Kimsenin umursamadığı ve etkilenmediği 'Resmi hizmete mahsus' yazılar yazıp harfleri örselemek istemiyorum.

Gönül yoruldu abi...

Birçokları tarafından defalarca yazılmış mükerrer cümleler kurmaktan sıkıldım.

Yazmak artık keyif vermiyor. Ne gönlüme, ne ruhuma!

Kimsenin umursamadığı ve etkilenmediği 'Resmi hizmete mahsus' yazılar yazıp harfleri örselemek, kalemi içerletmek istemiyorum...

İstidadım olsa idi şiir yazmaya teşebbüs edebilirdim.

Belki o zaman okurdum yazdıklarımı. Belki siz de...

Aslında herkes sıkkın ve bıkkın!

Zamanı öyle hoyratça tüketiyoruz ki; Kimsenin oturup da bir başkasının yazdığı teraneleri okumaya mecali yok!

Boşverin, okumayında zaten!

Zihinsel bir kırılmanın tam ortasından geçiyoruz. "Sevmek, sevilmek, dostluk, mana ve kadim manevi değerlerden bahsederken bile "Bir zamanlar" ile başlayan cümlelerin kapısını aşındırıyoruz"

Gönlümüz çok yoruldu hacı abi!

Türküler eskidi...

Ve şiirler!

Şairlerle birlikte toprağa gömüldü.

Karacaoğlan'la, birlikte mezara gömüldü yanık sevdalı dizeler...

Mecnun'u delirten Leyla'nın aşkı, Leyla ile rahmete göçtü...

Gönlümüz yoruldu hacı abi!..

Dilimizde birkaç beylik söz, aklımızda birkaç kitaptan alıntı birkaç önsöz, cemşit pilavı misali, kızdırıp kızdırıp yiyoruz işte...

Sen mürekkep ile yazar sanırsın ama,

"Gönül suyu ile yıkanmayan kalem kurur!.."

Gönlümüz yoruldu, duygumuz tükendi, kalemimiz kurudu hacı abi.

Vesselam...