Dünya eski dünya değil artık ,bütün güçleriyle mahsun milletlerin üzerine çöreklenen devletler gelişen teknoloji ile birlikte küreselleşen dünyada dünya devletlerinin ve milletlerin başka bir boyutla bilinç kazanması ve kazanılan bu bilinçlerin bağımsızlık ve özgürlük politikaları konusunda ülkeler içerisinde daha çok Kabul görmesi emperyalist hedef ve politikaları olan devletleri ciddi manada panikleştirmiş durumda .
Sömürgeci devletlerin başında Amerika Birleşik Devletleri geliyor muhakkak, Dünyada güç dengeleri ciddi manada değişmeye başladı zaman içerisinde güçsüzken mevzi kaybeden ülkeler güçlenmeleri ile birlikte kaybettikleri mevzileri tekrar yeniden kazanma Konusunda irade göstermeye başladılar.


 Bu perspektiften baktığımızda Dünya barışı Ve silahsızlanma konusunda insan Ümitsizliğe düşüyor gerçekten
Artık kaçınılmaz bir gerçek var ki kendilerini büyük ve sözü dinlenen olarak kabul eden Devletler dünyada sözlerinin dinlenebilmesi için güçlenen ve büyüyen ülkelerle müttefik olmak zorunluluğuyla ittifak etmek  mecburiyeti ile karşı karşıya kalıyorlar.
Amerika Birleşik Devletlerindeki seçim  Amerika Birleşik Devletinin Dünyadaki yeni oluşan  bu durum karşısında Kendi doktorinini Hangi yönde revize edip nasıl bir politika izleyeceği bütün devletler tarafından merak edilen bir konu haline gelmiş durumda.
Çünkü yakın bir zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nde bir seçim var ve bu seçimi kazanmak isteyen tamamen birbirlerine ters söylemleri ve politik ifadeleriyle farklı Amerika bakışı olan iki kişinin başkanlık yarışına tanıklık ediyoruz.
Kim ne derse desin seçimi kim kazanırsa kazansın Amerika Birleşik Devletleri’nin transatlantik İttifak yapısı ve bugüne kadar kullanmış olduğu uluslararası güç örgütleri ile ilişkileri eskisi gibi olmayacak zaman içerisinde güçlenen güçlendikçe jeopolitik ve Jeo stratejik önemlerini Kavrayan Uluslar Bir olma birlikte mücadele etmenin Büyük güç olarak ifade edilen devletler karşısında zafer kazanma arzusu ve bu arzunun her platforma taşınması uluslararası ilişkileri ve uluslararası ilişkileri düzenlediğini iddia eden kurum ve kuruluşların Yapıları ve işleyiş şekilleri ciddi manada sorgulanmaya başlamasınıda birlikte getirmiştir.
Bugüne kadar Amerika Birleşik Devletleri kendi içerisindeki güç mücadele dengesini menfaat ilişkileri içerisinde bir çatışma haline sokmadan bugüne kadar getirmiştir ancak yeni şekillenen dünya ile birlikte Covit 19 Küresel salgını devletlerin “Yeni Dünya Düzeni”Arayışlarını da beraberinde getirmiştir.
Her zaman söyledigim gibi artık dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır buna devlet yönetimi ve şekilleri de dahil.
Bu durum bir gerçek olarak karşımızda dururken elbette dünya çapında bir güç olan Amerika Birleşik Devletleri seçimi bütün dünya için olduğu gibi ülkemiz için de çok büyük önem arz etmektedir.
2020 Verilerine göre 330 milyon civarında olan Amerika Birleşik Devletleri nüfusu kendi içerisinde Tek millet ve Tek sosyal kültürel yapılardan değil bir çok değişik toplulukların göçlerle bir araya gelmesiyle kurulmuş çeşitliliği bol bir devlettir.
Bugüne kadar o çeşitliliği her kalemde Teknolojik ve Ekonomik gücü sayesinde “Ufak tefek sorunları hariç “bir arada tutmayı beceren ABD Görünen ,bu günkü  gittikçe büyüyen iç problemli haliyle  İç barış ve asayişini Sürdürebilir durumda olamayacaktır.
Amerika Birleşik Devletleri devlet yapısı kim seçilirse seçilsin politikası değişmeyecek durumundan, Kim seçilirse küresel ve iç karışıklık konusunda Ülkeyi düştüğü durumdan çıkarır,Sorusunu sorulur hale getirmiştir
Gerek Trump,gerekse Biden Ülkenin içine düştüğü bu durumdan nasıl kurtulacağı konusunda net politikalar ortaya koymamakla birlikte aksine ayrımcılığı Siyah-beyaz farklılığını daha da derinleştiren söylem ve davranış içerisine girmişlerdir.
Bu durum ,Çok rahat silahlanabilen ve silahlanmış Amerikan halkı için Farklılıklarının Derin keskin ayrılıklar meydana getirdiği düşünüldüğü zaman kim seçilirse seçilsin bir iç çatışma ve karışıklığın önüne geçemeyeceği kesindir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde Halk ciddi manada ayrışmış Ve bölünmüştür.
Bugünden sonra bu ayrışmış ve bölünmüşlüğü ortadan kaldıracak hiçbir Politika Söylemi ve bunu uygulayacak bir başkan adayı görüntüsü yoktur.
Amerika Çin çatışması ise gerçek manada Amerikan Çin çatışması değil Amerika’nın kendi içerisinde Çin’e çok büyük yatırımlar yapanlarla bu yatırımların Amerika’ya yapılması Çin’in daha fazla güç kazanmamasını isteyenler arasında.
Amerika’nın kendi içerisinde bir menfaat çatışmasından öte bir şey değildir.
Amerika Birleşik Devletleri’nin seçimlerinin Türkiye’ye etkisi kim seçilirse seçilsin  Uygulanabilir veya uygulanmaz ambargolar tehditler, Şeklinde devam edecektir.
Kim seçilirse seçilsin Türkiye kendisini Amerika’da meydana gelecek olası bir iç savaş karışıklığı Ve çatışmalarının olabileceği yeni duruma göre pozisyon almalı bu pozisyonları Alırken kendi menfaatlerine uygun politikalar geliştirmelidir.
Eskiden Amerika Birleşik Devletleri seçimlerinin hiçbir ehemmiyet ve önemi yoktu . Çünkü Seçimlerin hepsi formaliteden ibaretti .eskiden seçimler Amerikan sisteminin diktiği elbise seçilen başkan tarafından giyilecek,Amerikan çıkar politikalarına uygun Söz ve davranışlar içerisine girecekti. Ama, artık bu imkansız denilecek kadar zordur.
Çünkü Amerikan sistemi içerisinde birbirleriyle ilişki içerisinde görünümlü,Büyük şirketler küresel ölçekte daha çok pay kapmak adına Ciddi manada birbirlerine düşman Savaşan Çatışan bir durum içerisine girmişlerdir.
Bu durum Amerikan rüyasını ortadan kaldıracak Amerika’yı kaosa sürükleyecek bir durumdur.
Ülkemizle Gerek ekonomik gerek nato üyesi olma hesabıyla askeri ve çeşitli ilişkiler Yumağı içerisinde olan ülkemiz ,
Ülkemizde bulunan Amerikan üsleri de dahil, yeni  Hazırlıklar içerisine girmelidir.
Yaşanan hayat böyledir işte ,bazen bazılarının kaotik durumundan bazılarının inkişaflılı Doğuşları olur.
Ben ülkemizin son zamanlardaki dış politikadaki  kişilikli ete kemiğe bürünmüş doğru ve yerinde hamleleri ile beraber karşımıza çıkacak bu durumudan
İNKİŞAFILI bir doğum duasındayım 
Amerikan seçimlerine bir de bu boyuttan bakın istedim.
                           M.Tuğrul Türkeri