Bulgaristan devleti Türk azınlığı eritmek için çalışmalarını iki noktaya odakladı: Doğan çocuklara Türk adı değil, Bulgar adları verdirmek,

Bulgaristan devleti Türk azınlığı eritmek için çalışmalarını iki noktaya odakladı: Doğan çocuklara Türk adı değil, Bulgar adları verdirmek, ana dilleri olan Türkçeyi yozlaştırmak. Hatta dipçik zoruyla Türkçe adları değiştirmek yoluna bile gittiler.

Rıza Şah Pehlevi ve Humeyni’nin getirdiği Molla rejimi de İran’da aynı şeyleri yapmaya çalıştı.

Peki ya Türkiye?..

Türk milleti kendini 1400 yıldır Arapların gönüllü kölesi olarak görüyor. Çocuklarına Arapça ad koyuyor, Türkçeyi bırakıp devlet katında Arapça ve Farsça kullanmaya önem ve özen gösteriyor. Türklerin milliyetçileri bile Arapça, Farsça sözcükleri Estergon kalesini savunur gibi savunuyorlar. Bulgarların ve Acemlerin dipçik zoruyla yaptığını Türkler gönüllü olarak yapıyorlar. Hatta çocuklarına Mevali adını koyanlar bile var.

Türkler bir de çıkıp demezler mi: "Arap dünyasını 500 yıldır bizim egemenliğimizdeydi". Bu yalana asla inanamam 1400 yıldır Türkler Arap kültürünün boyunduruğu altında yaşamaktadır. Müslüman olmakla Araplaşmak arasındaki ince çizgiyi hep karıştırdık, hep Araplaştık, hep Farslaştık.

1400 yıldır Türkler Arap ve Fars kültürünün gönüllü köleleridir, gönüllü mevalileridir.

Alper Aksoy