Sıklıkla “Yarınlar daha güzel olacak” ifadesiyle dile getirilen bu umut, insanların zor zamanlarda bile moralini yüksek tutmasını sağlamıştır.

“YARINLAR DAHA İYİ OLACAK “

Hep “Yarınlar Daha Güzel Olacak” Denir.!? 
Oysa Bu Günler Dünün Yarınları Değil midir.!? 
Güzel Yarınlar Beklerken, Dünleri Arar Olduk…


Merhaba sevgili okuyucular, 
Yine sizlerle birlikte, hayatın derinliklerine dokunan bir makale ile karşınızdayım. Bugün, hepimizin zaman zaman düşündüğü ve hissettiği bir konuyu ele alacağız: geçmişe duyulan özlem ve geleceğe dair umutlarımızın iç içe geçtiği bu paradoksal duygu durumunu birlikte keşfedeceğiz.

İnsanlık tarihi boyunca, daha iyi bir gelecek umudu ve beklentisi, kültürler ve toplumlar arasında ortak bir tema olmuştur. Sıklıkla “Yarınlar daha güzel olacak” ifadesiyle dile getirilen bu umut, insanların zor zamanlarda bile moralini yüksek tutmasını sağlamıştır. Ancak, bu iyimser bakış açısının karşısında, günümüzün zorluklarıyla başa çıkmaya çalışırken geçmişin nostaljik özlemi de yer alır. “Bugünler dünün yarınları değil midir?” sorusu, geleceğe yönelik beklentilerimizin neden her zaman gerçeğe dönüşmediğine dair derin bir düşünceyi yansıtır. Geçmişte umutla beklediğimiz güzel yarınları ararken, çoğu zaman dünleri özler hale geliriz. Bu paradoks, insan psikolojisinin karmaşık yapısını ve zaman algımızın çelişkilerini gözler önüne serer.

“Yarınlar daha güzel olacak” söylemi, insanların içinde bulunduğu sıkıntılı durumlardan çıkış yolu arayışının bir ifadesidir. Bu söylem, bireylerin ve toplumların, gelecekte daha iyi koşullara sahip olacağına dair inancını temsil eder. Bu iyimser bakış açısı, moral ve motivasyon kaynağı olarak işlev görür. Psikolojik araştırmalar, pozitif beklentilerin stresle başa çıkmada ve zor zamanları aşmada önemli bir rol oynadığını ortaya koymuştur. İnsanlar, gelecekte daha iyi bir yaşam umuduyla, karşılaştıkları zorluklara karşı direnç gösterirler ve bu umut, onlara enerji ve yön verir.

Öte yandan, “Bugünler dünün yarınları değil midir?” sorusu, insanların geçmişe yönelik nostaljik duygularını ve mevcut durumdan duyulan memnuniyetsizliği yansıtır. Geçmişe bakıldığında, genellikle daha basit ve daha mutlu zamanlar olarak hatırlanır. Bu durum, “Geçmiş her zaman daha güzeldir” yanılgısının bir sonucudur. Nostalji, insan zihninin olumlu anıları koruma ve olumsuzları unutma eğilimiyle beslenir. Böylece, geçmiş zamanlar idealize edilir ve günümüzle kıyaslandığında daha çekici hale gelir.

İnsanların zaman algısı, tamamen öznel ve kişisel bir deneyimdir. Geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek arasındaki bağlantılar, bireylerin yaşam deneyimlerine, beklentilerine ve duygusal durumlarına göre şekillenir. Geçmişi özlemek, genellikle şu anki durumdan duyulan memnuniyetsizlikle ilişkilidir. İnsanlar, gelecekteki belirsizlikler ve şu anki zorluklar karşısında, güven ve tanıdıklık hissi veren geçmişe yönelirler. Bu durum, bir tür psikolojik savunma mekanizması olarak da değerlendirilebilir.

Gelecek beklentileri ve geçmişin nostaljisi arasında sıkışıp kalmak, modern yaşamın bir paradoksudur. Her yeni gün, bir önceki günün yarınıdır ve çoğu zaman bu yarınlar, hayal edildiği kadar güzel olmayabilir. Geleceğe dair umutlarımız, zaman zaman gerçekleşmeyebilir ve bu durum, hayal kırıklığına yol açar. Ancak, bu hayal kırıklıkları, insanların geleceğe dair umutlarını tamamen yitirmelerine sebep olmaz. Tam aksine, daha iyi bir gelecek umudu, insanları sürekli olarak motive eden ve hayatta kalma dürtülerini besleyen bir güçtür.

İnsan psikolojisi, zaman algısı ve umut kavramları, derin ve karmaşık bir yapıya sahiptir. “Yarınlar daha güzel olacak” ifadesi, insanların gelecek umudunu ve iyimserliğini yansıtırken, “Bugünler dünün yarınları değil midir?” sorusu, mevcut durumdan duyulan memnuniyetsizliği ve geçmişe özlemi ortaya koyar. Bu çelişki, insan doğasının ve yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır. Geçmişe yönelik nostalji ve geleceğe dair umut, insanların yaşadıkları zorluklarla başa çıkmalarına ve hayatlarına anlam katmalarına yardımcı olur. Geçmişin güzel anılarını koruyarak ve gelecekte daha iyi günler umarak, insanlar yaşam yolculuklarında dengede kalmayı başarırlar.

Sevgili okuyucular, bugünkü yazımızda sizlerle insan psikolojisinin derinliklerine indik ve zaman algımızın karmaşıklığını keşfettik. Geçmişe duyulan özlem ve geleceğe dair umut, yaşamın kaçınılmaz parçalarıdır. Gelecek yazılarda buluşmak üzere, 
Sağlıcakla kalın.

FETHULLAH DOĞALA
27.MAYIS.2024
 İ S T A N B U L