Ali Hocamı üzecek cümleler kurmamaya çalışsak da roman ve romancılarla ilgili konu açılınca “Farklı Dünyalar” romanını merkeze alarak sohbeti derinleştirdik.
Adıyaman, Karadağ'dan sürüklenen toprağın üstüne kurulmuş bir şehir.
79 senesinin yaz ayı. Sümerevler’de oturuyoruz. Liseyi bitirdiğim sene. Dedemin parasını vererek aldığım bağlamayı yeni yeni öğreniyorum
“Çok üzdüm onu evlat. Çok ağlattım. Hastalandığında doktora götürmek dışında bir iyilik yapmadığımı hatırladıkça kahroluyorum. Kendime kızıyorum.
Birden aklına Gaziantep gelmiş. Zamanın birinde Gaziantep'te oto parçacılığı yapan biriyle tanışmış. Telefonda 'Bende bu parçalar var," deyince atlamış gitmiş.
Entrika dizilerinden bıkmışız ki sıradan evlerde, sıradan kıyafet ve diyaloglarla, üstelik ölüm, tabut, teneşir sarmalında geçen "Gassal" bizi ekrana kilitledi.
Naile kendisini beğeniyordu. Bundan emindi. Başta farkında değildi, ama üçüncü sınıftan sonra sevdiğini anlamıştı, kafa yormadığı için fikir yürütemiyordu.
Yaşadıklarımla senin sokakta ve okulda yaşadıkların arasında fark var. Karşılaştırma yaparak öğrenmek yerine, yaşayarak öğrenirsen kendin olmayı başarırsın.
Abdulharap. Hemen yanında Malatya’ya bağlı, ama Çelikhan’a daha yakın, Türkiye’nin en güzel fasulyeleri, sebzelerin yetiştiği Kurucaova... Kirazlar, elmalar..
Öğretmen içeriye girdiğinde otuz üç kişilik sınıfta kızlar hariç herkes ayaktaydı. Acemiliği üzerinden atmış okula yeni başlayan çocuklar gibiydik hepimiz.
Bu bağlantı sizi https://www.gapolaygazetesi.com dışındaki bir siteye yönlendiriyor.