Akit gazetesi yazarı Hasan Karakaya 14 Eylül 2014 yılında Süleyman Arif Emre’yi köşesine taşımış, onun bir asra dayanan yaşıyla Türkiye’ye yaptığı hizmetleri iki sayfa yazmış özetlemiş. 1923 Adıyaman doğumlu olan bu hemşerimizle ne kadar öğünsek azdır. Rahmetli Milli görüş önderi Necmettin Erbakan’ın en yakın çalışma arkadaşı, MSP’nin kurucu başkanı, Erbakan’ın cezaevi, sürgün arkadaşı, TBMM başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı vekaleti, daha neler neler yapmış.

 Büyük siyasetçi üstat aynı zamanda yazdığı 200 şiirle de iyi bir şair. Sözü fazla uzatmayım bakın Karakaya o tarihte Süleyman Arif Emre ile ilgili söylediği birkaç cümleyi sizlerle paylaşayım;

……. “Şiir”den söz açmışken, oradan devam edelim... Şiir’e, 1923’te doğduğu Adıyaman’da başlamış ve orada “200 civarında şiir” yazmış...

Bence, son derece başarılı...

“Şiir”ler yazmış ama, acaba nasıl?..

Yıl 1959... Bir gün Üstad Necip Fazıl Kısakürek’le bir araya gelmiş... Ona “şiir”lerini okumuş... Üstad ki, kolay kolay beğenmez... Ama, Süleyman Arif Emre’nin şiirlerini beğenmiş... “Ver bunları, basalım” demiş, Üstad... Süleyman ağabey; “daha rötuş yapmam gereken yerler var” deyip, vermemiş...

Ama, çok da sevinmiş..

Çünkü, “Üstad’ın beğenmesi” demek, “şairliğinin tescili” demekmiş...

Daha sonra, o şiirlerden bir kısmını “Aşkın Aşkı” adlı kitabında toplamış ki, gerçekten güzel şiirler.

O DEFTERİ NASIL KAÇIRDILAR?

Süleyman Arif Emre ağabey, elbette “şairliği” ile değil, “politikacılığı” ile anılıyor... Çünkü o, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra, siyasete atılmış...

Milli Nizam Partisi’nin Kurucu Üyesi, MSP’nin Kurucu Genel Başkanı olmuş...

Evli ve 4 çocuk babası... Türkiye siyasi hayatının yaklaşık son elli yılına tanıklık eden, Hürriyet Partisi’nde siyasete başlayıp Yeni Türkiye Partisi’nde devam eden Süleyman Arif Emre; asıl hizmetini Milli Görüş Hareketi’nin temellerini atmakla yapmış...

Merhum Erbakan liderliğinde kurulan Milli Nizam Partisi’nin programını hazırlayan, bu partinin kapatılmasından sonra Milli Selamet Partisi’ni kurup başkanlığını deruhte eden, daha sonra sırasıyla Refah Partisi, Fazilet Partisi ve Saadet Partisi yönetiminde görev alan, beş dönem milletvekilliği yapan Süleyman Arif Emre, Siyasette Otuz beş Yıl kitabıyla, hatıralarını belgeleyip gençlerin istifadesine sunmuş... ‘

Süleyman Arif Emre Adıyaman Sıratut mahallesinde oturmuş, Sıratut hudutları içerisinde yer alan Adıyaman il halk kütüphanesi, Adıyaman çimento fabrikasının kurulmasından tutun, Atatürk bulvarı projesine kadar birçok hizmette emeği var Emre’nin.

Adıyaman İl halk kütüphanesi fiziki ömrü yaşlanınca yıkıp yenisini yapmaya karar verdiler ve yenisi yapıldı ‘Yeri daha geniş bahçeli, oto parkı olan bir yer olsa daha iyi olurdu’ diyenleri bir kenara bırakalım, bu kütüphanenin ismi neden bu kente hizmet edenlerin isimleriyle taçlanmıyor? anlamakta güçlük çekiyorum.

Duyduğuma göre kütüphanenin adını Commagene Kütüphanesi diye isim konacakmış. Bu ismi uyduran, teklif eden, bunun için çaba gösterenlerin bu kentle ne alakaları var? Kardeşim siz Aziz Nesin’in Zübük romanının filme çekildiği ilçede mi yaşıyorsunuz? 

Milli görüş ideal ve dava adamlığından bahsedenlerin, bu kentte neden Necmettin Erbakan kültür ve kongre merkezleri, Süleyman Arif Emre Spor ve Sergi sarayı, ya da Süleyman Arif Emre İl Halk Kütüphanesi yok?

Hadi bunları geçtik, bu memlekete önemli istihdam sağlayan Sani Konukoğlu ve Mehmet Erdemoğlu isimleri neden bulvarlara, ana caddelere, battı çıktılara verilmez?

Nasıl milli görüşçüsünüz? Nasıl vatanperversiniz? nasıl memleket seversiniz? Nasıl Adıyamanlısınız?