Sultan Özateş olarak 2005 yılından beri Ankara camiamızda etkili faaliyetleri yürütüyor, birçok insana yol açıyor ve tanıtıyorum.

Güzel dostlarım,

Gönül sesimi iletirken gayem ne incitmek, nede kınamak...

Hepimiz kültür, sanat, eğitim yolunda yolcuyuz.

Sivil toplumla ilerliyor, birbirimizi tanıtıyor, tanışıyor, yeteneklerimizi takip ediyoruz.

Zaferlerimiz önemli, kalbin kalbe umut olması daha önemli!

2005 yılından beri Ankara camiamızda etkili faaliyetleri yürütüyor, birçok insana yol açıyor ve tanıtıyorum.

Birçok insanıda başkalarının vesilesi ile faaliyetler çerçevesinde tanıyıp, aktivitelerimize davet ettim, ediyorumda...

Verdiğim sözleri imkanlarımca gerçekleştiriyorum, yapamadığımı gerekçeleri ile açıklıyorum.

Dünya malı ile kardeşlik kurmuyorum.

Sosyal medyamı takip edenlerin bir kısmı taldir, taltif davasında, fitne, fesat üretenler, gördüğünü göremeyenlerde mevcut.

Sosyal medya yönetimi güç sağlarken, kimileri art niyetli maalesef...

Usül bilmeyenlere mesafeler koyuyorum.

Şahsıma beni terk ettin, unuttun, ziyaretime gelmiyorsun, vefasızsın, etkinliklerine çağırmıyorsun serzenişlerinde bulunuyorlar.

Haddini aşanlar; yükseldikçe kibirlendin bizi beğenmez oldun cümlesi ile karakterini ispat ediyor.

Her doğru her yerde söylenmez diyen atalarımdan edebi öğrendim.

Mesafe koyma nedenlerimi dostlarıma arz edeyim.

1- Birlikte yol almak, mekân paylaşmak, etkinliğe katılmak demek bağlı bulunduğun kurum, dernek, ve oluşumu temsil etmektir.

Orada şahsi varlığın ön planda olamaz.

Başkan sizi ve emeğinizi tanıtıp, temsil ettiğiniz kuruma göre hareket edebilir, başkanınız, amiriniz yada liderinizden habersiz iletişim, işbirliği, kişisel eylemlerde bulunamazsınız.

Lideriniz konuşuyorsa söz kesemezsiniz.

Onun etkinliği içerisinde söze karışıp, onun davet ettiği kitleye siz davette bulunamazsınız.

Fuarlarda bunu sıkça yaşıyorum.

Bizleri ziyarete gelen bireyler orada bulunma amacını aşıyor.

Bizler oraya 10.000 tl'nin üzerinde ücret ödüyor, merkezimizi tanıtıyor, kimliğimiz ile etkinliklere davetlerde bulunuyoruz.

Sponsorlarımız yok, kimseden destek almadım, almıyoruz.

O sırada bizi ziyaret eden yürekler ön plana atlayıp, kendini tanıtıp, davette bulunuyor.

Amacımızı sabote ediyor, onu üzmeden yolluyorum.

Bu etik olmayan bir davranış.

Siz orada ziyaretçisiniz.

Bir insanı ziyaret ederken onun ziyaretçilerine kendinizi tanıtamazsınız.

O alan size ait değil.

Yada bir insanın atölyesine uğradınız, orada bulunan kursiyerlere teknik bilgi veremezsiniz.

Orada bir eğitimci olup, siz bu kimliğe sahip değilsiniz.

Ne kadar yetenekli olursanız olun usül bilmeniz gerekiyor.

Birilerini meşhur etme, zengin etme politikamız yok, ülkemize iz bırakacak emeklerin sesiyiz.

2- Bir yola çıkıyorsanız maddi manevi, el ele, yürek yüreğe olmalısınız.

Araçla gidiyorsanız benzinini paylaşmalı, konuşmalar, anlaşmalar net olmalıdır. Kul hakkını gözeten yoldaşlar olunmalı.

Menfaatçi insanlardan olmayın.

Hak bedel ödettirir, gün gelir sizden fazla fazla çıkar.

Emeklere sahip çıkarken, dahil olduğunuz alanda sizde katkı sunmalısınız, hep bana dememeli, yük olmamalısınız.

İnce ayrıntıları izleyen biriyim, sabrederim, herkese iyi davranır, gülümser, yavaş yavaş mesafemi netleştiririm.

Katılma koşullarını net açıklarım, yanlış beklentiye girmem, sürekli benden bekleyenleri hayatımdan uzaklaştırıyorum zira benimde sabrım, imkanım bir yere kadar.

3- Sürekli şikayet eden, gelir giderini açıklayana, halimi beyan etmiş, para istemiş gibi eylemler sergileyenlere tahammül edemiyorum.

Bugüne kadar yaşadığım her zorluğu ailemle ve birçoğunu tek başına atlattım.

En samimi olduğum dostum dahi yaşadıklarımın çeyreğini bilir. Duygu sömürüsü sanılır diye konuşmam, hak etmediğim 1tl gelirse 5tl olarak çıkartırım.

Fakat biraraya geldiğimizde yok edebiyatı yaklaşımlarına anlam veremedim bir türlü, biz ve ekibimizin duruşu sağlamdır.

Resmi evrakla ilerler, şeffaflığı severim.

4- Bir insan tarafından tanıdığım bir insanla, gurupla kendi başıma ne etkinlik düzenler nede habersiz iletişim kurmam.

Zira tanışmamıza vesile olan lideri bilgilendirir, istişaresine başvururum.

İnsanlar gittikleri etkinlikte bulunma gayesini unutup, şahsi menfaatlerini planlamaktadırlar.

5-Bir etkinlik içerisinde iseniz gayeniz para kazanmak olmamalı, kazanamadı iseniz sesli eleştiri, sürekli söylenme, öfke, sinir sergilemeniz bir daha davet almamanıza sebep olacaktır.

Her etkinlik size ticaret sunmaz.

Ticaret düşünüyorsanız gidin dükkan açın.

Lakin o sattı ben satamadım, ondan aldın benden almadın, niye katkı sağlayayım, para kazanamıyorsam ne işim var burada, ben sanatkârım egosu ile bıraktığınız etkiyi düşünün.

Tanıtım günleri, eğitim fuarları, festivaller niye yapılır.

Bu yerler sizlere milyarlar kazandıracak alanlar değil, kültürel miras taşıyıcılarısınız.

Önce vizyon ve misyon taşımalısınız.

Allah nasibimizi tayin edecektir.

Sizi davet eden kazanıp, kazanmadığınızı görmüyor mu?

6- Sanat ilmi ve ehli değilseniz, edep yok ise yeteneğinizin önemi yok.

Bulunduğunuz ünvanı kullanmayın, sizi tanıtacak, övecekler bilir işini. Lakin özel unvanlara sahip olmaz iken, takdir edilmek zaman ister. Ne oldum delisi olup, liderinin konumuna erişmek isteyenlerin hataları diz boyu.

İstişaresiz ilerleyenler zarar görüyor, danışmayan yalnızlaşıyor, başardığını sanan ilerleyemiyor.

Okul yolu diplomadır.

Usta ile yola çıkmak dergah kapısıdır!

Kapıdan çıkmış isen el öpmüşsündür.

Lakin seni eğiteni temsil edeceğinden, ezip, görmemezlikten gelerek vefasızlık bir kenara saygısızlık yapmak töresizliktir.

Bir eğitimcinin ders verdiği öğrenciye onun mekânında öğretmenlik yapmak inciticidir.

7- Unuttun demeden çuvaldızı kendine batıracaksın.

O insan vaktinde sana neler sundu, sen ne sundun.

Onun kötü gününü sardın mı?

Sosyal medyadan ilettiğin mesajla dostluk olur mu?

Geldiğin konumun arka planındaki kahramanlığın bedelini biliyor musun?

O insanın sizlere sunduğu kitle, destek, vakit, zamanın helalliği öyle büyükki, bunları bilip trip attığın insan an gelip göçtüğünde ne düşüneceksin.

Karşından beklerken, o insan çocuklarının rızkını sizi kimlik etme yolunda harcarken sen üç kuruşun derdine ďüşüyorsun demezler mi?

Say say bitmez.

Sizi anlatan cümlelere, fotoğraflara, etkinliklere ayrılan zaman kadar siz zaman ayırabiliyor musunuz?

Ben niye yokum, kazanamadım, yada sürekli şikayet, trip, surat asma, çocuklaşma gibi eylemler kaybettirir.

Topluma hizmet ederken, insanların vazifeleri çok iken ergenler gibi yetişkinleri istemiyoruz.

Aynı gemide ilerkeyecek isek kaptan, mürettebat bellidir.

As, üs farkı nettir.

Sizi görmeyen, emek bilmeyen lidere tepkinizi belli edin, lakin yerini bilerek...

Empati yaparak!

Başkalarının hikayelerini bilmeden konuşanlar bereketsizleşirler.

Bazı insanlar beden işçisidir!

Önemli olan ilim!

Mükemmel değilim, kimsede değil.

Tek bildiğim kul hakkı bedel ödetir, hızlı koşan düşer.

Sabırlıyım lakin sabırda yoruluyor canlar.

Yeterince derdim var, kimseyi yormadan ilerliyorum, yan yana geldiğimde mutluluk serpen anları yaşamak istiyorum.

Vaktim yok ve nasip olan anlarımı zıkkım etmeyin.

Aradım dönmedin, bu insan boş mu?

Kıskançlık, hasetlik, kin tutma yönüm yok.

Hepinizle güzellikler paylaşmak onurdur.

Okuduklarınızı kişiselleştirmeyiniz.

8_ Bir oluşuma girdi iseniz başkanı gibi hareket etmeyin.

Dedikodu etmeyin, sahiplenin. Yönünüz net olsun.

Sevdiklerinize yanlış yapanlara ortak duruş sergileyin.

Güven önemlidir.

Dostluk emekle inşa olur.

Yolunuz ayrılsada kötülemeyin.

Görmediğinize, duymadığınıza inanmayın.

Tedbirli olun, seyredin!

Cimri olmayın, paylaşarak güçlenirsiniz.

Emeklerin sesi olmak yalakalık değildir.

Takdir etmekten çekinmeyin.

İncitmeden ilerliyorum, herkes beni sevsin derdinde değilim.

Saygı sevgiden daha önemli!

Sorumluluklarım çok, zaferlere dolu dizgin ilerlerken faydalı olmaya gayret ediyorum.

Yoldan şaşmışlardan uzaklaşmam kendimi korumak.

İyilerle olup, iyilik yönümü diri tutuyorum hepsi bu...

Kendimce, öylece, renklice...

Sultan Özateş

Hayata Dair Notlar