"Dördüncü Kadın," ismiyle yayımlanan ilk romanım, yeniden düzenlenmiş olarak "Kör Derede Büyür Kin," ismiyle çok yakında okuyucuyla buluşacak inşallah.
Nar çubuğunun acısı hâlâ içimde. Her hatırladığımda aynı sızıyı hissederim. Ve o an, öğretmenimin o sert bakışları, yumuşak sesi… Her şey birbirine karışır.
Ortak bir arkadaşımızın evinde tanıştık. Gelişi hep geceleri bulurdu. Saat gece yarısını geçtikten sonra, kimse tam olarak ne zaman geleceğini bilmeden onu beklerdi.
Adıyaman Altınşehir'in yarım kalmış binalarında can çekişiyor. AFAD çadırlarının naylon çıtırtıları arasında, bir annenin "Evladım nerede?" fısıltısı donup kalıyor havada
kurgu, gerçeğe dönüşmezse zarar verir. İtibar da görürse, hepten tehlikeli olur. Kibir kapris başlar. İhtirasa dönüşür. Yanlışlar doğru, doğrular yanlış görünür
Yaşar Kemal’i okurken gözlemlerin ve efsanelerin, Orhan Kemal’i okurken inceliklerin ve duyguların, Kemal Tahir’i okurken, şuuraltının ve desenlerin
Yüz yaşından önce kimse ölmez. Çocukları kadınları mutlu, yaşlıları mutlu. Hastalandıklarında dağlardan topladıkları otlarla yaptıkları ilaçları kullanırlar.
Kim olduklarına bakmaksızın yaptıkları eleştirileri ciddiye alıyor, haklı olduklarını söylemekle beraber göz ardı ettikleri hususa açıklık getirmek istiyorum.
Endüstri Meslek Lisesine başladığım 1976'da Adıyaman Belediyesinin iki otobüsü vardı. Biri sarı renkli burunlu ve uzun, diğeri kırmızı önü ve arkası kesik, kısa
iki gidiş iki geliş. Aydınlatma refüjden. Kavşaklar ve yollar gayet iyi. Bloklar birbirinden uzak ve cepheler güneşin doğuş ve batış yönleri esas alınarak belirlenmiş.
Tütün tarlasını meyve bahçesine çevirdim. Benden önceki sahibi tütün dikiyordu. Ben aldım, 50 metrelik kuyu açtım. İki yüzden fazla meyve fidesi diktim
Aile sosyolojisini nasıl iyi anlatırım kurgusu üzerinde çalışırken hayatımızdan kesitleri ve çocuklarımızla imtihan edilmeyi merkeze alarak yazmaya çalıştım.
Bu bağlantı sizi https://www.gapolaygazetesi.com dışındaki bir siteye yönlendiriyor.