Dün 12 Eylül mağduru,bir arkadaşımızı, Ferruh Gökçen’i kaybettik. Kendisine Allahtan rahmet, çocuklarına, yakınlarına ve camiamıza başsağlığı diliyorum. Ferruh hoca ile Buca ve Şirinyer cezaevlerinde beraber yattık, Buca’da aynı zamanda yemek ortağımdı. İmanlı, merhametli derviş meşrep bir ülkücüydü. Herhalde mahpus hayatında bırakınız kırmak, kimse ile tartıştığını bile sanmıyorum. Yaz sıcağında bile sırtında battaniye ile havalandırmaya çıkardı.

Karşı koğuş adli mahkumların koğuşuydu. Sırayla havalandırmaya çıkardık, onlar çıktığında Ferruh hoca onları bizim koğuş kapısına çağırır, çay ısmarlar, islamı, milliyetçiliği, ülkücülüğü anlatırdı. Biz havalandırmaya çıktığımızda hoca onların kapısına gider anlatmaya devam ederdi. Mahpushane bu ruhla taş medrese olmuştu. İçerideyken dervişliği seçerek dışarıda da ona uygun bir hayat sürdü. Samimi bir mümin, ahlaklı bir ülkücü olarak hayatını hitama erdirdi. Ucu ucuna yaşadığı hayatından şikayetçi olmadı, ilahi takdire karşı her zaman boynu bükük oldu. Arada bir telefon görüşmelerimizde kendisine şeyhim der latife ederdim.Son tutuklanmamdan tahliye olduktan sonra ilk arayanlardan biri oldu, bize yapılan haksızlıktan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Şu şeyhim diye piyasada dolaşanların çoğundan daha ahlaklıydı... kendisini rahmetle anıyor, efendimize yoldaş olmasını diliyorum. Allah bizi haktan, hakikatten, adaletten, iman ve izandan ayırmasın... İRFAN SÖNMEZ