" İnsan; yara aldığı yerden değil, yarım kaldığı yerden ölür! ".

Manası derin, izi telafi edilmeyecek hayatları özetleyen bir cümle...

Yaşayamadım!

Birçok insanın sarf ettiği, şükrü unuttuğu, kadere isyan ettiren kelimelerin melekler tarafından kaydedildiğini, arşın şahit olacağını, kudretin sahibine mahcup düşülecek kübra-i mahkemeyi unutuyoruz.

Gün görmedim, evliliği anlayamadım, kadınlığımı ya da erkekliğimi yaşayamadım!

Bunu dile alanlara; yaşattın mı?

Diyesim geliyor, susuyorum.

Dengindesin bilmiyorsun, bekliyorsun, istiyorsun ama emek vermiyorsun, daha güzelini yaşamak istiyor, hayatını güzelleştirmiyorsun, sorumsuzsun desek neye yarar denilen dünyadayız...

Yeniden denilemeyecek imtihanların artıları, eksileri iyi tartılmalı

Değişim insanın kendinde olmalı!

Kadın ve erkek bir bütündür, kimse denginde değildir, lakin denklik nedir?

İki ayrı kişilik, bilinmeyen bir yolculuk

Ne kadın, ne erkek kendini tanımadan birleşiyorlar, karar verenler kader diyorlar.

Zıt kişilikler, çuvaldızı kendimize batırmıyoruz.

Arayışlar, serzenişler, boşanma kelimesi dillerde pelesenk olmuş, güven yitirilmiş, sevgi yok edilmiş...

Yarım kalan insanları izliyorum, dilleri, eylemleri, kalplerinin yansıması.

Yarım kaldıkları yerden ölmüşler!

Ya öldürdükleri!...

Katlettiklerimiz!

Yarım bıraktıklarımız!

Katil kim?

Sultan Özateş

Efruzlu Notlar / 2022