Yaşam Adıyaman'da sadece binalardan ibaret değil ki. Adıyaman'ı yeniden inşa ederken bunları da hesaba alacak bir ortak akıl istiyoruz.

Felaketler ardı ardına geliyor. Simdi de sel vurdu bizi, zor günler geçiriyoruz.

Ümidimiz bu zor günler geçeceği yönünde, Adıyaman tekrar toparlanacak, yaralarını saracak kendine gelecek.

Hatta belki de yıllardır kentsel manada yapamadığı sıçramayı İnşallah bundan sonra iyi planlanmış projelerle yapacaktır.

Ümit ettiğimiz bu sıçrama nasıl olacak?

Adıyaman sadece toplu konutlar inşa ederek yaşamına devam edebilir mi?

Kültürü, dokusu, tarihsel birikimi var Adıyaman'ın. Tarihi çarsılarımız, çiğ köftecilerimiz, Yöreye has el isçiliği ile meşgul olan geleneksel ustalarımız var bizim.

Tarihi 1300'lü yıllara dayanan ve bu güne dek direnen; demirci, bakırcı, oturakcı, ayrancı, aktar, boyacı, kalaycı, tenekeci, nacar, nalbant, Çulcu/semerci, culfacı, pamukçularımız var bizim. Biz yeni Adıyaman'ı bunlarla beraber istiyoruz.

Biz tarımımızın güçlü ve etkin olduğu Adıyaman’ımızı istiyoruz. Biz tütünümüzün meşhur olduğu özgürce ekilip, ipe dizilip kurutulduğu, narımızın islenip dünyaya satıldığı, kurutmalığımızın, peynirimizin, tereyağımızın halen doğal olarak üretilip satıldığı Adıyaman’ımızı İstiyoruz.

 Yaşam Adıyaman'da sadece binalardan ibaret değil ki. Adıyaman'ı yeniden inşa ederken bunları da hesaba alacak bir akıl istiyoruz.

Şu güne kadar Adıyaman için yapılan veya yapılmaya çalışılan projelerle ilgili kimsenin kimseye bir şey sormadan birçok işe giriştiğine şahit oluyoruz.

Kentin aklı, hafızası, ruhuyla yapısının uyuşması lazım.

Alel acele sağa sola dağıtılmış mahalle ve yaşam alanlarıyla darmadağın bir Adıyaman ortaya çıkar diye endişeleniyorum

Ortak aklın, deneyimin en çok dikkate alınması gereken günler bu günler değil mi?

 Devlet aklı bunun için yok mu?

 Devlet biriktirilmiş tecrübe demek değil mi aynı zamanda?

Kentin yerleşik ruhunu okuyan yaşayan akil insanların yapılaşma kararlarına girişildiğinde fikirlerini önerilerini dikkate almak gerekir. Danışmak çok zamanda almaz, projeyi geciktirmez.

Kimlere danışılabilir işlere yön verirken?

Faturası yüksek bir deprem felaketi yaşadık, Devlet aklı en üst düzeydedir diye düşünüyorum fakat burada burnumuzun dibinde 2 önemli deprem yaşamış tecrübeli Samsat belediye Başkanı Halil Fırat’tan bu felaket sırasında neden yararlanmayı düşünmedik?

 Onun enerjisinden tecrübesinden yararlanmayı neden düşünemedik.

 Bölgeye koordinatör Vali ve Belediye başkanları atandı.

Örneğin; 2017 ve 2018 yıllarında Samsat İlçesinde ard arda 2 deprem gördü. İlçe neredeyse tamamen yıkıldı. Yıkıldı derken sadece evlerden bahsetmiyorum. Okullar, kamu binaları, yollar, altyapı. Aklınıza gelecek ne varsa yeniden yapıldı.

Deprem sonrası süreçte ilçenin belediye başkanı olan Halil Fırat tüm bu süreci yöneterek bu günlere büyük bir deprem tecrübesiyle karşımızda duruyor.

Peki, bu deprem sürecinde Halil Fırat’ın kapısını kimse çaldı mı?

"Gel bakalım kardeşim senin ilçe iki büyük deprem yaşadı sen belediye olarak başkan olarak deprem süreçlerini yönetmede idare etmede deneyimlisin, bize nasıl yardımcı olabilirsin veya bize ne tavsiye edersin’ diyen oldu mu?

Halil Fırat görevi itibarı ile "Devlet" değil mi? Peki bu "Devlet Tecrübesinden yararlanmak neden Kimsenin aklına gelmedi?

Biz tüm güzellikleri ile Adıyaman’ımızı istiyoruz.

Adıyaman’ın sorunu sadece toplu konutların yapımıyla bitmeyecektir. Kenti ayağa kaldırmamız gerekiyor, kaldırırken bu kent bizim, ne yapacaksak nasıl yapılacaksa bilinsin ki öncelikle ihtiyacımız olan şeyler ortak akıl ve birlik beraberliğin yanı sıra, Liyakat, Akıl ve Tecrübedir.