Travmalarımızın, sevgisizliğimizin yaşam bekçileriyiz, yüreğimizin ellerinde susturucu tüfeklerle bir o yana, bir buyana dilimizde kekremsi tat içimizse buruk

Hayallerimizin, travmalarımızın, sevgisizliğimizin yaşam bekçileriyiz, yüreğimizin ellerinde susturucu tüfeklerle bir o yana, bir buyana dilimizde kekremsi tat içimizde buruk acılar ,hüzünlü yaralar çok nefes, az heves empatinin yazının üstünde büyüdüğü...

Herkesin binlerce dil konuşup birbirimizi anlamadığı lisanın söz karmaşasındayız, istekler hayallerin nirvanasındayız ...Oysa seyirlik denizler masmavi gökyüzü ve güneşin avuçlarındayız.

Mavi yeşil ,kıpkırmızı aşkındayız, yaşam denilen gökkuşağının meçhulündeyiz, bilmediğimiz binlerce farklı dillerdeyiz, empati karması gökyüzü yüzünde asılı kalmış anlaşılamayan lugatın ara sayfalarında sararmış güllerindeyiz, açılmadan sararmışız,

Hepimizin istekleri hayallerinden büyük... Unutmuşuz, minik hayalleri unutmuşuz, hayalemizdeki gülüşleri kahkahalara çevirmeyi sahi! hayaller olursa mutluluk kesin mi? Mavi var yeşil var hatta aşkın her hali var, doğa ,arkadaş kardeş ailemiz sarılmak seyretmek bütün renkleri aşk yasamak kırmızı çıkana kadar ,maviden güzellikleri susturmak avazım çıktığı kadar problemleri sessize almak...

Sahi denesek mi minnacık mutlukları örneğin deniz gökyüzü derinliğinde seyir defteri tutsak birde.

Boyasak her yanımızı mutluluğa sarılsak gördüğümüz canlılara martılara kuşlara kelebeklere kumdan kaleler yapsak olmayacak yüce hallerimize surlar yapsak mutluluklar ülkesi sımsıcak mutsuzları içine alsak uçurtmalar yapsak yollasak evrene istemediğimiz düşlerimizi, açıl susam açıl da açılsa sevgiler hayaller ve bize.

KIYMET ŞAHİN

04 nisan 2024