"Elesti bezminde"yi de anlamazlar. O yüzden ses sanatçısı, torunu Tülay Yıldız "Ruhlar aleminde ikrarım verdim" diye bu dizeyi anlaşılır hale getirmiş,
Sümmani söylemiş:
"Ervah-ı ezelde levh-i kalemde,
Bu benim bahtımı kara yazmışlar".
Yeni kuşaklar bu beyiti anlayamaz. Daha ötesini söyleyim bu türküyü okuyan ses sanatçılarının büyük çoğunluğu da anlayamazlar.
Şekip Şahadoğru'dan bir dize:
"Elesti bezminde sana ikrarım verdim"
Yeni kuşaklar "Elesti bezminde"yi de anlamazlar. O yüzden ses sanatçısı, torunu Tülay Yıldız "Ruhlar aleminde ikrarım verdim" diye bu dizeyi anlaşılır hale getirmiş, iyi de yapmış.
Şu günlerde bütün tv kanallarında kullanımı tavan yapmış iki sözcük: Akabinde, akıbeti...Her ikisinin yaygın kullanımlı birden fazla Türkçe karşılıkları var ama Arapçası üstünlük nedeni mi oluyor?..
Severek dinlediğim bir türküdür:
"Kahpe felek sana nettim neyledim
Attın gurbet ele parelerimi
Akıbeti beni sılamdan ettin
Kestin mümkünümü çarelerimi"
Türküyü dinlerken "akıbeti" sözcüğü pirincin içindeki taş gibi dişime çarpar ve zevkimi kaçırırdı. Geçen gün rastladım. Genç sanatçılar benim dişime çarpan taşı alıp dışarı atmışlar.
Demişler ki:
"En sonunda beni sılamdan ettin"
Akıbeti = En sonunda
Türkçesinin sesleri daha müzikal, hece sayısı da aynı, anlaşılır. Bizim "muhafazakarlar" kızsa da, dirense de gençler benim gibi düşünüyor.