Seyit Kutup'un "İstikbal İslamındır" kitabını okuyorduk, er veya geç dünyaya hakim olacağını sanıyorduk. Oysa değil hakim olmak, yok olmamak için direniyor

İslam Peygamberi zuhur ettiğinde kabileler, aşiretler kafile kafile müslüman oluyorlardı. İslam ordularının girdiği Paganist, Yahudi Hristiyan şehirleri bir gecede veya bir günde İslam'ı kabul ediyorlardı. Zerdüşt Part imparatorluğunun şehirleri dahi İslam'a geçiyordu. Çünkü İslam'ın o çağa verdiği mesaj büyüktü. Tevhidi, sosyal adaleti, eşitliği savunuyordu. Akla ve ruha ters gelen bir şey söylemiyordu. Çağının en popüler devrimci hareketiydi. Çağının bütün Yahudi ve Hristiyan din adamları Arap Peygamberinin mesajı karşısında acizliklerini dile getiriyorlardı. 20. Yüzyıldaki komünüzim dahi İslam'ın bu çağdaki popülatiresini yakalayamamıştır. İslamın o çağ ve sonraki çağını büyüleyen dinamikleri zaman içinde Müslümanlar eliyle köreltilmiş ve son iki yüz, üç yüz yıldır trajikkomik duruma düşmüştür.

Bugün İslam dünyasında İran'dan Arap ülkelerine, Türkiye'den Avrupa'ya kadar ateizm ve deizm kitleleri etkilemektedir. İran'da aylardır sokağı terk etmeyen, idamı göze alan kadınlar ve erkekler yalnızca başlarını açmak için bu mücadeleyi vermiyorlar. Dinin anlamsız olduğuna inandıkları için direniyorlar. İman için değil inkar için sokaktalar...

Bugün Müslümanlar kafile kafile Tanrısızlığa ve dinsizliğe gitmektedirler. Eski tabirle Müslümanlar gavur dahi olmuyorlar. Çünkü gavurun bir dini imanı var, bunların dini de imanı da yok! Kur'an'ı bir felsefi kitabı okur gibi okuyup sorular soruyorlar. Kur'an'da ki miras konusundaki ikiye bir pay edilmesini Tanrının matematik bilmediğini, dağları çivi çakıp depremi engelediği mevzudundan dolayı coğrafya ve jeolojisinin zayıf, dövünnüz ayetiyle cinsiyet ayrımcısı ve şiddet yanlısı, köleliliği kaldırmadığı için insan onurunun düşmanı görüyorlar. Trajik olan bu vb.sorular ortada dururken tv. ve dijital mecrada ekranları dolduran vaizler Mehdi ve İsa bekliyorlar. Daha vahim olanı İslam dünyası Mehdilerden geçilmiyor, Deccal dört gözle bekleniyor... Hatta Deccal'in şu anda yaşadığını söyleyen aklı evveller, gençlerin soruları altında ezildiklerinden dolayı kıyametin her an kopmasını bekliyorlar. Çünkü bunların bu sorulara verebileceği bir cevapları olmadığı için Mehdi'yi, İsa'yı, Deccal'i yardıma çağırıp kıyamete sığınıyorlar.

Müslümanların bulunduğu bu noktada İslamın çağa değil yeni bir şey söyleyebilmesi, kendini savunması dahi artık mümkün değildir. İslam'ın ilk yıllarının tersine kafile kafile insanlar dinden çıkmaktadır. Yalancı peygamberler ve şeyhler türemektedir. Çünkü bu kaos halinde kimse sağlıklı düşünememektedir.

Gençliğimizde Seyit Kutup'un "İstikbal İslamındır" kitabını okuyor, er veya geç İslamın dünyaya hakim olacağını sanıyorduk. Oysa değil hakim olmak, yok olmamak için direnen bir İslam var artık! Değil dünyaya hakim olmak kendi coğrafyasına dahi hakim değil! Kendi içinde savaşan, kendi içinde imanını sorgulayan bir İslamın geleceğe bir sözü, bir vaadi olamaz. Bir medeniyet tasavvuru kuranlar önce sahih bir din tasavvuru oluşturmalılar. Yoksa ne medeniyetten ne dinden gelecekte söz edilemez. İstikbalde İslam'ın hakim olamayacağını göremeyenler vaizlerin hikaye ve efsaneleriyle teselli bulmaya devam edeceklerdir...