KENT KONSEYİ SEÇİMLİ GENEL KURULUNUN ARDINDAN
(TARİHE NOT DÜŞMEK)
EĞER SÖZ HAKKI VERİLSE SÖYLEYECEKTİM...
30.07.2019 tarikinde yapılan seçimli Kent Konseyi genel kurulunda gündemde yıllardır başkanlık yaptığım halde konuşmam için madde konmamıştı. Divana önerge verdik. Önergeyi genel kurula sorma gereği bile duymadan Divan dikkate almayıp reddetti.
Hâlbuki konuşma hakkı verilse bu güne kadar yaptıklarımızı, yapmak istediklerimizi, yapamadıklarımızı ve sebeplerini izah etmeye çalışacak, bize bu görevi veren genel kurul üyelerimize hesap verecektik. Çünkü yönetmeliğimizin birinci maddesinde amacımızın “kent yaşamında, kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmek” olduğu vurgulanıyordu.
Konuşabilse idim, Avrupa’daki 20 aileye bir haftalık tatil kampanyasını, hürriyet gazetesinde aylarca “Akdenizin incisi Silifke” konusunun işleneceğini, hiç para harcamadan kentimizin reklam ve tanıtımını yapacağımızı;
Bütün geleneksel mesleklerin canlandırılacağı, sinema ve matbaa müzesinin de içinde olacağı “Kent Müzesinin” çalışmaları ve belediyenin meclis kararı olmasına rağmen bu güzel projeye nasıl ilgisiz kalındığını;
110 yaşındaki faal durumda matbaa baskı makinesinin, 80 yaşında dizgi makinesinin ve gazetecilikle ilgili alet ve edevatın resmi yazılarımız ve sözlü gayretlerimize rağmen nasıl parçalanarak hurdacıya satıldığını;
Tarım arazisinden geçecek ve binlerce dönüm tarım arazisini yok edecek yolun güzergâhını değiştirmek için yaptığımız mücadeleyi;
Kentin bütün aktörlerini Ticaret ve Sanayi Odası iş birliğiyle “Silifke Kent Platformunda” buluşturup kentimizin geleceğine projeksiyon tutup, kentimizin geleceğinin tarım, tarıma dayalı sanayi, ticaret, turizm ve lojistik olarak tespit ettiğimizi, kirli yatırımlara karşı olduğumuzu topluca deklere ettiğimiz;
Dereceye girmiş üniversite öğrencilerimizi büyük şehirlere gittiğinde tarikat ve cemaatlerin, yıkıcı ve bölücü örgütlerin kucağına düşmemesi için Çanakkale ve Anıtkabir’e geziye götürüp, vatanın hangi şartlarda kazanıldığının gösterilmesi gerektiğini, meclis kararı da olmasına rağmen belediyenin bu önemli görevi yerine getirmediğini;
İspanya, Yunanistan Suriye ve Asya’daki ülkelerin yıllardır başlattığı, bazı şehirlerimizin ön aldığı “Tarihi İpek Yolu Projesinde” Mersin Üniversitesinde yapılan çalışmalara omuz verdiğimizi;
Berkhamen kardeş kentimizin hediye ettiği güneş santralının nasıl çürümeye terkedildiğini;
Yenilenebilir enerji konusundaki gayretlerimizi, kirli enerji konusundaki dik duruşumuzu;
Her mahallede kuracağımız mahalle meclisleri (komiteleri) ile en ücra köşedeki insanımıza nasıl dokunacağımızı, kardeşlik ve hemşerilik ruhunu nasıl güçlendireceğimizi;
Belediye taş binanın bodrumunda bir arşivin çürümeye terkedildiği konusundaki tahmini çabalarımızı;
Genel Kurmay Başkanlığı arşivinde yapmış olduğumuz İÇEL-Silifke ile ilgili arşiv çalışmalarımızı;
Kadınlara meslek edindirme ve Kadın emeğini değerlendirme konusunda yaptığımız çalışmaları; Bu konuda Şükrüye Öz Çopur’un mülkünü tahsis ettiğini;
Kadın ve Çocuk Eğitimi konusunda, kadınlarımızın hukuki hakları konusunda gönüllü psikolog, pedagog ve hukukçuların desteğiyle yaptığımız çalışmaları;
Trafik ve otopark sorunuyla ilgili projemizi;
Kent estetiği ve çevre konusunda yaptığımız çalışmaları;
İmar ve alt yapı ile ilgili çalışmalarımızı;
Küresel ısınma ve şehirlere etkisi konusunda yaklaşan tehlike hakkında gayretlerimizi;
Kentimize hizmet etmiş ya da ülkemize hizmette bulunmuş vefat etmiş büyüklerimizin vefat yıl dönümlerde anılmasını;
Yaşayan örnek insanlarımızı yapılan programlarla onurlandırmamızı;
Bölgemizin tarihi ve kültürünü kapsayan bir Kent Arşivi oluşturma çabamızı;
Silifke mutfağı ve lezzetleriyle ilgili olarak yapılan çalışmaları, Metro Gastro Dergisinin kapağı dahil 45 sayfasını Silifke’mize ayrıldığını;
Büyükşehir Belediyesi ile yaptığımız iş birliği ile merhum Sait Uğur’un 1943 baskısı İçel Tarihinin, 1947 baskısı İçel Kültürü kitabının tıpkıbasımının hazırlıklarının yapıldığını;
-Kendi imkânlarımızla Silifke’yi tanıtıcı tablo ve objeleri;
METAB ile iş birliği yaparak yaptırılan kupa, bardak altlığı, metal anahtarlık ve sekiz farklı magneti;
Silifke Turizm Derneği ile birlikte Çukurova Kalkınma Ajansı standında yaptığımız tanıtım çalışmalarımızı;
Yurt içi ve yurt dışında katıldığımız fuarları,
Berkhamen Kardeş şehir ziyareti ve Essen’de düzenlenen uluslararası iklim değişiklikleri ve şehirler konulu çalıştaya katılmamızı;
Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Türkiye Kent Konseyleri Birliği toplantılarını ve kazanımlarını;
El sanatlarını, ata sporumuz okçuluğu ve Fotoğraf sanatı derneğine desteğimizi;
Kargıcak asma köprü projesini bedelsiz olarak Selçuk Üniversitesi iş birliği ile yaptırdığımızı, belediyenin bırakın teşekkürü projeyi talep bile etmediğini, projenin üç yıldır elimizde beklediğini;
17 gazete ve televizyoncunun ilçe kaymakamının desteğiyle bölgemizde gezdirildiğini ve onlarca haber ve röportaj yapıldığını, Belediye başkanının 3 günlük programın hiç birine iştirak etmediğini;
Mersin üniversitesi önderliğinde ilçemizde yapmak istediğimiz memnuniyet araştırmasından belediyenin nasıl çekindiğini;
Yakın çevremizdeki Belediyelerde Kent Konseyi kurulması için yaptığımız çalışmaları ve başarımızı;
Ortak tehditler ve ortak menfaatler konusunda aynı kaderi paylaştığımız Akdeniz’de kıyısı bulunan bütün kent konseyleriyle toplantı yaptığımızı, yazışmalarımızı, iş birliğimizi;
Mersin’in 13 Belediye başkanına mektup yazıp kirlilik ve çevre konusunda birlikte hareket etmemiz gerektiğinin önemini;
Kent Konseyini kurmuş ilçelerle yaptığımız ortak toplantıları;
Kentimizin tanıtımı için hazırlattığımız CD’leri;
Kardeş şehirlerimizle her iki taraftaki aynı amaçla kurulmuş Sivil Toplum Kuruluşlarının iş birliği yapması anlamındaki çalışmalarımızı;
Kent Konseyi konağında sanatçılara ve sanatseverlere ev sahipliği yaptığımızı;
Kömürle çalışan termik santrallerin kentimizin felaketine sebep olacağını bildiğimizden konuyu yerinde incelemek için 28 köy sakinini Elbistan termik santrali çevresindeki yerleşim birimlerine götürdüğümüzü;
Avukat Ayşe Doğan’ın masrafları çekmesi ve organizesiyle kadınlarımızın Ceyhan Sugözü yerleşim yerine götürülerek Termik santralin olumsuz etkilerinin yerinde gözlemlenmesini;
Kent Konseyinin uzun yıllar göçmen kuş gibi yeri ve mekânı olmadan çalıştığını, son üç yıldır Mürüvvet Hanım konağının tahsis edildiğini;
Kuş gibi çaresizce çırpınıp Çimento fabrikasının yer altı su kaynaklarını bitireceğini, Yeşilovacık’ta yeraltı sularının tuzlanacağını belirtmeme ve yetkililere bildirmeme rağmen, destek bulamadığımı, şimdi ise Yeşilovacık yeraltı sularının çekildiğini ya da tuzlandığını;
Bazı çevre konularında yürütme kurulunun oy birliğini sağlayamadığım durumlarda, kişisel olarak nasıl mücadele ettiğimi;
Yurdun neresinde olursa olsun yerel yönetimler ve ülkeyi ilgilendiren her konuda düzenlenen konferans, panel, sempozyum (bilgi şöleni) ve çalıştaylara katıldığımı;
Yönetmelikte açıkça belirtilmesine rağmen Belediyenin bütçesinden ödenek ayırmadığını, ayni ve nakdi destek vermediğini;
Yönetmelikte açıkça belirtmesine rağmen Belediyenin Genel sekreter ve sekreter talebimize cevap vermediğini, görünürdeki genel sekreterin hiçbir toplantımıza iştirak etmediğini;
Hazırlanan fikir ve projeler belediyeye gönderildiğinde yönetmelik gereği meclisin ilk toplantısında görüşülmesi gerekirken Belediye Başkanının görevini yapmadığını;
Bu konularda sonucun Kent Konseyine yazıyla, halkımıza da mahalli yayın araçlarıyla duyurulması gerekirken, duyarsız ve sessiz kaldıklarını;
Sanki kanun koyucudan daha iyi biliyormuşçasına bir yöneticinin Belediye Meclisi varken Kent Konseyine ne gerek var anlamında konuşmalar yaptığını;
Türkiye Kent Konseyleri Birliğinde, Türkiye Kent Konseyleri platformunda gösterdiğimiz gayretleri;
Beş yıldır görev yaptığım Mersin Kent Konseyinde kentime ve İlimize yapmaya çalıştığım katkıları;
Ve daha birçok konuyu unutmuş olabilirim ama bütün bunları kendi çabamızla, arkadaşlarımızın azim, kararlılık ve fedakârlığıyla gerçekleştirdiğimizi; Kentin çehresini değiştirecek ve geleceğini şekillendirecek bu iyi niyetli çabalara Belediyenin bir kuruş bile destek vermediğini;
Yönetmelikte açıkça belirtilen görev ve sorumluluklarını belediyenin yerine getirmediğini;
Anlatacaktım. Konuşturmadılar. Dinlemek istemediler. Ancak “Tarihe not düşmek” amacıyla hazırladığım bu yazı inanıyorum ki, salonda beni dinleyemeyen genel kurul üyelerimiz dâhil binlerce kişiye ulaşacak ve tarihe bir belge olarak kalacaktır.