Yaşarken değil, ancak ölüm gibi kesin bir gerçekle karşı karşıya kalındığında, insanlar bir araya gelir ve sevdiklerini omuzlarında taşırlar.

“YAŞARKEN ELİNDEN TUTAN YOK, ÖLÜRKEN OMUZLARINDA TAŞIYORLAR”

Merhaba okuyucularım,

İnsanın varoluş serüveni, karmaşık çelişkilerle dolu bir yolculuktur. Hayatın her aşamasında, insanlar arasındaki ilişkilerde ve bireyin kendi iç dünyasında bu çelişkiler belirgin bir şekilde ortaya çıkar. “Yaşarken elinden tutan yok, ölürken omuzlarda taşıyorlar” sözü, bu derin gerçeği özlü bir şekilde ifade eder.

İnsanın yaşamında karşılaştığı ilk çelişki, güven ve samimiyet ile yalnızlık arasındaki dengeyle ilgilidir. Her insan, bir ilişki içinde olduğunda veya bir bağ kurduğunda, karşılıklı güven ve samimiyet arar. Ancak hayatın karmaşıklığı içinde, bazen insanlar gerçekten destek olamazlar. Bu durum, insan doğasının kırılganlığıyla yakından ilişkilidir. Zor zamanlarda elinden tutacak birini bulmak genellikle güçtür. Ancak ölüm gibi kesin bir gerçekle karşı karşıya kalındığında, insanlar bir araya gelir ve sevdiklerini omuzlarında taşırlar.

Diğer bir çelişki, insanların değer verme ve vefayla ilgili tutumları arasındadır. İnsanlar, birine değer verdiklerinde, onun yanında olmak, desteklemek ve yardım etmek isterler. Ancak bu değer ve vefa, sıklıkla beklenenin ötesine geçmez. Yaşam boyunca gerçek bir dost veya destekçi bulmanın zorluğunu birçoğumuz deneyimleriz. Yine de, ölüm geldiğinde, birçok insan sevdiklerini omuzlarında taşımak için bir araya gelir. Bu, hayatın trajik ironisini yansıtır.

İnsanlar arasındaki ilişkilerin yüzeysellik ve derinlik arasındaki dengeyi sürdürme zorunluluğunu da göz önünde bulundurmalıyız. Günlük yaşamda birçok ilişki yüzeyseldir ve sadece sosyal normlara uygun olarak devam eder. Ancak kriz anlarında, bu yüzeysellik genellikle çöker ve gerçek duygular ortaya çıkar. Ölüm gibi bir trajedi, insanları derin düşüncelere ve duygulara sürükler ve bu da ilişkilerin derinleşmesine neden olabilir.

Sonuç olarak, “Yaşarken elinden tutan yok, ölürken omuzlarda taşıyorlar” sözü, insanın yaşamı boyunca karşılaştığı çelişkileri ve ilişkilerin karmaşıklığını özetler. İnsanlar, günlük yaşamın yalnızlık ve yüzeysellikle dolu olmasına rağmen, ölüm gibi evrensel bir gerçekle yüzleştiklerinde bir araya gelirler. Bu, insan doğasının derinliklerini ve hayatın anlamını anlamaya çalışırken karşılaşılan bir paradokstur.


Ey insan, yaşarken elini tutacak yok sanma,
Zor anlar gelir, yalnız başına kalma.
Değer verdiğin dostları sık sık hatırla,
Ölüm gelince, omuzlarında taşırlar seni.
Dünya fani, her şey geçicidir unutma,
Gönlündeki derinlikleri keşfet, içini aydınlat.

Saygılarla kalın, insanlarla dostluklar kurun,
Derinlikleri keşfedin, hayatın anlamını bulun.
Ölüm gelmeden sevdiklerinle zaman geçirin,
Yaşarken omuz omuza verin, birlikte güçlenin.

Saygılarımı sunarım, sağlıklı ve mutlu günler dilerim,
 
FETHULLAH DOĞALA
27/04/2024