“İnnâ lillahi ve innâ ileyhi raciûn”

Allah’tan geldik, yine dönüş O’nadır/ yine O’na döneceğiz.

Allah’ım Sen Haliksin halkedersin, var edersin, Varlığından ve Kudretinden haberdar edersin. Var ettin Varlığına hamdolsun. Varlığından haberdar ettin, İmanla şereflendirip nihayetsiz nimetini lütfettin binlerce kez şükrolsun.

Var ettin ki, Varlığın bildik, haberdar ettin ki, Sana Döneceğimizi bildik ve iman ettik. Her dönüşümüz “Vuslattır”, Sana kavuşmaktır, dönen için lütuftur...

Ama bizler “mahlûk”uz, Senin Kudretin karşısında güçsüz ve aciz yaratıklarız.

Sana gidene “gidişi” vuslattır, nimettir, lütuftur, kavuşmaktır amennâ; Ya kalana, kalanın hali nicedir...?

Gidenin acısına kolay katlanılıyor mu...?

Eli kolu tutuyor, gözü bir şey görüyor ve “Gönlü” bir şey istiyor mu...?

Sen “bize merhamet et, Sen bize acı”, Sen bize dayanma ve katlanma gücü ver Ya Raabb...!

Tövbe Estağfirullah, Emir Senden, boyun eğip yine Sana ilticadan başka çaremiz yoktur, bize sabır ver, bizi eksik ve hatalarımızla “Kulluğuna” kabul eyle Allah’ım!

Acım/acımız çok büyüktür, Sen Emrettin O, icabet etti. Ama bizi, bizleri yakıp gitti, feryadım O’ndandır.

“Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyülâzîm...

Değerli dostlarım, değerli arkadaşlarım,

1976 Edirne Erkek Öğretmen Okulu Mezunu, bir Edirne hayranı, bir Gemlik evladı ve bir Safranbolu SEVDALISI, bir Vatan delisi, Edirne Ülkü Ocağımızın Yetiştirdiği en müstesna Şahsiyetlerden biri olan; aslen Giresunlu olup Bursa Gemlik doğumlu/ doğuma-büyüme ve Karabük Safranbolu’da mukim, Can Kardeşim, Sırdaşım, Gönül Dostum, Hayat ve sevgi dolu Kardeşim; emekli Öğretmen, Ressam, Araştırmacı Yazar ve Fotoğraf Sanatçısı, -Kezban KARATAŞ ve Merhum Ahmet KARATAŞ’IN/Memişo Oğulları, Sâra KARATAŞ’IN Eşi, Kezban, Elif ve Hasret KARATAŞ kardeşlerin babaları- Hüseyin KARATAŞ; yakalandığı Covit 19 adlı illetten kurtulamayarak yaklaşık bir aydır tedavi gördüğü Gemlik Devlet Hastahanesi’nde 15 Nisan 2021 Perşembe gecesi -günün ilk saatlerinde- Hak’ka yürümüş olup aile fertleri ve dostlarının ihtiram kollarında Safranbolu Şehir Mezarlığında ebedi istirahatgâhına tevdi edilmiştir.

Çok ama çok üzgünüm...

Merhum Aşık Veysel Üstadımızın söylediği gibi, “Murat yalan ÖLÜM GERÇEK...” Keşke iyi bir haber verebilseydim.

Allah Rahmet eylesin, Cenneti ve CEMALİ ile şereflendirsin inşallah.

Geride kalanları ve Camiamıza başsağlığı diliyorum.

O, benim dünya ahret Kardeşimdi, ben O Ailenin bir ferdiyim. Bu benim ve Ailenin Hüseyin Kardeşim için son isteğimizdir. Dostlarımdan, arkadaşlarım ve tanıdığım tanımadığım herkesten helallik istiyor ve istirham ediyorum ki, kimin alacağı- varsa lütfen bize -0 505 517 16 98 numaralı telefona-bildirsinler. Bildirmiyorlarsa da lütfen haklarını helal etsinler.

Rahmetli Öğretmenlik, Ressamlık, Yazarlık, Fotoğraf Sanatçılığı ve Gönül Adamlığı yanında çok güçlü bir kalemdi. “Gönül” kırmaz ama bazen sert ve sarsıcı yazardı. Yazdıklarında farkında olmadan bazı dostlarımızı üzmüş olabilir. Biliriz, “Kul günahtan ve hatadan berî değildir” Bilmeden üzdüğü herhangi bir dostumuz var ise Onlardan da hasseten helallik diliyoruz, lütfen haklarını helal etsinler.

Can Kardeşim Hüseyin, Seni anlatmak kolay değildir, diller lâl olur. Ama biliyor ve tanıklık ederiz ki Sen bu dünyada mümince, dürüstçe ve dimdik yaşadın. Kimseye, ama kimseye haksızlık etmedin, edilmesini istemedin, edilmesine gücün dahilinde izin de vermedin.

Asıl hünerin öğretmenliğindeydi. Çocukları çok sever onların dünyalarına “bireysel farklılıklarına” kadar dikkat ederek girer, incitmeden eğitirdin. Çocukla çocuk, yetişkinle yetişkin olmasını bilen en iyi örneklerden biriydin.

Yüzünden tebessüm, dilinden espri, gönlünden insanlara sevgi ve saygın hiç eksik olmazdı.

Olgunluğa ve doygunluğa ermiş, insana ve insanlığa bir gözle, muhabbet gözüyle bakardın. Eskilerin deyimi ile 72 Millete bir gözle bakanlardandın.

“Ayrı gayrı bilmezem her esma bana müsemma dır” diyenlerden din.

Gerçek milliyetçilik ve vatanseverliğin birlikten, herkesi ve her şeyi kucaklamaktan geçtiğine inanır, insanımızın yanında Ülkemizin dağını taşını, kurdunu kuşunu, çiçeğini böceğini bu inançla sever ve esirgerdin.

Mahallenin kedileri bile seni selamlama dan, sana sürünüp halini arz etmeden geçmezlerdi...

Allah-u Alem inanıyor ve ümit ediyorum ki, Rabbim seni doğrudan Cennetine Kabul eylemiştir, eylesin inşeallah...

Daha yapmak istediğin çok şey vardı, bu yaz Edirne’ye gidecek ve Oradaki serencamımızı belgeleyip filme alacaktık. Kezban Annemiz ile söyleşi yapıp O muhteşem hafızasındaki deyim, deyiş ve darb-ı mesellerin kaydını yapacaktık.

Hani ne oldu, “felek arkamızdan gülyor muymuş” be kardeşim...

Seni yazmak ve anlatmak öyle kolay değildir ve herkesin harcı da değil...

“Geldik ki, gideceğiz, gidiyoruz, kalanlara selam olsun” misali tüm dostlara selam olsun...

Bir 2 kişi, ayakta duran insanlar ve oturan insanlar görseli olabilir