Ben Müslüman bir ailenin çocuğu olarak doğdum; yedi yaşımdan itibaren İslâmi terbiye aldım. Elhamdülillah Müslümanım.
Tam 100 yıl önce, devlet yönetim sistemlerinin en doğrusunu, en güzelini Türk Milletine kazandırmış olan Yüceler Yücesi Mustafa Kemal Atatürk’ün, bugünkü Türkiye toprakları için söylediği şu sözlerin kulaklarımıza küpe olması gerektiğine inanıyorum:
“Bu Memleket dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna medeniyetin yüksek tecellisine şahit oldu.
Bu sahne en az 7 bin yıllık bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk, tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, evvela korkar gibi oldu. Sonra onlara alıştı, onları tabiatın babası sandı. Onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu!
Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
Ne yazık ki, çocuklarımız ve gençlerimiz küreselleşme ağının içine düşerek; özlerini unutur hale gelmişlerdir. Ne tarihimizin ve ne de kültürümüzün zenginliği onları ilgilendirmektedir! Atatürk;
“Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır” demişti.
Ama bugün öyle bir noktaya gelindi ki; insanımızın Türk kimliği sorgulanmakta; hatta Türk kisvesi üzerinden çıkarılmak istenmektedir. Kimileri artık Türklüğü bir yana bırakıp Avrupalı olmamızı istiyor!...Kimileri de Arap gibi giyinmemizi, Türkçeyi bırakıp Arapça konuşmamızı, Lâtin alfabesini terkedip, Arap alfabesiyle eğitilmemizi istemektedir!...
Ben Müslüman bir ailenin çocuğu olarak doğdum; yedi yaşımdan itibaren İslâmi terbiye aldım. Elhamdülillah Müslümanım. Ama o zaman da bugün de önce Türk olduğumu hiç unutmadım. Türk olmakla onur ve gurur duyan herkesin atası olan Oğuz Kağan’ın şu duasını sık sık okurum ve okunmasını arzu ederim. Bilmeyenler ya da bir yere kaydetmemiş olup da unutanlar için bir kez daha yayımlamak isterim.
Atam Oğuz Kağan’ın duası şudur:
Ulu Tanrı, Güzel Tanrı, Gök Tanrı, Sen Türk’ü Türk Yurtlarını koru!...
Düşman şerrinden sakla! Türk’ü yiğitlikte daim et! Türk’ü erlik davasıyla yaşat! Türk’ü gerçekçi yap! Türk’ün gönlüne her şeyden önce, hatta kursağına ekmek koymadan evvel Türklük sevgisini koy! Türk’ü ideal ile yaşat ve ideali hakikat yapmaya çalışsınlar! Törelerini canları gibi saklat! Türk’e zevk ve rahat verme! Bilakis zahmete alıştır! Zahmetle yürekleri bedenleri demir olsun! Bu sayede onlara yüksek çalışma kudreti verirsin! Türk’ü faal, cevval edersin. Türk’e değişmez bir seciye ver! Zamanla seciyesi değişmesin, sade tekemmülle tadilat görsün!
Ulu Tanrı, Milli kuvvet, namus, ahlak, azim, sebat, ideal, Türkçülük ruhu, yurtseverlik, ilim, sanat teşkilatı, intizam, beden kuvveti ve zenginlik ile hasıl olduğundan; Türk’e bunları ver! Türk’ten hırsız, namussuz türerse hemen kahret! Türk’e benlik, hem de yüksek bir benlik ver! Türk nefsine itimat sahibi olsun! Türk’ü muhakemeli, ciddi adam olarak yarat! Hissiyatına kapılıp öfke ile ayaklanmasın! Birden barut gibi parlamasın! Daima soğukkanlı olsun! Türk’ü her milletten cesur yarat! Öç almayı Türk asla unutmasın!
Ulu Tanrı, namussuz bir tek Türk yaratacağına, dünyayı yık daha iyi! Ne kadar korkak Türk varsa hepsini helak et! Türk her şeyi mukayese etsin! Yalnız akıl ve mantık denen şeylere bırakma onu! Sabırlı, derde dayanıklı olsun! İradesi çelik gibi olsun! Dönek Türk yaratma! Türkleri maymun iştahlı yapma! Türk daima ihtiyatla adım atsın! Kimsenin tatlı diline inanmasın! Kimseye emniyet olmasın! Çalışma zekadan üstün bir kıymet olduğundan, Tanrı, sen Türk’ü çalışkan et! Türk’ün ömrü çalışma ile geçsin! Ona daima çalışma aşkı ver! Hele elbirliği ile çalışmayı adet etsin! Türk’e her milletinkinden üstün zeka ver! Zeka ve çalışma; ikisi bir arada olunca Türk’ün önünde durulmaz! Milli büyüklüğün tek şartı yüksek ideal, buna alışmak için de yüksek ahlak, fedakarlık ve sebat lazım olduğundan Türkleri ahlaklı, sebatlı ve fedai kıl! Tanrı, Türk’ler isen kendi elinle birleştir ve her şeyden evvel ruhları birleşsin! Onları tek bir kafa gibi birleştirici kültür sahibi et! Türk’ü töresine sadık kıl. Türk budunu: Biliniz ki atalar töresi asırların tecrübesi ile husule gelmiş büyük bir hikmettir. Tanrı beni töreye dokunmaktan ve dokundurmaktan sakladı ve saklasın!
Ulu Tanrı, Türk Milletini lafçı değil, elinden iş gelir insanlar et! Bir şey söylemek vazife yapmak değildir. Onu fiilen yapmak ve yaptırmanın vazife olduğunu beyinlerine sok!
Güzel Tanrı, sana hepsinden çok yalvardığım şudur: Türk’ü dalkavukluktan kurtar! Dalkavukluk ve emsali vasıtalara zengin olmaktan koru! Türk’e kötü para hırsı verme! Dalkavukları yok et!
Aman Tanrı, Türk aile, töre ve disiplinini her şeyden evvel koru! Türk toprağında hürler yaşasın. Adaletten başka bir şey hüküm sürmesin! Sen Türk’e tabii şeylere tabiata karşı sevgi ver! Türk Yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki fakirlik suç sayılsın!
Acunu Yaratan Yüce Tanrı, Türk’e insaniyetten evvel Türk Milletini düşündür. İnsanların insaniyet dedikleri şey göz boyamak için icat edilmiş bir boyadır. İnsaniyet maskesi taşıyan öyle milletler vardır ki maskelerinin altında canavarlar yaşar. İnsaniyeti gören olmadı. Tanrı, Türk’e sağlam, sürekli irade ver! Güçlüklerde, sabrını, tahammülünü aynı zamanda gayretini arttır! Ona esas seciye olarak vazife muhabbeti ve mesuliyet duygusu ver! Mesuliyeti Türk Yurdundan eksik etme! En büyük kuvvetin Türklük aşısı olduğunu Türk’e öğret!
Tanrı, Türkçe konuşulan, Türk’e yurtluk etmiş olan yerleri kıyamete kadar Türk’ün hükmü altında bırak!
Oğuz Kağan’ın bu büyük duasından sonra bana, bize, hepimize amin demek düşüyor…
Doç. Dr. İrfan Ünver
NASRATTİNOĞLU'nun kaleminden.
Oğuz Kaan