Neyi yazmışsam ya da söylemişsem zamanında ve zemininde yazıp söylemişim...
Neyi yazmışsam ya da söylemişsem zamanında ve zemininde yazıp söylemişim...
Yazamadıklarımı ya da söyleyemediklerimi zaman ve zemin elverişli hale geldikten sonra yazmaktan ve söylemekten hicap duymuşum...
Şöyle geriye dönüp baktığımda en iyi gördüğüm şey zaman ve zemin tehlike arz ettiğinde çoğunluğun sustuğu, zaman ve zemin elverişli hale geldikten sonra çoğunluğun konuştuğudur.
İster barış süreci üzerinden değerlendirin bunu, ister değerli hemşerimiz Sırrı Süreyya Önder'in vefatı üzerinden. Dileyen Filistin ve Gazze meselesi üzerinden de değerlendirebilir bunu...
Kronolojik olarak yazdıklarım karşıma çıktığında gördüğüm şudur ki, çoğunluğun sustuğu zamanda yazmış, çoğunluğun konuştuğu zamanda izlemekle yetinmişim.
Çok iyi bildiğim bir şey varsa o da kişinin herkesi kandırsa bile kendini asla kandıramayacağıdır.
Kendini kandırmış gibi görünenler ancak ve ancak zaman ve zemin elverişli hale geldikten sonra başlarını kumdan çıkaranlardır.
Deve kuşu ne yapıyor derseniz, bütün bu olup bitenler karşısında hicap duyuyor; kafası kuma gömülüyken dahi birçok şeyi her şeyi gördüğünü iddia edenlerden daha çok gördüğü için...