Kurulduktan sonra katıldıkları ilk seçimde oy oranı 1-10 civarında olan partilerin sonraki seçimlerde büyüyerek tek başına iktidar oldukları asla yokturdur

Türkiye’de tek başına iktidar olan partiler kurulmuşlar ve hemen ardından yapılan ilk seçimlerde iktidar olmuşlardır.

DEMOKRAT PARTİ

ADALET PARTİSİ

ANAVATAN PARTİSİ

AK PARTİ

Kurulduktan sonra katıldıkları ilk seçimlerde oy yüzdeleri 1-10 civarında olan partilerin ise sonraki seçimlerde büyüyerek tek başına iktidar oldukları asla görülmemiştir.

Siyasi partiler için değişmeyen kuram ya da kader her zaman bu sonuçları göstermiştir.

Tarihleri ne kadar eski olursa olsun bazı küçük ve orta ölçekli partilerin olağanüstü durumlar ve siyasi kaoslar sonrası koalisyon hükümetlerinde iktidara geldikleri görülmüş olsa da asla tek başına iktidar olan partiler gibi muktedir ve gerçek anlamda iktidar olamamışlardır.

Kurulduktan sonra tek başına iktidarı kazanan ve tam muktedir olan partiler iktidardan düştükten sonra ise parlementoda önceden var olan mevcut partilerden hiç biri öne çıkarak yeni dönemde tek başına iktidar olmayı başaramamışlardır.

Tek başına iktidara gelen her parti ise yine her zaman mevcutlardan biri değil yeni kurulan bir siyasi parti olmuştur.

1 Nisan’dan sonra da değişmeyen bu kuram bir kez daha Türk siyasetinde vücûd bulacaktır.

Kuram değişmeyecek ama kurucu iradesi ve siyasi konumlanması diğerlerinden çok farklı olacaktır.

Geçmişte tek başına iktidar olan partilerin kurucu iradesi (1946-2002) her zaman ABD-NATO ittifakının küresel planlarını yapanların iradesi ile olmuştur.

Bu güdümlü dönemde tek başına iktidar olan partilerin merkez organları ve siyasi görüşleri sırası ile Liberal-muhafazakarlar; sosyal demokratlar ve siyasal islamcılar olmuştur.

Yeni dönemde ise kurucu irade Türk milletinin binlerce yıldır var olmasını sağlayan güç yani Türk milletinin bizzat kendisinin ortak aklı olacaktır.

Fikri merkezinde ise bu sefer emperyal güçlerin belirleyip istediği siyasi görüşler değil; Türk milletinin her zor zamanlarında yeniden diriliş ve bağımsızlık ateşini yakan ve en son olarak da Türkiye Cumhuriyetini kuran iradeyi temsil eden Türk milliyetçileri olacaktır.

Dünyada ki gerilim ve bölgesel güç tehditleri Türkiye’de ki yeni iktidarın siyasi kimliğini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kararlı duruşunu belirleyecek en önemli sebeplerin başında gelecektir.

Sadece iktidar mı?

Seçim sonrası bazı küçük partiler siyasi tabeladan ibaret kalırken, CHP’de başlayacak gelişmeler ile muhalefet de emperyal sızma ve etkilerden sıyrılma mücadelesi verecek ve o da kuruluş kodlarına dönmek için yeni bir sayfa açmak üzere kongreler sürecine girecektir.

İktidarı ve muhalefeti ile birlikte yeni dönemde dış tehdit ve tuzaklara karşı ortak payda da buluşulacak ve aralarındaki siyasi duruş farkları sadece iç politikadaki yetersizlik ve yanlışların üzerine yoğunlaşacak bir siyasi dönemin mecburiyeti var önümüzde.

Yerel seçim sonuçları ne olursa olsun farketmeyecektir. Seçilen başkanlar yeni dönemin siyasi duruş ve hedeflerine göre kendilerini konumlandıracaklardır.

1 Nisan’dan sonra gelişmeleri ayrıntıları ile izleyecek ve hep birlikte takip etmeye çalışacağız.

Olacak olan olacak !

Hakkı Şafak Ses