Siz görevinizi yapın. Gücünüzü, güce yaslanarak ikiye katlamak yerine bu şehrin çocuklarının rahat bir nefes alması için kullanın.

Değerli STK'lar, değerli bürokratlar, Adıyamanımızın değerli siyasetçileri, mahalle muhtarları, basın mensupları, lütfen Sayın Valimize yaşadığımız felaketin ardından bugüne kadar neler olduğunu ne tür başarılı hizmetlere imza attığınızı söyleyerek işe başlamayın. Onu, şehrin daha bir yaşanılır hale gelmesi için her ne yaparsa yapsın hiçbir etkisi olmayan bizler yapıyoruz zaten.

Adıyaman'ın bugün içinde bulunduğu durumu anlatarak başlayın işe ve sayın valimizin bunu görmesini sağlayın. Enkaz alanlarını gezdirin, enkazları kaldıran firmaların İçişleri Bakanlığı'nın talimatına rağmen bildiklerini okumaktan vazgeçmediğini gösterin, bir yıkım işini bir demir ayrıştırma işini canlı canlı gösterin.

Her yıkılan evin, apartmanın, binanın kaldırılmayan molozlardan dolayı koca bir çöplük haline geldiğini anlatmayın, yaşatın... Kaldırılmayan molozlardan dolayı haftalardır kapalı durumda olan sokaklara makam aracıyla girmesini ve yol açılmayana kadar oradan ayrılmamasını sağlayın.

Henüz yıkım işine başlanmayan 3. çevre yolu üzerindeki yüzlerce ağır hasarlı binanın bulunduğu Yenimahalle'de gerekli incelemelerde bulunmasını gerçekleştirin.

Sonra çadırkentlerin, konteynerkentlerin, prefabrik evlerin bulunduğu alanlarda yaşayan on binlerce vatandaşımızın ne tür sıkıntılar yaşadığını bizzat orada yaşayanlardan dinlesin Sayın Valimiz. Hatta mümkünse dinlemekle kalmasın, söyledikleri kayıt altına alınsın ve tarafınızdan takip edilsin yeri ve zamanı geldiğinde hesap sorulsun.

Sayın Valimize eşlik ettiğiniz deprem ve yaşam alanlarında neler yaptığınızı anlatarak birbirinizle yarışmayın. Orada neler yaşandığını yaşatarak anlatın. Unutmayın ki gezdiğiniz her enkaz alanında onlarca vatandaşımızın hatırası, sözüne kulak verdiğiniz her vatandaşımızın unutamadığı bir acısı var.

2 ay sonra üniversiteler açılacak ve yüz yüze eğitim kaldığımız yerden devam edecek. Binlerce öğrencimizin kaldığı ev yıkılmış, binlerce öğrencimizin kaldığı ev boşaltılmış, binlerce öğrencimizin barındığı yurtlara evleri yıkılan binlerce vatandaşımız yerleştirilmiş durumda.

Yeni dönemde gelen öğrencilerin barınma durumu ne olacak. Öğrenci yurtlarından çıkarılacak vatandaşlarımız için yapılan konteynerler yetecek mi? Oturup bunu konuşun valimizle.

Devlettir, her şeyin en iyisini ve nasıl yapılması gerektiğini herkesten iyi bilir diyorsunuz, biliyoruz. Sizin düşündüğünüzü devlet düşünmüyor mu sanıyorsunuz diyorsunuz, biliyoruz.

Biliyoruz, devlet her şeyi herkesten çok daha fazla düşünür ama her ne düşünüyorsa bir an önce düşünsün ve eyleme geçsin artık. Çünkü biz geç gelen adaletin adalet olmadığını da biliyoruz.

Ve çok şey istiyoruz bunu da biliyoruz. Çünkü biz bu şehirde yapılması gereken birçok şeyin yapılmadığını ve yapılanların da zamanında yapılmadığını zamanında yapılanların da yapılması gerektiği gibi yapılmadığını çok iyi biliyoruz.

Şehrin bütün değerli önde gelenleri, söz sahipleri, makam ve mevki sahipleri! Adıyaman'ın özelliğini güzelliğini misafirperverliğini anlatmayı, fotoğraf çektirmeyi bırakın. Şehir yaşanılır hale geldiğinde bütün bunları, hem de gönül rahatlığıyla yapacak çok zamanınız olacak. Çay ısmarlama işine gelince onu biz yaparız; Yeter ki Sayın Valimizin gönül rahatlığıyla çay içecek kadar zamanı olsun.

Siz görevinizi yapın. Gücünüzü, güce yaslanarak ikiye katlamak yerine bu şehrin çocuklarının rahat bir nefes alması için kullanın. On binlerce vatandaşımızın gelecekle ilgili bir öngörüde bulunması yönünde kullanım gücünüzü. Söze dökülmeyen düşünce, düşünce olmadığı gibi, harekete geçmeyen güç, de güç değildir.

Görevine henüz başlamış Sayın Valimizden yapmalarını istediklerimize gelince, Koca devletin yapamadığını Sayın Valimizden yapmasını istediğimizin ve ülke gerçeği göz önüne alındığında gerçekten çok şey istediğimizin farkındayız. Saysın ki karanlıkta kaybettiğimiz iğneyi aydınlıkta arıyoruz. Saysın ki sesimizi esas ulaştırmak istediğimiz yere kendisi üzerinden ulaştırmaya çalışıyoruz.

Saysın ki isteğimiz, "yok"tan anlamayan bir çocuk isteğidir. Mademki kendisi Devleti temsilen ilimize atanmıştır saysın ki biz de soyut bir kavram olan devlete söyleyemediklerimizi ve ondan beklentilerimizi somut bir kişilik olan kendisi üzerinden dile getiriyoruz.

3 Temmuz Çarşamba / 12.02