Hâlâ tanımadığı bir kız çocuğunun ölümüne gerçekten üzülen ve acısını yüreğinde hisseden vicdan sahibi arkadaşları görünce yüreğimde yeniden bir umut yeşerdi

Bir ayı aşkın bir zamandır Adıyaman'la ilgili kayda değer hiçbir şey yazmadığımın farkındayım. Doğrusu bu bilerek ve isteyerek yaptığım bir şeydi.

Özellikle şu son iki ayda yaşadıklarımız beni tamamen memleketten soğutmuştu. Evleri az hasarlı olduğu için yardım gelir umuduyla çadırda kalanlar, yüz eve bakabilecek variyetteyken yardım kuyruğunda bekleyenler, kira artışlarını deprem sonrasında 3-4 katına çıkaranlar, deprem öncesinde 3-4 bin liraya yapılan boya tadilat işleri için 30-40 bin TL isteyenler, kısacası fırsatçılar, vicdansızlar, çingen ruhlular beni gerçekten hem şaşırtmış hem kendimi bildim bileli derin bir bağla bağlı bulunduğum bu şehirden soğutmuştu. Çünkü ben bir şehrin güzelliğinin orada yaşayan insanların güzelliği kadar olduğu üzerine epey kafa yormuş bir insanım. Ama şu son iki ayda gördüklerim, yaşadıklarım, tanık olduklarım zehirli bir hançer gibi saplanmıştı yüreğime.

İlk kez bu kentin insanlarını tanıyamadığıma üzülüyor ve bunca yıldır bunlar için mi yazdık, bunlar için mi acı çektik diye hayıflanıyordum.

Ama ne zaman ki depremden 122 gün sonra cesedine ulaşılan bir kız çocuğunun fotoğrafı ile birlikte yaptığım paylaşımın altına yapılan yorumları görünce bu memlekette hâlâ tanımadığı bir kız çocuğunun ölümüne gerçekten üzülen ve acısını yüreğinde hisseden vicdan sahibi arkadaşları görünce yüreğimde yeniden bir umut yeşerdi.

Bu Şehrin insanları bunlar işte dedim, bunlar olmalı. Bizim bildiğimiz, tanıdığımız, aşina olduğumuz, sevdalandığımız Adıyaman bu. Bizi bu kentte yaşatan bu, bu kenti bizde vazgeçilmez kılan bu, yazıyorsak bunlar için, acı çekiyorsak bunlar için, bir çiçek gibi umudu içimizde büyütüyorsak bunlar için.

Değerli dostlar, bu paylaşımı yaptığınız yorumlara tek tek cevap veremediğim için yapıyorum. Bu siz değerli yorum sahiplerine teşekkürümdür.

İçimizde yeniden bir umut yeşerttiniz. Hani şu depremden 122 gün sonra cesedine ulaşılan kız çocuğu olmasa, onun acısını yüreğinde hisseden sizler olmasanız ve ben bunu görmesem belki çok uzun bir süre daha asla Adıyaman'la ilgili kayda değer hiçbir şey yazmayacaktım. Bunu çok ama çok üzücü bir haberden sonra yazmam benim için de gerçekten çok üzücü bir olay.

Ama sizin, tanımadığınız bir kız çocuğunun 122 gün sonra enkazdan çıkarılan cesedine kanayan yüreğinizi gördüm. Hiç tanımadığınız bir kız çocuğu için dökülen gözyaşlarınızı gördüm. Sizinle birlikte bu memlekette yaşadığım için kendimi şanslı hissediyorum.

Bu memlekette nefesimizi daraltanlar kadar olmasa da yarınlara dair umudumuzu çoğaltan siz az sayıdaki dostlarımızın varlığı bu memleketi yeniden yaşanılır kılacaktır bize...

Değilse iki ayı aşkın bir zamandır bir imkanım olsa da gitsem artık diyordum bu memleketten, gitsem ve ve bir daha ardıma bakmasam. Uzak da olsa bir ihtimal olan gidiş biletimi iptal ettirdiniz.

Yüreği hiç tanımadığı bir kız çocuğu için ağlayan sizleri bir kez daha selamlıyor, hepinize çok teşekkür ediyorum...