Kalabalıklar ve uygunsuz diyaloglar sebebiyle ruhum yorulmuş, gönlüm bulanmış gibiydi sanki. Belli ki epey hata da etmişiz, ilahi akış tıkanmış. Bu hal çok acı verici. İlahi neş'eden yoksun olmak, Allah'tan uzak olmak çünkü. Öylece ağlayıp durmak çözüm değildi, sebepleri tespit ederek bertaraf etmeliydim./

Yazdığım bu paragrafa pek çoğunuzdan hallerine tercüman olduğu tepkisi geldi. Bu halden korunmak, çıkabilmek için neler yapabileceğimiz sorusu da tabi.

Farkına varmak, sebepleri tespit ve tevbe, namaz- niyaz ile bertaraf etmek yapmamız gereken. Bu gerçekten önemli. Şeytan boş durmuyor. Bir şekilde gafil avlıyor her fırsatta. Bize de pes etmemek, ölene dek mücadele etmek düşüyor. Rab'bimiz bizimle elhamdülillah, yardımlarıyla inşallah.

Tasavvuf okumaya başladığım on yıl öncesinden itibaren karşıma çıkan bütün kitaplar aynen, Yunus'umuzun,

İlim ilim ilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsin,
Bu nice okumaktır "

muhteşem dörtlüğünde dediği gibi kendini bilmenin öneminden, eksikliklerimizi, zaaflarımızı görebilip bertaraf ederek, sürekli kendimizi eğiterek nasıl en ideal mümin- mümineler olabileceğimiz ve bu güzel yolu yürürken nelere dikkat etmemiz gerektiğinden söz ediyordu.

Yoksa zannedildiği gibi okuduklarımız, öğrendiklerimiz hakikate ulaşmak için değildi. Yaptığımız ibadetler de kendimiz için, kendimizi terbiye içindi. Rab'bimiz kendisi için ne yaptığımıza değer veriyordu, lütufları yaptığımız ibadetlerden çok nasıl bir insan olduğumuzla ilgiliydi. Hakikat bütün bu tuzakları aştıktan sonra sadece Rabbimizin lütfuyla ve herşey gibi takdirde, kısmetimizde varsa açılacaktı.

Ezelden ahdi olan şeytan da görevini yapıyordu, bize düşen Rabbimizin "O sizin apaçık düşmanınız." uyarısı varken ona uymamaktı. Korunmanın tüyoları da veriliyordu. Dr. Münir Derman hz.nin en sık, üzerine basarak sözettiği namaz abdestsiz bulunmama, yememe, içmeme, konuşmama uyarısı başta olmak üzere güzel dinimizin emir ve yasaklarına tam riayet edenler kurtuluyordu.

(Her gün on sekiz Ayetel Kürsi ve bol bol Felak, Nas surelerini okumak büyük fayda sağlıyor deniyor.) En küçük boşluk götürmüyordu bu ulvi gaye. Boşluğu bekler durumda olan şeytan hortumunu salıveriyordu çünkü her fırsatta.

Ona bu fırsatı vermemek için yukarıda saydığım olmazsa olmaz koşullardan sonra mümkün olduğunca az yemek, yine abdestsiz, besmelesiz pişirilmiş ve helal olduğu şüpheli hiç bir lokmayı yememek de çok önemli. Hatta yemeğin nasıl bir ruh hali içinde pişirilmiş olduğu bile önemli deniyor artık bu konuları araştıran uzmanlarca.

Her gün yeni bir bilgiye ulaşıyoruz çok şükür fakat önemli olan bu bilgileri hayatımıza geçirebilmek.
İkinci önemli uyarı az konuşmak, münkün olduğunca risk teşkil edebilecek ortamlardan, insanlardan uzak durmaya gayret etmek. Günahlardan, haramlardan uzak durmak, gıybete bulaşmamak.

Şeytanın bize en kolay ulaşabildiği araç da yine insanlar. İnsanlarla diyaloğumuza azami dikkat etmek zorundayız. Yine risk oluşturabilecek olanlardan vebalı gibi kaçmak zorundayız. Aksi halde bir şekilde negatif enerjilerini, kusmasalar dayanamayacakları zehirlerini akıtıverirler çünkü. Bir bakarsınız ki ruhunuz maruz kaldığı eziyetle yorulmuş, daralmış, gönlünüz bulanmış. İbadetlerinizi bile yapamaz hale gelmişsiniz.

Çok uyumak kadar, halsiz bırakacak kadar az, düzensiz uyumak da tuzak. Her yolu deneyip başaramadığında uykusuz bırakarak helak etme yoluyla başarmaya çalışır çünkü şeytan. Düzensiz, çok az uyumak zihinsel hastalıkların davetçisidir çünkü.

Bütün bunlara ek olarak israf da çok önemli. Sadece yiyecek israfı da değil. Zamanını, enerjini, paranı doğru kullanabilmeyi başarmak kemalin şartı denir. İnsanlarla ilişkini, ne negatif enerji sebebi küslük, ne de tuzaklarına düşecek kadar fazla yüz-göz olmadan sınırda tutabilmek de önemli. Kimlerle görüşüp kimlerden kaçacağın da.

Bu yola niyet etmişsen normal hayata devam edemezsin. Her davet edildiğin yere gitmemeli, herkesi kabul etmemelisin.Mümkün olduğunca evinde ibadetlerin, okuman- yazmanla meşgul olmalısın. Akşam belli bir saatte yatıp uyumalısın ki gece ve sabah namazlarına kalkabilesin ve bir şeye benzesin.

Son olarak doğa, hayvanlar, çiçekler ve illa sessizliğin, yalnızlığın olumlu etkisinden faydalanmak da şart.
Hepbirlikte, bu güzel yolu en güzel halle yürüyebilmek niyazıyla...
Amin Ya Rab'bi.

Adevviye Şeyda Karaslan
15 Eylül 2017

Hayırlı sabahlar. Sevgiler.