“Mustafa Alyaz” genç bir gazeteci. Kimi zaman vicdanı galebe geliyor, şehir için, şehre dair, şehrin sorunlarıyla ilgili kimseyi rencide etmeden makul, düzeyli ve seviyeli bir biçimde görüşlerini yazıyor.

Mustafa’yı yürekten kutluyorum.

Son iki yazı başlığı ise;

Bu iki yazıyı herkesin okumasını ve kendilerine pay çıkartmasını isterim.

Milletvekilleri,

Belediye Başkanları,

Siyasi Partilerin İl ve İlçe Başkanları

STK Başkanları

Kısaca şehre saygılı, şehrin ve ferdin acılarını, duygularını önemseyen bu konuda kendini duyarlı hisseden herkesin okumasını isterim….

**

Sevgili Mustafa ilk yazısında; Kahramanmaraşlı Don Kişot mu? Başlığı altında şehirde var olan sorunları güzel bir üslupla ifade ederken güzel bir bakış açısı koymuş ortaya. Kutluyorum. Emeğine sağlık.

İkinci yazısızında ise, sorunlara karşı ilgisiz olanlara isyankâr, sitemli bir bakış açısıyla yansıtmış.

Kahramanmaraş’ın Bir Diğer Simgesi: Unutulan Sümbül ve Faydaları. Yazı başlığı bu ama, “kazın ayağı hiç de öyle değil!..” ince, narin ve derin bir eleştiri söz konusudur.

Bu iki yazıyı okuyan yukarıda yazdıklarımız ünvanlı, ünvansız insanlar kendine bir pay çıkartır mı, orası meçhul.

Şunu da artık söylememiz gerekiyor: Tuz kokmaya başladı.

Mustafa’nın kalemine, yüreğine sağlık!...

**

Kahramanmaraş nasıl şair ve yazarlar şehri? Bunu anlamakta zorlanıyorum. Sanırım bu eskidendi. Bu gün için bu tanıma inanmıyorum.

Şehirde okunma oranları, farklı sesler, kültür ve sanat adına yapılan yenilikler bunları pek görmüyorum. Olursa da çok az oluyor. Biz eskiyi taklit edip, eskiyle övünüyoruz. Oysa geleceğimiz üzerine yatırım yapmamız gerekmez mi?

Kahramanmaraş’ta kültür sanat eserlerinin sergileneceği güzel bir yapımız mı var?

Kahramanmaraş kent merkezinde okullar hınça hınç dolu. Yapılan imar planlarında Okul yerleri yok.

Kahramanmaraş’ta Belediyeler son dönemde Millet Bahçesi modasına takıldı gidiyorlar.

Oysa bunlara harcanan paraları Eğitim Kurumları için harcayabilirdik. Hani Osmanlı İmparatorluğu döneminde lale devri var ya. Şimdi tamda biz o dönemi yaşıyoruz.

Sevgili Mustafa’nın yazdığı o laleler ve sümbüller sanırım Lale Devrinde İstanbul’a götürülmüştü. Ben böyle biliyorum.

Artık Kahramanmaraş’ta yaşayan herkes şehir için bir şeyler yapma çabası içine girmelidir diye düşünüyorum.

Laf değil bu gün eylem günüdür.

**

Sözün özü ise; önce insanı, şehri, doğayı sevelim, sevmeye çaba gösterelim.

Şu Ramazan ayında herkes etrafına bir baksın. Yardıma muhtaç insanlar için bir şeyler yapma yarışına girsin. Belki o zaman yaşamanın bir anlamı olacaktır.

Her şey gönlünüze göre olsun sevgili okurlar. Hepiniz, hepimiz Allah’a emanetiz.