(Arife Karcıoğlu)

Babası Emekli Kurmay Albay Şefik Karcıoğlu idi ve İstanbul’da ikamet ediyorlardı. Prof.Dr. Erdoğan Gültekin Arife Hanım’ın aslının Kozanlı olduğunu babasının subay olarak Van’da bulundukları sırada doğduğu için Van doğumlu olduğunu söylüyor. Ayrıca 1963 yılında Arife Katırcıoğlu’ndan aldığı bilgilerle okul bitirme Lisans tezini hazırladığını ve kariyerinde Arife Hanım’ın büyük yeri olduğunu ifade ediyor.

Arife Karcıoğlu İlk ve orta tahsilini İstanbul’da lise tahsilini yine İstanbul Amerikan Kız Kolejinde 1938 yılında tamamladı. Koleji 17 yaşında bitirdiğini var sayarsak 1921 doğumlu olduğunu tahmin edebiliriz. Uzun bir aradan sonra Ziraat Fakültelerine kız öğrenci de alınmaya başlayınca Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesine giriyor ve burayı 1953 yılında bitiriyor.

Okulu bitirdikten sonra sırasıyla Tarım Bakanlığı Ev Ekonomisi Şubesinde; Ziraat Fakültesi Kütüphanesinde; Tarsus Sulu Ziraat Araştırma Enstitüsünde ve Mersin Toprak-Su İkinci Bölgede Ziraat Mühendisi olarak görev yapıyor.

Silifke’ye gelerek çilek tarımına 1974 yılında başladığını bildiğimizden 1973 yılı sonunda emekli olduğunu tahmin ediyorum. 1974 yılında Tekir (Atayurt) de satın aldığı dört dönüm toprakta çilek ekimine başlayan Arife Karcıoğlu ikinci yıl altı dönüm tarla kiralayarak on dönüm alanda çilek yetiştirmeye başlamıştır.

Ancak çilek konusundaki araştırmaları daha önceki yıllara dayanmaktadır. Şöyle ki; Antalya’ya gelen Hollandalı bir aile ile tanışır. Aileyle ilişkileri uzun süre devam eder. Onlardan aldığı az sayıda çilek fidesini Tarsus Sulu Ziraat Enstitüsünde dener, geliştirir, çoğaltır, çeşitlendirir. Çalışmaları sırasında Prof. Dr. Nurettin Kaska’dan destek ve yardım alır. Bu arada Silifke’ye geliş gidişleri, incelemeleri ve toprak tahlilleri hep devam etmiştir. Bu konuda şimdi Bursa’da bulunan Yaşar Balkanlı 1963’te Arife Abla aile dostumuzdu ve Silifke’ye geldiğinde bize uğrardı diyerek beni bilgilendirdi. Kahve yetiştirme denemesi de yaptığını hatta Tarım Bakanı’nın da bizzat ilgilendiğini ve o yıllarda gazetelerde Arife Abla ile ilgili haberler çıktığını söyledi.

Yani kabına sığmayan girişimci bir kişiliğe sahip olan Arife Karcıoğlu bilgi ve tecrübe birikimi olarak Silifke’nin Tekir Köyüne geldiği vakit ne yapacağını ve hedefini biliyordu. Yetiştirdiği ürünleri önce küçük plastik kâselere koyarak Silifke’de Taşhan sokak girişindeki Berduş Manav’ın köşede birkaç saatliğine yardımcısıyla gelir satardı. Azim ve kararlılıkla yoluna devam etmesi ve ürünü bizzat çevresindekilerin görmesi neticesinde az sayıda çiftçi çilek ekimine yönelmiştir. Daha sonra Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlere de çilek göndermeye başladı. Artık bu işten para kazanılacağını herkes görmeye başlamıştı. Çilek ekimine başlayanların sayısı 1980 yılına kadar iki elin parmaklarını geçmez.

Daha sonra ekim süratle artmış ve bugün genel çilek üretiminin yüzde kırkı Silifke ovasından sağlanmaya başlamıştır. Ayrıca kalitesi dolayısıyla ülkemizin çilek ihracatının yüzde altmış beşi Silifke ovasından yapılmaktadır.

Yakından tanıyanların ifadesine göre beyaz bir Wolsvogen kaplumbağa otomobili vardı. Daha sonra ya da önce beyaz Citroven kapısı ters açılan bir otomobili vardı diyenler de oldu. Ben farkında değilim.

Şimdi “Silifke Çileği” bir marka haline geldi. İlk yıllarda “Arife Abla Çilekleri” diye tanınıyordu. Silifkeliler ve Atayurt halkı Arife Ablayı (Karcıoğlu) her zaman minnetle, hayırla ve duayla anmaktadır. Ayrıca Atayurt Halinde bir heykeli bulunmaktadır. Arife Abla’nın adının bir yerlere de verilerek yaşatılması yerinde olacaktır.

Bekâr olarak vefat eden Arife (Karcıoğlu) Abla’yı rahmetle anıyor ve ruhunun şad olmasını diliyorum.

Bir 1 kişi görseli olabilir