Sanki Türküm deyince namusları şerefleri elden gidecek, sanki Türküm deyince mallarını mülklerini servetlerini kaybedecekler.
ATATÜRK Kurtuluş Savaşı'na başlarken Türk diyordu. Savaşı kazanıp Cumhuriyeti kurarken TÜRK dedi. Son nefesini verirken de beni Türk hekimlerine emanet edin diyordu.
Dikkat ederseniz bugünkü siyasetçiler Türküm dememek için neredeyse kıçını başını yırtacaklar. Türk'üm demek Onlara öyle zor geliyor ki, sanki Türküm deyince namusları şerefleri elden gidecek, sanki Türküm deyince mallarını mülklerini servetlerini kaybedecekler..
Sanki Türküm deyince cennete giremeyecekler, cemaatçisinden tarikatçısına siyasetçisinden bürokratına, Diyanet İşleri başkanından Sezgin Tanrıkulu'na, hırsızına uğursuzuna varıncaya kadar hepsi de Türklüğe karşı ittifak etmiş durumdalar..
Oysa Gazi Mustafa Kemal Atatürk
"Başınıza seçeceğiniz yöneticilerin “Cevher-i Aslisine ve Kanına Dikkat Edin” devleti Türk soylulara teslim ediniz demişti. Ama bakıyorum cuma hutbelerinde Bu vatanın kurtuluşuna önderlik eden özgürlüğümüzü ve istiklalimizi borçlu olduğumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bir şükran duygusu bile duymayan soysuz ve kansız imamları görüyoruz.
Olimpiyat ve Avrupa şampiyonu olan kadın voleybol takımımızı tebrik etmek ve başarılarını kutlamak yerine kadınların bacakları niye açıktı o baldırlarını neden millete gösteriyorlar diyerek alçaklığın ve şerefsizliğin hikayesini yazan İmamlar yüzünden deizme kayan Türk gençliğinin vebalide işte bu Taliban kılıklı imamların üzerinedir.
Müslümanların seccadesini ele geçiren bu şeytanlardan kurtulmadıkça Türk'ün yüzü asla gülmez. Bu şeytanlar Kadir Mısıroğlu gibi adamları hastanede ziyaret eden ederler ancak olimpiyat ve Avrupa şampiyonu olmuş milli takımı ödüllendirmek onların hiç akıllarına gelmez.
Bacaklar ve baldırlar adamların ruh dünyasını bozmuş iyice.Türksüz vatan Türksüz millet Türksüz bayrak istiyorlar Türkiye'de,
Türk'ün olmadığı Anadolu'da Onlar rahat edecek mi peki, ASLA...
Gök kubbenin çöktüğü yerin yarıldığı bir Vatan'da kim rahat edebilir.
