Yaklaşık on ay TRT, Olgunlaşma Enstitüsü, Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi, Sıhhiye Köprüsü, Hitit Güneşi, oradan Karanfil Sokağa, Arı Dershanesine gittim geldim.
Haklıydı. Sırtlan, kurt görmemiştim, ama diğerlerini görmüştüm. Özellikle domuz... Sürüyle dolaşıyorlardı. Dağ keçileri de vardı. Tavşanları, tilkileri saymıyorum
İşlerini her türlü engellemelere rağmen doğru yapan, faydalı olan, karşılığında hiçbir menfaat beklemeyenler her türlü takdiri de övgüyü de hak ederler.
Ben nereden bileyim hangi ay hangi mevsim? Neme gerek aylar, saatler. Hangi gün kısa hangisi uzun bana ne. Bilsem ne olacak? Neme yarayacak?
Daha önce hiçbir yerde karşılaşmadığım bu adam, bunlardan birisiydi işte. Rahat davranışları, kendine yeten dünyası ile bana inanılmaz bir enerji veriyordu.
Geçen gün işimin olduğu bir kamu kurumuna gittim. Birkaç dakikalık işim vardı, ama bir saat beklemem gerekiyordu. Boş bulduğum sandalyelerden birine oturdum
Çocuklarına ve karısına bakmayı öğrenecek. Aile babası sorumluluğunu bilecek. Onlara ayıracağı zamanı takımına harcayan,her sene şampiyon olsa ne yazar.
Ben, büyük bir kısmının kıkırdayarak gülüp geçeceklerini biliyordum. Ama olsun, benim için her şeyin bir ilk olduğu sıra dışı bir gün geçirmeye kararlıydım
Tam gitmeyi düşünüyordum ki lisede okuduğunu düşündüğüm bir kızımız geldi, "Kimsesizlik" romanımı aldı, önce kapağına baktı, sonra arka kapak yazısını okudu.
Başımıza ne zaman ne geleceğini bilemeyiz. Bir bakmışsın hayal bile edemeyeceğin sürprizle karşılaşmış, ömrünce elde edemeyeceğin güzellikle burun burunasın.
Bu bağlantı sizi https://www.gapolaygazetesi.com dışındaki bir siteye yönlendiriyor.