Evimizin karşısındaki evin altında bir fırın açıldı…
Önce büyük bir bakkal dükkânıydı…
Bakkalı işleten, şimdiki fırının da sahibi arkadaş, dükkânın ikiye bölünmesinden, fırının ekmek çıkarma aşamasına gelinceye kadar ki tüm işleri tek başına yaptı…

Yıkımını, sıvasını, fayansını, tüm elektrik ve su tesisatını, tüm kesme, biçme, örme işlerini bir tek kişinin yardımına ihtiyaç duymadan gerçekleştirdi…

Bu arada evinin karşısındaki ufak bahçesini de hiç ihmal etmedi, her gün suladı, çabaladı, otlarını yoldu. Yetiştirdiği sebzeleri bakkal dükkanında satmaya devam etti..

Sabah akşam ziyaret ettiğimde bir tek öfkeli anına, bir tek kızgın anına, bir tek usanmış anına rastlamadım…

“Abi bu işler bi tek seninle olmaz, ustalardan yardım iste” dememi hep güler yüzle geçiştirdi…

Arada bir “hanım da yardımcı oluyor,” demekle yetindi…

Yaklaşık yirmi gün süren tadilatın ardından bayramdan sonraki ilk gün ekmek çıkarmaya başladı…
O kadar sakin bir semtte yılların fırını gibi iş yapıyor şimdi…

Fırına uğradığımda onu bazen yumak yaparken, bazen ekmek açarken bazen da kasada dururken görüyorum…

Ekmek çıkmadığı zamanlarda da hanımıyla birlikte bakkala uğrayan müşterileriyle ilgileniyor…

Bunu neden anlattığımı anlatacağım…
Geçen yıl bu zamanlar, büromda hiçbir işe yaramayan banyoyu odama katmaya karar verdim…

Günler süren plan projelerden sonra işe nereden başlayacağımızı, hangi işi kimlerle yapacağımızı en ince detayına kadar kararlaştırdık…

Bunun için azami bir hafta gerektiğini ve benim bir hafta boyunca odamı kullanamayacağım söylendi…
İyisi mi il dışına çıkayım dedim, çıktım…

On gün sonra döndüğümde bir tek banyo duvarın yıkıldığını ve kalıntılarının hala odamda olduğunu gördüm…
Bir kez daha topladık ekibi, bir kez daha en ince detaylarına kadar plan yaptık…

On günlük mühlet istediler, kabul ettim, ki yapacak başka bir şey yoktu zaten…

Tekrar il dışına çıktım, döndüğümde duvar kalıntılarının temizlendiğini ama onun ötesinde bir şey yapılmadığını gördüm…
Sıvacıyı, elektrikçiyi, boyacıyı, mobilyacıyı bir kez daha çağırdım, “bu işin sonu nereye varacak, odamı ne zaman kullanacağım?” diye sordum…

Her biri topu bir diğerine attı…

Aradan üç ay geçti...
O üç aylık sürede, iki sıvacı, iki elektrikçi, iki duvar kâğıtçısı, üç boyacı, iki mobilyacı, iki su tesisatçısı, iki alçıpenci değişti…

Baktım olacağı yok, olana rıza gösterip her şeyi olduğu gibi bırakmalarını istedim…

Şimdi odamdayım, yaklaşık bir yıldır gelene gidene izahat yapmaya çalışıyorum…

Duvar kâğıdı yarım, sıvası elle yapılmış, boyası badana gibi duruyor…

Ben alıştım ama arada bir ziyaretime gelenler bana yarım kalan işlerin ne zaman biteceğini sormaya devam ediyor…

Tek yapmaya çalıştığım odamla banyo arasındaki duvarı yıkıp sıvasını boyasını yaptıktan sonra 18 metrekarelik odamı 25 metrekareye çıkarmaktan ibaretti…

İki bin liraya biter dedikleri iş nerdeyse bana 10 bin liraya mal oldu. Hem de yarım yamalak yapıldığı ve içime hiç sinmeyen haliyle…

İnsanın parasıyla rezil olması dedikleri yaşadıklarım olsa gerekti…

Bu arada sağ olsun yeğenim bi kapı istetmiş bana İstanbul’dan…

Kapımız üç ay önce geldi ama hala takılmadı…

Hal böyle olunca Adıyaman’da inşaat yapanlara olan hayranlığım gittikçe artıyor…

Evet, yaptıkları evler birbirinin tıpkısının aynısı…
Evet, ciddi bir plan proje, ciddi bir mimari, ciddi bir estetik yok…
Ama bu ustalarla bu kadarını nasıl yaptıklarını da doğrusu çok merak ediyorum…
“Allah yardımcıları olsun” olsun diyorum, başka da bir şey demiyorum…

Tekrar fırıncıya dönecek olursak, eğer o adam yirmi günlük sürede tek başına, bir tek Allah’ın kuluna ihtiyaç duymadan yaptığı işleri bu işlerin ustası gibi geçinenlere yaptırmaya kalksaydı bir yılda o fırını çalıştıramazdı…

Üstelik fırın çalışmaya başladıktan sonra yapılacak tadilatlar da en az bir yıl sürerdi…
Ve emin olun bir fırın parası kadar para ödemek zorunda kalırdı..

Hem duvarcı, hem sıvacı, hem boyacı, hem fayansçı, hem mobilyacı, hem elektrikçi, hem ziraatçı olan, üstelik her işi büyük bir titizlik ve ustalıkla yapan bu adamı tanımak istiyorsanız bir bana uğrayıp çayımı için…

5 Ağustos 2014

***
8 Eylül 2019 itibariyle ek yapıyorum; şimdi fırında sadece kendisi ve çocukları çalışıyor.

Niye usta çalıştırmıyorsun dedim;
Her gün gidip birini evinde uyandırmaktan bıktım dedi.

Şimdi iki oğlu ve hanımı ile bu işe çok profesyonel bir şekilde götürüyor; Rabbim kendilerine sağlık sıhhat sabır afiyet versin...