İsmail Güneş Gün Sazak'ı konu alan "Karanlıkta DÖRT GÜN" romanını yazmaya başlar. Her tümcede benim sosyal medyada yazdığım yazılar aklına gelir

BİLİNÇLİ TÜRKÇÜLÜK TÜRKÇE İLE BAŞLAR

Film Yönetmeni 45 yıllık arkadaşım İsmail Güneş Gün Sazak'ı konu alan "Karanlıkta DÖRT GÜN" romanını yazmaya başlar. Her tümcede benim sosyal medyada yazdığım yazılar aklına gelir, başa dönüp "Türkçesi varken Arapça, Farsça, İngilizce sözcükler kulladım mı?" diye yeniden okur. İşte bu küçücük dikkatın adı Türklük dürtüsüdür, Türkçe sevgisidir. Ortaya Tanrı Dağları'nın suyu kadar tertemiz Türkçe ile yazılmış bir roman çıkar.

Günlük konuşmada hepimizin ağzından Arapça, Farsça çıkıyor, buların hepsini durup düzeltemiyoruz ama yazarken başa dönüp yeniden okuma durumumuz var. Buna üşenmemeliyiz çünkü konuştuğumuz Türkçe kadar Türküz!..

***

Samsun'da göğsü Türkçe ve Türklük sevgisi ile dolu Mustafa Keskin bir dernek kurar: Kutlu Yol Dil ve Kültür Derneği. Aylar önce beni aradı:

"Bu derneği Samsun'da Türkçe bayrağını dalgalandırmak için kurduk. Sizin özellikle Türkçe konusundaki yazılarınızda dolayı çok seveniniz var. Sizi Samsun'da derneğimizde bir sohpete davet ediyoruz" dedi.

Sağlık sorularım dolayısı ile gidemedim. Derneğin adını duyunca gönlüm gönendi.

Türkçe vatandır!..

***

Abdullah Alagöz anlattı:

"Bir yazımda 'Müesses nizam' kullanmıştım. MHP eski Bursa Milletvekili Orhan Şen aradı 'Müesses nizam" ney ya?.. Bunun Türkçesi yok mu?.. Bak Alper Hoca'ya telefon edeceğim şimdi' dedi. Ve hemen kurucu düzen olarak değiştirdim"

Çevremizde Orhan Şen'in yaptığı gibi Türkçe konusunda denetmenlik yapmalıyız, hatta sosyal medyada bile.

Türkçe bayraktır!.. Yazılarımızda, konuşmalarımızda bu bayrağı yere düşürmemeliyiz.

***

Dün Eskişehir'den Tıp doktoru Halis Barlas aradı:

"Eskişehirde 20-30 kadar Emirdağlı Güveç yemek için her ay bir araya gelip sohbet ediyoruz. Sohbette adınız geçti. Ben de teliniz yoktu, arkadaşlardan aldım. Birkaç arkadaş konuşurken Arapça, Farsça kullanıyordu. Hemen ayağa kaktım:

"Ben Alper Aksoy'un tam yetkili Eskişehir temsilcisiyim. Türkçesi varken niye Arapça, Farsça kullanıyorsunuz?.. Konuştuğumuz Türkçe kadar Türküz!.." dedim.

Türkçe savaşı dalga dalga Anadolu'ya yayılıyor.

Soy bağını ayakta tutan en önemli sütun dildir.

Atatürk'ün söylediği gibi:

"Türkçe Türklük demektir".

***

Ankara DTCF ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni bitirenler Arapça, Farsça sözcükleri Estergon Kalesini savunur gibi savunurlar. Çünkü gençlik yıllarında "Muhafazakar Milliyetçi Hocalar" bu işi onlara kutsal bir görev olarak vermişti.

Ankara DTCF'den Sebahattin Köroğlu bu konuda geçtiğimiz günlerde sayfama güzel bir yorum yazdı:

"Türkçeleşmiş Türkçedir yaklaşımı Türkçenin bağrına saplanmış ağulu bir bıçaktır. Al Arap'ın, Fars'ın, Batı'nın sözcüklerini; kullan kullan, halka benimset, sonra da buna "Türkçeleşti" de ve kullanmaya devam et. Ne güzel bir kültür emperyalizmi!.. Savunucusu da biz Türkçüler, biz milliyetçiler..."

Türkler uyanıyor!..

Bilinçli Türkçülük Türkçe ile başlar!..

Alper Aksoy