Masum insanların kanları üzerinden yapılan siyaset, zulmün ve adaletsizliğin ne kadar korkunç boyutlara ulaşabileceğini bizlere gösteriyor.

Değerli Müslüman Kardeşlerim,

Bugün, bir kez daha insanlık vicdanının derinliklerine işleyen ve yüreklerimizi dağlayan bir tablo ile karşı karşıyayız. 
Masum insanların kanları üzerinden yapılan siyaset, zulmün ve adaletsizliğin ne kadar korkunç boyutlara ulaşabileceğini bizlere gösteriyor. 
Ancak, bizler bu duruma sessiz kalamayız. 
Zulme ve haksızlığa sessiz kalmak, bir insan olarak ve daha da önemlisi bir Müslüman olarak asli görevimiz değildir. 
Bizler, bu insanlık dışı katliamlara karşı sesimizi yükseltmeli ve her zaman mazlumların yanında yer almalıyız.

Unutmayalım ki, Rabbimiz bizleri adaletin tesisi için yaratmış ve sorumlu kılmıştır. 
Zulme sessiz kalanlar, bu sessizliğin hesabını vermekten kaçamayacaklardır. 
Allah’ın adaleti önünde, bu zulme ortak olmanın bedelini ödemek zorunda kalacaklardır. 
Tarih boyunca her bir zulüm, er ya da geç hesaplaşılmıştır ve bu hesaplaşma, Allah’ın izniyle, bir gün mutlaka gerçekleşecektir.

Sevgili kardeşlerim, zulme sessiz kalmak, zulmün bir parçası olmaktır. 
Bizlerin görevi, mazlumların yanında olmak ve zulme karşı dimdik durmaktır. 
Rabbimiz, bizleri mazlumların haklarını savunmaya ve adaleti tesis etmeye çağırmıştır. 
Bu çağrıya kulak vermek ve birlikte hareket etmek, hem dini hem de insani bir görevdir.

Bugün, dünyanın dört bir yanında sayısız masum insan, haksız yere acı çekmekte ve zulme uğramaktadır. Bu acımasızlıklar karşısında sessiz kalmak, bizleri de bu zulmün bir parçası yapar. Zulme karşı durmak, sadece mazlumlara destek olmakla kalmaz, aynı zamanda bizlerin de insanlık onurunu korur. 
Çünkü Allah zalimleri asla mazlumlarla eşit tutmaz. Onların hesabı mutlaka sorulacaktır. Bizler ise mazlumların yanında yer alarak, Allah’ın rızasını kazanmanın peşinde olmalıyız.

Ey Müslüman kardeşlerim, zulme karşı durmak, adaleti sağlamak ve mazlumların haklarını savunmak, sadece birer görev değil, aynı zamanda büyük bir şereftir. 
Bugün sessiz kalanlar, yarın bu sessizliğin ağırlığını hissedeceklerdir. 
Çünkü adaletin tesis edilmediği bir dünyada, kimse gerçek anlamda huzur bulamaz. 
Zulüm her yeri sardığında, adalet için mücadele edenler, tarihin en parlak sayfalarında yer alacaklardır.

Gelecek nesillere daha adil bir dünya bırakmak için, bugünden harekete geçmeliyiz. 
Allah’a olan inancımızla, mazlumların yanında durarak, bu zulümlerin son bulması ve adaletin hakim olması için mücadele etmeliyiz. 
Her birimiz, bu mücadelede birer nefer olmalıyız. 
Unutmayalım ki, Rabbimiz bizleri adaletin savunucuları olarak yaratmış ve bu yolda sabırla mücadele etmemizi emretmiştir.

Sonuç olarak, hep birlikte zulme karşı durmalı ve adaletin tesisi için çaba göstermeliyiz. 
Her birimiz, bu dünyada birer adalet savunucusu olarak, mazlumların yanında yer almalıyız. 
Allah’ın izniyle, zulmün sona erdiği ve adaletin hakim olduğu bir dünya için mücadelemizi sürdürmeliyiz. Rabbim, bizleri bu yolda muvaffak kılsın ve adaletin tesis edilmesine vesile eylesin.

SELAM  VE  DUA  İLE,
FETHULLAH DOĞALA 
05.HAZİRAN.2024 
İ S T A N B U L