Bu işbirlikçileri fark edemeyen, bu sebeple önleyemeyen ve etkisizleştiremeyen ülkeler farkına bile varmadıkları savaşları kaybetmeye mahkumdur.
İŞBİRLİKÇİLİKTE BİR ROL MODEL: FRANSIZ İŞBİRLİKÇİLER!
Günümüzde modern savaşların en etkili silahlarından biri de işbirlikçilerdir.
Bu işbirlikçileri fark edemeyen, bu sebeple önleyemeyen ve etkisizleştiremeyen ülkeler farkına bile varmadıkları savaşları kaybetmeye mahkumdur.
Burada size 2.Dünya Savaşı sırasında düşmanları ile işbirliği yapan Fransızları anlatarak konuya dikkatinizi çekmeye çalışacağım.
İngilizlerin tanınmış devlet adamı Churchill 2.Dünya Savaşı öncesinde Fransız Ordusu için "en iyi eğitilmiş ordu" diyordu. Peki ne oldu da bu iyi ordu Alman işgaline karşı direnemedi?
Hatta asker ve silah gücü açısından Fransız ordusu Alman ordusundan daha güçlü görünüyordu. Ve bu Fransa 1.Dünya Savaşı'nda Almanya'yı yenmiş ve Versay Anlaşması ile sarsmıştı.
Yukarıdaki soruya vereceğimiz en doğru cevap, Hitler'in içeriden işbirlikçi temin etmek konusundaki tartışılmaz başarısıydı!
Almanların Fransa'yı işgalinde en çok yararlandığı insanlar;
* Almanların üstünlüğünü kabul etmiş olanlar,
*Çıkarcı iş adamları,
*Parayı bastırana hizmet eden basın patronları,
*Güç odaklarının gözüne girmeyi politikada olmazsa olmaz şart olarak görenlerin,
baskın olduğu ortamdır.
Batılı tarihçiler, Almanların hedef ülke askerlerini katletmekten ziyade onların beynini ele geçirmek için bir strateji geliştirdiklerini ve buna "gümüş kurşun" adını verdiğini anlatıyor. Yani işbirlikçi devşirmek için uyguladıkları yöntemin adı "gümüş kurşun"muş!
"Nazilerle yönetim kademesinde hatta devlet başkanlığı ve başbakanlık düzeyinde işbirliği yapan tek ülke Fransa olmuştur. Söz konusu işbirlikçi yöneticilerin hepsi de kurtarıcı olarak politika sahnesine fırlamışlar, ne var ki kendilerinin neden olduğu düşmana cesaret veren tutumları yüzünden kendilerini bile kurtaramamışlardır. Günümüzde ise onları kimse hatırlamıyor daha doğrusu hatırlamak istemiyor."
Fransa'nın Almanya tarafından işgali sırasında işbirlikçiler sadece yöneticiler değildir. Halkın önemli bir kesimi de çeşitli gerekçelerle işbirlikçi bir tutuma girmiştir.
1940 Haziran'ında Fransız Ordusu, Avrupa'nın en büyük ordusu olarak bilinirken bir kaç gün içinde küçük parçalara bölünerek halkın arasına karıştı ve ülkesini savunmayı bıraktı.
Hatta Alman ordusundan kaçan Fransız askerleri; çöp kamyonları, itfaiye araçları, bisikletler ve taksimetre açtırarak taksilere atlayıp ülkenin güneyine yönlendiler. Ordunun bu durumunu gören sivillerde ineklerini sağmadan, evlerini kilitlemeden kaçış yoluna koyuldular. 5 milyon nüfusu olan Paris'te bir hafta içinde 700.000 kişi kalmıştı!
Fransızlar bu durumda hem birbirlerini kazıklamaya hem de Almanlara yalakalık yapmaya başlamıştı çünkü güç artık Almanlardaydı...
Ancak bu Fransızları ölümden koruyamadı. Savaş boyunca 217.000 ölü ve 400.000 yaralı verdiler.
Fransa'nın tatil kasabası Vichy'e çekilen elde kalan devlet gücü yine işbirlikçilerin yoğun saldırısı altındaydı. Kasaba da kalabalığın çoğunluğunu "işbirlikçi tayfası" meydana getiriyordu.
Bunlar;
*Tatlı ihalelerin iptalinden korkan müteahhitler
*Yeni iktidarın yanında görünerek şöhret ve prestijlerini artırmaya çalışan "ünlü" radyo, tiyatro ve sinema yıldızları
*Makam mevki peşinde koşan memurlar
*Sübvansiyonların devam etmesini isteyen yayıncılar ve gazeteciler
*İş ve para arayan her türlü insan...
Ne ise burada nokta koyalım. Her halde meramımızı anladınız!
Biz bu ve yazamadığımız bilgilerin tamamını son dönemin önemli Türk düşünürlerinden biri olan İbrahim Okur'un " İşbirlikçiler - Avrupa Tarihinden Dersler" adlı kitabından aldık.
O nedenle;
1-) Bu kitabı alın okuyun
2-) Çevrenizde işbirlikçi var mı, yok mu dikkatle izleyin!
3-) Türk Milletine yönetilmiş en büyük silahın bu işbirlikçiler olduğunu unutmayın
Bizden söylemesi!
Özcan PEHLİVANOĞLU
03 Ekim 2025 / İzmir