” sohbetleriyle, milletin her kesimiyle doğrudan temas

kurulacak; evlerden esnafa, köylerden sivil toplum kuruluşlarına kadar geniş bir

yelpazede dertler dinlenecek, çözüm yolları konuşulacaktır.

Bu etkinlikler, sadece terörle mücadeleyi değil, aynı zamanda bölgesel barıştan

KKTC’nin statüsüne, ekonomik kaynakların verimli kullanımından Türkiye’nin

stratejik çıkarlarına kadar uzanan bir devlet felsefesinin halkla paylaşımıdır.

MHP, bu süreci halkın vicdanına yerleştirmek ve Terörsüz Türkiye’yi soyut bir

ülküden somut bir gerçekliğe dönüştürmek için sahadadır.

MHP, yalnızca güvenlik değil, ekonomik ve sosyolojik dönüşüm alanlarında da

aktif sorumluluk üstlenmektedir. Hayat pahalılığı ve gelir eşitsizliği karşısında

bordroluların alım gücünün artırılması gerektiği vurgulanırken, teknolojik

gelişmelerin tetiklediği toplumsal çözülmeye karşı Türk aile yapısının korunması

elzem görülmektedir. Bu çerçevede sosyal projeler ve yasa teklifleriyle destek

verilecektir. Öte yandan, muhalefetin yapıcı siyaseti terk ederek karamsarlık ve

kutuplaşma üzerinden yürüttüğü yıpratma politikaları, Türkiye’nin sosyal

barışına ket vuran bir anlayış olarak eleştirilmekte; MHP, halkın dertleriyle

hemdert olmayı siyasetinin temel taşı olarak görmeye devam etmektedir.

Biz bu politikayı sadece savunmuyoruz, yaşıyoruz. Biz bu mücadeleyi sadece

anlatmıyoruz, taşıyoruz. Çünkü biz, Milliyetçi Hareket Partisiyiz. Çünkü biz, bu

milletin yükünü omuzlayan, bu çağın karanlığını yaran, bu toprağın duasını

taşıyan bir hareketiz.

Siz değerli komşularıma bir kere daha teşekkür ediyor, derdiniz derdimizdir,

derdinizin devası için hep birlikteyiz diyorum. Hayırlı Günler komşum! Allah’a

emanet ol komşum! Sözlerimi Genel Başkanım Dr. Devlet BAHÇAELİ beyin şu

müstesna duası ile sonlandırıyorum.

6

“Hak Teala;

Karlı dağlarımızı yıkmasın.

Kardeşliğimizi ve birliğimizi bozmasın.

Milletimizi korusun, devletimizi güçlü kılsın.

Ülkücünün alnını açık, talihini güzel etsin.

İmandan ayırmasın, derlesin, toplasın, Bağışlasın dedi.

Haber: GAP olay

Zeynel Abidin Kıymaz

Muhabir: Zeynel abidin Kıymaz