Salgın mı tatbikat mı? Bir korku fırtınası insanlığın üstünden geçiyor. Evet, virüsten bahsediyorum. Aşısının hazır olduğu depolarda bekleyen tüm dünyayı tehdit eden CORONA VİRÜSÜ...

          İnsanlar yorgun korkulu çaresiz olduğunu zanneden, kişilerin üstüne korkuları tıpkı bir kar yağışı gibi yağıp ümidin cesaretin üstünü örtecek. Cehalet bu kadar moda olduktan sonra aksini görmek biraz zor olsa gerek. Ama insanlar kendine gelip önlemler alınırsa hiç bir şey için geç değil.

Korkma yapman gerekeni yap..

Vücudunun direncini yüksek tut.

Grip nezle olmamaya gayret göster.

Hatırlarsanız yakınlarda çağın hastalığı dediğimiz kanser aslında korkulacak bir hastalık değilmiş vücut direncini düşüren grip olduğu için hasta olmamak gerekir. Grip bağışıklık sistemini çökertir bütün hastalıklar griple başlar. Bu virüs mutasyona uğradığı için ilerde tedavileri geride bırakan hastalığa bizim önlem almamız gerekir mesafeyi korumak, ellerimizi sabunla sık sık yıkamak, vücut direncini yüksek tutmak. Nasıl mı? Tabikî bilinçli doğru beslenerek.

Zeytin ağacının gövdesinde yapraklarında ve meyvesin de binlerce yıl yaşama imkânı veren "Oleuropein" maddesini araştırın bu madde savunma hücrelerini onarırken virüse karşı savaşır. Bu etken madde fenolik aslında ilk yaradılışında insanın bünyesinde var olan maddedir. Bu yüzdendir ki sofranızdan zeytini ve hakiki sızma zeytinyağını eksik etmeyin. Zeytin yaprağının çayını için. Temizliğe dikkat edin. Moralinizi yüksek tutun. İnsan vücudu dirençli olursa hiç bir hastalık ona uğramaz.

        Unutmayın bunlar bir sır değil gerçeğin ta kendisi hem de göz ardı ettiğimiz gerçeğin. Sağlıklı bir toplum sağlıklı bir hayat bize huzur verir, gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak adına bize yardımcı olur...

Sağlıkla kalın Saygılar...