O zaman üniversiteyi Güç bela borç bitirmiş saf ve temiz ehliyetli liyakatli kadrolar siyaset içerisinde yer bulmayacaktır demektir.

Her partinin kendine göre siyasi görüşü tüzüğü ve programı vardır Ben bunlara karışmam.

Benim kızdığım ve itiraz ettiğim konu şudur. Parti Genel başkanlarının bilgisi dahilinde cebinde parası çok olan insanların listelere konulması ve meclise taşınması.

Ahlaksızlığın en modern şekli budur.

Bir de yeni bir anlayış türedi mesela diyorlar ki Ertuğrul Bey siyaset para işidir Paranız yoksa siyasete girmeyeceksiniz.

Bu diğerinden daha ahlaksızca bir yaklaşımdır.

O zaman fakir Yiğit Anadolu çocukları bu ülkede siyaset yapamayacak zenginlerin ve godomanların kulu kölesi olmaya devam edecektir.

O zaman üniversiteyi Güç bela borç içerisinde bitirmiş saf ve temiz ehliyetli liyakatlı kadrolar siyaset içerisinde yer bulmayacaktır demektir.

Kasıla kasıla size tepeden bakan sizi aşağılayan adam yerine koymayan ne kadar Donkişot kılıklı adam varsa bastım parayı aldım sırayı diyecek ve sizi yönetecek öyle mi.

Siz de buna rıza göstereceksiniz. Parası olmayan siyaset yapmasın diyerek onların ekmeğine yağ süreceksiniz.

Peki gelin değiştirelim bu sistemi. Insanlar para vermeden aday olsunlar, milletvekili olsunlar Belediye Başkanı olsunlar

Belediye Başkanı maaşının veya milletvekili maaşının dışında kendilerine rant ve kazanç sağlayanları ifşa edelim siyasetin dışına itelim.

Ama yapamazsınız ki bal tutan parmağını yalar anlayışı hakim olmuş partilerde,

İmam yellenırse cemaat altını kirletir hesabı hakim toplumda, İflah olmaz bir siyaset anlayışı,

Siyaset üzerinden zengin olma köşeyi dönme Saltanat sürme anlayışı..

Atatürk'ün cumhuriyetinde böyle bir anlayış olmaması lazımdı aslında, iktidara gelen sağ sol dinci bütün partiler memleketi soymaya Beytül mal üzerinden kendilerine rant sağlamaya devam ediyorlar.

Bu çark tersine döner mi bilmem ama ben pek umutlu değilim.

Ertuğrul Kalafat