Sırası gelmişken değineyim. Bizim Ajansda, evimizde, arkadaşlar aramızda bazen fikir ayrılıkları çıkar. Dışarıdan kaynaklanan dedikodular yoğunlaşır. Sonra bu konuları aramızda konuşarak çözeriz, gideririz... Ve hep birlikte şuna inanırız:
"Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner."
Biz geçmişin nice "siyasetçi güçlülerini" biliriz ki, her biri zamanında ülkemizi, Şehirlerimizi ve İlçelerimizi, Beldelerimizi yönettiler! Bakanlık, Milletvekilliği, İl Başkanlığı ve Şehrülemin lik yani belediye Başkanlığı, Federasyon, Oda, Borsa,Başkanlığı yaptılar. Ama şimdi unutuldular ve sokakta başları eğik dolaşıyorlar!
Kimi hesabını yargı önünde veriyor, kimi kaybolup gitti!
O anlı şanlı, afralı tafralı ve son derece havalı siyasetçilerin günümüzde esamisi bile okunmuyor.
Hayatta bir söze çok inanmışımdır ve doğrudur:
"Ne oldum deme, ne olacağım de."
“ Mahkeme kadıya mülk değildir.” Mesajı anlayana iletilmiştir.
Benim esas üzerinde durmak istediğim husus “mahkeme kadıya mülk değildir.” sözünün uyarı tarafıdır.
Burada gerçekten insanı doğruya, güzele, adalete ve hakka yönlendiren bir incelik vardır.
İnsana ne oldum sarhoşu olmaması ikazı vardır.
Ayakları yerde olmakla-olmamak arasındaki nüansa dikkat çekme vardır.
Farkında olmadan bir yerlere sürüklenmeye karşı uyanık olma ferasetine davet vardır.
Rüyada gibi yaşayıp uyanınca eyvah ben ne yapmışım dememe sezgisini algılatma vardır.
Bilinçaltı hesaplaşma, öç alma basitliğine ve fevriliğine karşı sabırlı ve olgun olmaya çağrı vardır.
Öfke ve kin tuzağına düşmeden, alınganlık ve kuruntulara kapılmadan akılcı ve adil ve profesyonel olma öğüdü vardır…
Bütün bunlar insanın kişiliğine zarar gelmesini önlemek ve daha iyi hizmet etmesine yoğunlaşmasını sağlamak içindir. İyi yöneticiler, mutlaka vereceği kararları demlendirmeli, acele ile düzeltilmesi zor kararlar vermemelidir. Hatır için yanlış yapma veya öfke ile hareket etme gafletine düşmemelidir. Uyarılara karşı duyarlı olmalı ve övülme içerikli olmayan yaklaşımlara karşı alınganlık yapmamalıdır.
Bu dünyada hiçbir iş ve makam insanlar için sürekli değildir. Hiçbir kimse, bulunduğu kamu hizmetinde makam ve mevkide ömrünün sonuna kadar kalmaz. Bir süre sonra bu işe başkası getirilir, kazandırılır ve kendisi kaybolur gider.
Hayat, ülkeyi, Belediyeleri ve bazı makamları yönetirken hep orada kalacağını, o makamların hep kendisinde olacağını düşünüp sonradan hayal kırıklığına uğrayanlarla doludur! Bilesinki..!
Doğadaki her şey sürekli bir değişim halindedir. Doğmak, büyümek, yaşlanmak, ölmek, eskimek, çürümek vb. değişime örnektir.
İnsanlar için de değişim kaçınılmazdır. Bebek çocuk, çocuk genç, genç yetişkin, yetişkin ihtiyar olmaya adım adım ilerler. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.
Bu değişim kişilerin makam, mevki, zenginlik, güzellik, yakışıklılık vb. için de geçerlidir. Farklı etkenlerden dolayı zengin malını mülkünü, Siyasetçiler Partisini, Belediye Başkanları koltuğunu, amir memur bulunduğu makam ve mevkiyi, güzel güzelliğini kaybedebilir.
İnsan sahip olduğu niteliklerden dolayı diğer kişileri hor görmemeli, kendince kibirlenip böbürlenmemeli, varlıkta ve yoklukta bulunduğu her konumda insani ölçülerde bir hayat yaşamalıdır.
Bunu unutmayalımki;
Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.
Dünün günahını, bugün dostlarını ve itibarını kaybederek ödeyenler, yarını düşünmeyenlerdir. “Tarih ders alınırsa tekerrür etmeyecektir”,
sevgili dostlar…