Kitap okumayı sevmeyen bir toplumduk, şimdi kitapları göz görmeyen yerlere kaldırdık. Bununla birlikte tabi Türkçemizi unuttuk yetmedi konuşmayı da unuttuk.

Kitap okumayı sevmeyen bir toplumduk, şimdi kitapları göz görmeyen yerlere kaldırdık. Bununla birlikte tabi Türkçemizi unuttuk yetmedi konuşmayı da unuttuk. Anlamak, dinlemek nezaketinde olmadık artık tahammül sınırlarını aştık. Eskiden televizyon seyrederken güldüren mesaj veren programlar vardı. Bunlar yeri gelir inceden inceye düşündürür, toplum adabını gösteren eğitici tema eşliğinde insanlara nasihat verirlerdi. Bin musibetten iyidir düşüncesi ile…

Geçen gün sosyal medyada bir konuşmaya şahit oldum. Gazilerimiz için atıfta bulunulmuş Güldür şov programında skecin birinde Gazilerimize “Bir kurşun seni ayrıcalıklı yapmaz!” Sözü beni çok etkiledi. Bu program gülmekle kalmamış güldür güldür toplumun değer yargılarına balyoz vurup ezmiş böyle hadsizlik sanatsal bir çalışmanın içinde vurgulanması çok acı. Dizilere ceza uygulayan RTÜK burada da kendini gösterir diye umuyorum. Çünkü mizah el değiştirdi.Önceden Olacak O Kadar, İnce İnce Yasemince gibi insanları eğlendiren programlar siyasetçilerle veya ünlü sanatçılarla ilgili espriler yapılırdı. Bu kadar basite indirgenen bir davranış sergilenmezdi. Bu tarz sözlerin farkında bile olmayan toplum olduk. Kitap okumuyoruz neticede empati kurmuyoruz, dikkatimiz dağınık çevremizde ne olup bitiyor bilmiyoruz. İyinin kötünün idrakine varamıyoruz. Konuşurken iletişim kurmayı karşımızdaki kişiye nasıl hitap edeceğimizi, Türkçemizi düzgün kullanmayı ve insanları dinlemekten aciz olduğumuz durumumuzu göstermekte. Ne demek bir kurşun seni ayrıcalıklı yapmaz. Bilakis bir Gaziyi o kurşun ayrıcalıklı yapar. Ülkesi, toprağı, bayrağı için alınmışsa o kurşun yarası, düşman karşısında şerefiyle dik durabiliyorsa o kişi Gazilik sıfatıyla değer kazanmayı hak ediyor. Gece yarısı serserilik yaparken sokak ortasında magandaların rövanşı ile alınmış değil sonuçta. Herkes ağzından çıkan kelimeyi iyi düşünüp tartsın.