Vatan sevgisi ona hizmetle ölçülür."
Mustafa Kemal Atatürk 

Bu gün tüm gün oruçlu oruçlu Alaşehir'de, savcılık-kaymakamlık arası koşturmadaydım. Laniczol adlı kemik erimesi ilacıyla yolsuzluk ve katliam  davasında takipsizlik kararına itirazım da kabul edilmediğinden, yeniden şikayet başvurusunda bulundum.
Uzun zamandır ettiğim dualarıma icabetle, bir umut ışığı doğdu bugün şükür. Bir güzel vatan evladı genç görevli, durumun vehametini anladı ve bizzat ilgileneceği sözü verdi.
Sizlerden de bu, vatanımız, milletimiz, hepimiz için çok önemli davaya dualarınızla destek bekliyorum. Müsait olanlar, muvaffak olabilmemiz niyetiyle birer kere Fetih suresi okuyabilirse çok sevinirim.
İki buçuk yıldır mücadele ettiğim davayı bilmeyenler için, bu gün telefondan yazıp kırtasiyeden çıktı alarak imzalayıp verdiğim yeni dilekçemi de eklemek istiyorum bilgi babından.
Dönüşte sıcak güneş altında minibüs beklerken meydandaki posteri altında Atatürk'ümüzün bir eşsiz sözü oldukça duygulandırdı. Günün oruç hararetiyle yorgunluğu üzerine çok manidardı. "Vatan sevgisi ona hizmetle ölçülür." diyordu...

_2017 yılı aralık ayında, Alaşehir devlet hastanesi fizik tedavi uzmanı E. E. tarafından kızkardeşimden istenen kemik yoğunluğu ölçümünün anormal yüksek çıkması ve tek dozda böbrek yetmezliği yan etkisi olduğu prospektüsünde bile yazan Laniczol adlı ilacın yazılması üzerine, ilacı almaya gittiğimiz eczacının aynı gün beş genç hastanın daha sonucunun anormal yüksek çıktığı ve çıkarılan raporla tanesi 500 TL olan aynı iğnenin yazıldığını ifade ederek uyarması üzerine tetkiki Salihli özel can hastanesinde yeniden yaptırdık. Tam yarısı değerde, gayet normal çıktı. Eczacı, doktoru arayıp durumu bildiriminde, doktorun kendisine, korkmayın, bu öyle bir şirket ki hiç birşey olmaz dediğini de iletti.

Akabinde anne babamı muayeneye götürdüğüm günde, yaşlı, çok gariban bir köylü amcanın aynı ilacı yaptırmak üzere, bulamadığı fizik tedavi kliniğini bana sormasıyla, kliniğe götürdüğümde, aynı ilacı yaptırmak üzere yüze yakın hastanın dört ayrı sıra olmuş vaziyette beklediğine tanık oldum. Hemşire hanıma bu soygun ve katliama niçin göz yumuyorsunuz dediğimde, haklısınız ancak biz emir kuluyuz, doktorun emrini yerine getirmek zorundayız dedi. O yaşlı köylü amcanın serum içinde verilen o ağır ilaç yüzünden kendinden geçtiği, ölümden döndüğü, çok zor ayıldığını da ertesi gün aradığımda öğrendim.

Yaptığım araştırma sonucunda bu doktor tarafından yıllardır hilafsız her hastaya kortizonlu iğne yapıldığını, şimdi de bu ağır yan etkili, fahiş fiyatlı kemik erimesi iğnesini en yakın eczaneden aldırıp klinikte serum içinde hastalara yaptırdığını öğrendim.
 Sosyal medya üzerinden dağıtımla, aynı ilacın tüm yurtta fizik tedavi uzmanlarınca yazıldığını da tespit ettim. Hatta görüştüğüm eczacılar biz bu ilacı önceden yılda bir tane zor satardık, şimdi birden yüzlerce satmaya başladık da dedi.

Böylelikle olayın vehametini anladım. Hemen cimere, bimere şikayet ettim. Savcılığa suç duyurusunda bulundum. Cimerin sevkiyle  sağlık bakanlığından bu ilacın yazılabilmesi için hastada kemik erimesi olması yeterli kriter değildir. Ancak kalça kırığı olmuş, ameliyatta ölüm riski olan çok yaşlı hastalara son çare olarak yazılabileceği, doktor hakkında soruşturma açılması kararı geldiği halde, hastane idaresi bu kararı sümenaltı etti.

Elimizde iki ayrı anormal farklı sonuç ve yazılmış reçeteyle yeterli delil olduğu halde, iki buçuk yıldır üniversite hastanelerinde yeniden tetkik yaptırarak, oradan oraya gönderilip süründürüldük. Her yazışma en az altı ay sürdü.

Sonunda sağlık müdürlüğü bir ay önce ifadeye çağırdı. Davacı ben olduğum ve bireysel mağduriyet davası değil, milletimize karşı soykırım düzeyinde bir katliam olduğu ve devletimizin soyulduğunu açıkça ifade ettiğim halde, kardeşim ilacı yaptırmadığından ortada mağduriyet olmadığı gibi bir talihsiz ifade, kasti örtbas taktiğiyle doktor hakkında soruşturma izni verilmeyerek Türkiye Cumhuriyeti devletimizin temsilcisi kaymakamlık makamı ve adaleti yanıltılmıştır.

Görevi kötüye kullanma, suçu ve suçluyu kayırma, devletimizi ve milletimizi zarara uğratma suçu işleyen, üstelik vatanı, milleti için çabalayan vatandaşı süründürerek zulmeden yetkililerden davacıyım.

Bu örtbas nedeniyle Alaşehir devlet hastanesi fizik tedavi ve hatta şimdi ortopedi uzmanınca da aynı ilaç, gereksiz yere yazılmaya devam ediyor. Bu tüm yurtta aynı üstelik. 
Bu korkunç katliam ve soyguna dur demek üzere, şikayetçi olduğum doktorun, 2017 kasım, aralık ayından itibaren kayıtlarının incelenmesi, yüzlerce hastanın kemik yoğunluğu ölçüm sonucunun cihazın ayarı bozulduğu için anormal yüksek çıkmasından nasıl şüphelenmediğinin, kaç hastaya aynı Laniczol adlı ilacı ve kortizonlu iğne yazdığının soruşturulmasını talep ediyorum. _

Adevviye Şeyda Karaslan 
29 Nisan 2020