Dolayısıyla 2023 Mayıs seçimlerinin en büyük kazananı başta Deva Partisi olmak üzere Saadet Partisi ve Gelecek Partisi olmuştur.

Görünen o ki Millet İttifakı çatısı altında seçime giren Saadet Partisi, Deva Partisi ve Gelecek Partisi'nin ittifakın toplam oyuna 0.5'lik bir katkısı dahi olmamıştır.

Hatta CHP'ye %2 civarında bir oy kaybettirdikleri dahi söylenebilir. Ki böyle olacağını şahsen defalarca yazmıştım.

Şimdi ana gövdesi CHP olan Millet İttifakı'na 0.5'lik bir oy katkısı dahi bulunmayan partiler kaç vekil çıkarmış ona bakalım;

Deva Partisi :13

Saadet Partisi :10

Gelecek Partisi :10

Peki bu 3 partinin olduğu kadarıyla tabanı kime oy vermiştir, tabii ki Sayın Erdoğan'a. Vekilleri kimden almıştır, CHP'den.

Bu 3 Siyasi partinin kelebek etkisi yaratan oy oranı CHP'ye üç-beş milletvekili kazandırmış olabilir. Ama CHP'nin %26 oy dahi alamadığı göz önünde bulundurulduğunda durumun vehameti bütün çıplaklığı ile ortaya çıkıyor zaten.

Ki bu %26'nın içinde İyi Parti'nin de kısmen bir katkısı var. Ama iyi Parti tabanının da Cumhurbaşkanlığı seçiminde kısmen Sinan Oğan'a, kısmen Sayın Erdoğan'a oy verdiği anlaşılmaktadır. Ki böyle olacağını da yakın tarihte defalarca yazmıştık.

Dolayısıyla 2023 Mayıs seçimlerinin en büyük kazananı başta Deva Partisi olmak üzere Saadet Partisi ve Gelecek Partisi olmuştur.

En büyük kaybedeni ise kazandırırken kaybeden CHP olmuştur. Çünkü CHP önceki seçimlerde aldığı oyu dahi ayarlamamıştır.

Hakkını teslim etmek gerekir ki sayın Kılıçdaroğlu tam bir devlet adamlığına yakışır şekilde inisiyatif almış ve büyük bir fedakarlıkta bulunmuştur. Risk almış, bedel ödemiş ama karşılığını alamamıştır.

Bu anlamda Kılıçdaroğlu da bu seçimin kaybederken dahi en büyük kazananlarından biri olmuştur diyebiliriz.

Cumhur İttifakı'nın ortakları ise büyük bir sadakatle ortaklığın gereğini yerine getirmişlerdir. Yani AK Parti'nin MHP'nin ve yeniden Refah Partisi'nin toplam oyları sayın Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığında aldığı oylara denk gelmektedir. Ama aynı durum Millet İttifakı'nın ortakları için söz konusu değildir.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin zaten 26'nın üzerinde olan oy oranı ittifaka rağmen 0.5 puanlık bir düşüş göstermiştir. Bu da ittifaktan dolayı CHP seçmeninde bir kırgınlığa yol açtığını göstermektedir.

15 gün sonra yapılacak olan 2. tur seçimlerinde Millet İttifakının oyu daha da düşecek gibi görünüyor. Çünkü Yeşil Sol Parti özellikle Güneydoğu'da ve Adana Mersin başta olmak üzere İstanbul Ankara gibi birçok büyük şehirde sandıklara sahip çıkmayacaktır.

Güneydoğu'nun ve daha birçok ilin tamamında siyasi hayatı boyunca %3 oy dahi alamayan CHP'nin Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2. turunda başarılı olması matematiksel olarak mümkün görünsede siyasi bir gerçeklik olarak mümkün görünmemektedir.

Sinan Oğan meselesine gelince, girdiği ilk seçimde Türkiye'nin her ilinden ortalama benzer bir oy alarak Türk siyasi hayatına çok sağlam bir giriş yapmıştır. Ki, Cumhuriyet Halk Partisi siyasi hayatı boyunca bunu başaramamış Türkiye'nin Partisi olamamıştır.

Yalnız sandıkların açılmasından kapanmasına kadar mucizevi bir şekilde oy oranı hep hep aynı şekilde %5,5 olarak kalmıştır.

Her seçim sonrasında olduğu gibi bu seçimde de büyük spekülasyonları imza atan Anadolu Ajansı dahi açılan ilk sandıkla kapanan son sandık arasında Oğan'ın oyunu hep % 5,5 olarak göstermiştir.

Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimlerinde şüphesiz ki Sayın Oğan belirleyici bir konuma gelmiştir. Ama hangi tarafa yönelirse yönelsin iyi Parti'den koptuğu anlaşılan bu seçmen kitlesinin büyük oranında Erdoğan'a destek vereceği de aşikardır.

Sonuç olarak Millet ittifakı, Millet İttifakı'nın bileşenlerinin toplam oylarını alamayacağı ta baştan belli olan Kılıçdaroğlu ile seçime girmiş ve kaybetmiştir.

Tavanda ittifak sağlanmış ama tabanın bir bütün olarak üzerinde ittifak edeceği ve oy vereceği bir aday üzerinde anlaşma sağlanamamıştır.

Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı tercihinde Yeşil Sol parti hariç başta iyi Parti olmak üzere diğer partilerin tabanından gerekli desteği görememiştir.

Seçim sonrası okumalarımızdan yazdıklarımız şimdilik bu kadardır...

Bütün bunlar ve bundan sonra yazacaklarımız sadece ve sadece şahsımızı bağlayan şahsi görüşlerimizdir...

15 Mayıs Pazartesi /10. 20