Biraz daha detaya gireyim dersem "Meta" ve "Verse'yi" çok daha farklı bir açıdan da yakalayabiliriz...

“Metaverse “meta”(öte) ve “universe” (evren) sözcüklerinden türetilen yeni bir sözcük olmakla birlikte temelleri onlarca yıl öteden atılmış YENİ DÜNYA DÜZENİ’nin adı aslında...

Biraz daha detaya gireyim dersem “Meta” ve “Verse’yi” çok daha farklı bir açıdan da yakalayabiliriz... Meta kelimesinin Arapça’da ‘uzamak, yayılmak, büyümek’ anlamlarıyla birlikte ilk kez bundan yaklaşık 1300 yıl önce bir Kur-an tefsirinde kullanıldığını ve “Verse”nin ayet, bölüm, kısım anlamlarına denk geldiğini unutmamak gerekirse benim ilk aklıma gelen de şu oluyor; acaba Metaverse Düzeni’nin ilham kaynağı Kur-an da yazanlar mı? Çoğu icat, fikir ve üretim alanında olduğu gibi bu konuda da Kur-an neden batının ilham kaynağı olmasın...” 

Geçtiğimiz hafta köşemde yer verdiğim bu cümleler sizlerden çok sayıda meraklı dönüşler almama sebep oldu... “Metaverse başlığını bu pencereden kimseler ele almamıştı en kısa zamanda devamını bekliyoruz” özetiyle bana ulaşan tüm meraklı okurlara gelsin bugün ki yazım...

Metaverse veya Meta Çağ’ı sadece göründüğü kadarıyla okumamak gerekiyor zira bu çağ,o nca göz boyayan teknolojik coşkuya sahip olsa da göründüğü gibi masum ve basit değil...

Kim bilir belki de hedeflenen Metaverse üzerinden şekil bulan bir “Felsefi Din”...

İslamiyet ve öncesi dinlerde-inanışlarda sıklıkla söz edilen “Ahir Zaman Çağı” var anımsayın... Ahir Zaman’a atfedilen cümlelerin neredeyse tamamı aynı çerçevede... Ortaya çıkacak Deccal üzerinden kandırılan insanlık, sona doğru en kötü haliyle sürüklenecek... Peki Deccal nasıl bir şey olacak? Olağanüstü güçleri ve mükemmel ikna kabiliyetiyle insanlığa iyilik meleği gibi görünecek, tüm olumsuzlukları ve kötülükleri doğru olarak benimsetecek... Gözler, gönüller, mantıklar, akıllar, merhamet, adalet sihirli dünyanın zehriyle kör olacak... Emeksiz illegal kazançlar mübah görülecek ve yükselişe geçecek böylesi insan sayısı... Ve vahim olan da şu olacak; tüm bu trajediler iyilik, yardım, insanlık adına bir marifetmiş gibi gösterilecek-algılanacak...

Şimdi düşünelim... Aslında anlatılan ‘Deccal Çağı’na’ çoktan girmişiz de ağlayanımız yok... Gören gözler, anlayan gönüller, adalet, merhamet, eşitlik uzun zaman önce göç etmeye başlamış hayatlarımızdan... Küresel oyunlar, barış-huzur-güvenlik getireceğiz yalanlarıyla kana ve açlığa boğulan topraklar, ‘dünyayı kurtarıyoruz’ mantığı üzerinden üretilen virüsler ile insan nüfusunun budanması, güç zehirlenmesiyle doymak bilmeyen lider ve yönetici kesiminin tüm kazançları eş-dost-akraba-arkadaş tekeline hapsederek eşitlik ilkesini unutması ve daha nicesiyle dünya çoktan ‘Ahir Zamana’ girdi aslında...

Metaverse ile çoğu teknolojik-sanal alan Meta Kavramı’na da geçiş yaptı... Oturduğu yerden zihnindeki tüm hayalleri sanal gerçeklikle yaşama imkanı da sunuldu insanlığa... Yaşlı ve hastaları hedef alarak çocukları ve gençleri güdümüne almaya çalışan Covid-19 ile evlere kapatılan dünya, sanal dünyanın gizemine mahkum edildi... Eğitim, alışveriş, toplantı, görüşme, iş, ödeme, yatırım özetle tüm hayat ekrana sığdırıldı... Zaten fazlasıyla teknoloji bağımlısı olan insanlık kopmamak üzere kaynadı Meta Çağ’a ve nimetlerine çünkü mecbur bırakılıyoruz!

Öyle ki duygu ve his alemine dair mutluluklarda artık sanal alemde yaşanmaya başlanacak gibi görünüyor... Tak sanal gerçeklik gözlüğünü seçeceğini belirle ve düğmeye bas bu kadar kolay... İnsanlığın devamını sağlayan üremenin önüne geçmek ve dünyayı insan istilasından kurtarması düşünülen bu teknolojinin yaygınlaşmasıyla kim bilir belki de duygusal, zihinsel, tensel teması bilen ve yaşayan son kuşaklar olacağız...

“Sevme, dokunma, hissetme ve üreme ki; dünya yeşil kalsın” mottosuyla sempatik bir hale de getirilecektir sanal alemdeki hormonal salımlar...

Velhasılı kelam tüm bu faaliyetlerin temelinde, bağları birbirinden koparılmış kolaylıkla kandırılan uzaktan kumandalı robotize bir nesil yaratmak var... Robotlardan söz etmişken hemen bir parantez açmak istiyorum; geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan; insan zihnini okuyan robot üretildi haberiyle bu konuda korkulacak bir boyuta ulaşıldığını gördük... Sen halâ bir türlü doymayan, paylaşmayı bilmeyen aç gözünün peşinden koş ey insanlık...

Şimdi soruyorum; çok uzun zamandır hayatımızın her alanını bir ahtapot gibi kontrolü altına alan Meta Çağ’a aleni olarak giriş yaptık... Sihirli dünyanın zehriyle tüm değerli kodlarımızdan uzaklaşıyoruz... O halde tek eksiği var Meta Çağ’ın; “ilahi dinlerde kıyamet alametlerinden sayılan ve insanları doğru yoldan saptırmaya çalışacağı kabul edilen olağanüstü güçlere sahip” Deccal kim veya ne olacak?

Ve bunca olumsuzluk karşısında ayakta kalmamızı sağlayacak tek güç; SEVGİ olacak unutma...