Haluk Primoğlu’nu üç kelime ile özetleyip anlatmak istersek benim aklıma gelen ilk kelimeler; sadakat, samimiyet ve cesaret olurdu.

Merak etmeyin sağ sıhhatli ve dimdik ayakta. Hasta ve vefat eden arkadaşlarımız için yazılar yazarız da çoğumuz sağ ve ayakta iken dostlarımız için yazmayı pek önemsemeyiz.

Ben bugün bu yazımla hem bu eksiğimizi ve hem bir ahde vefayı yerine getirmek için yazıyorum.

Haluk Primoğlu ile 46 yıla uzanan bir dostluğumuz ve belli dönemlerde de kader ve çile birliğimiz oldu.

Şimdi MHP Erzurum 3. sıra milletvekili adayı.

Buruk bir üzüntü ile aradım tebrik edip hayırlı olsun dedim.

“Sağ ol gardaş hala koşuyoruz” dedi.

73 yaşında.

Haluk Primoğlu’nu üç kelime ile özetleyip anlatmak istersek benim aklıma gelen ilk kelimeler; sadakat, samimiyet ve cesaret olurdu.

Başbuğa, peygamberimize sıddık sıfatını almayı sonuna kadar hak etmiş Ebubekir gibi sonuna kadar sadık kalmış MHP camiasında yakından tanıdığım tek adamdır.

Asla sadakat çizgisinde sapma ve kırıklık yapmamıştır.

1991 seçimler öncesi Başbuğ kendisine sormuştu: “evladım millet vekili mi olmak istersin yoksa bu geçiş döneminde partide kalarak görevine devama etmek mi istersin?”

O tereddütsüz partide kalmak isterim başbuğum demişti.

Hatırlarsınız 1991 seçimlerinde ittifak kurulmuş ve Başbuğ dahil bazı arkadaşlarımız MHP’den istifa ederek Refah listelerinden vekil olmuşlardı.

O dönemde MHP genel sekreteri olan Primoğlu ilk sırada milletvekili olama hakkını Başbuğun gözünde ilk hak edenlerdendi.

Ama Başbuğ o günlerde partinin de en güvendiği ellerde kalmasını istiyor fakat büyük bir nezaket ve hakkı teslim ile Primoğlu’na tercihini soruyordu.

Başbuğun gözlerinden ne istediğini anlayan Primoğlu tereddütsüz “partide kalmayı ve siz dönene kadar görevime devam etmeyi istiyorum” dedi.

Samimiyeti ise derviş meşrep bir çizgide devam etti. Başbuğ sonrası MHP’ye gönül koyduğu kırıldığı zamanlar elbet oldu.

Fakat inandığı davasına ve ülkücü hareketin değerlerine her zaman sonsuz bir samimiyet ile bağlı kaldı. MHP’nin kurumsal kimliğine en ufak bir gölgenin değmesine rıza göstermedi.

Cesaretine gelince isterseniz onu burada yazmayayım. Yüreğini ve bileğini bilen yüzlerce kavga arkadaşı hayatta iken anlamsız olur.

Tek bir cümle söylemekle yetineyim.

Korkuyu korkutup döven adam diyeyim siz gerisini anlayın.

Buna kaç kere şahit olmuş bir arkadaşınız olarak yazdığıma lütfen inanın.

Bu seçimler de ülkücüler ve milliyetçiler darmadağın maalesef.

İnşallah bu seçim siyasi irademizin dağılmış olduğu son seçim olur.

Ama Erzurumlular çok şanslı.

Çünkü, MHP listelerinde bu seçimde BAŞBUĞUN en güvendiği ve en sadık ve de kesintisiz tek çalışma arkadaşı Ömer Haluk Primoğlu sizin adayınız oldu.

Tüm Türkiye’de milliyetçi siyaset yapan ve yaptığını söyleyen partilerin tüm adayları içinde

onun seviyesinde ve noktasında ülkücü hareketin müktesebatına ve meşruiyetine sahip başka tek bir aday yok.

Milletvekilliğini onun kadar hak eden de yok!

Var diyen bir isim söylesin. Hareketin 50 yıllık hafızasına sahip olan bir çoğumuz halen hayattayız.

Erzurumlu kardeşlerimiz ve tüm Erzurumlular BAŞBUĞUN’un evladı size emanet.

Sizler Ömer Haluk Primoğlu’nu TBMM’ye gönderin.

Sanmayın ki sadece bir vekil göndereceksiniz.

Çünkü siz TBMM’ye Türk devletine ve Türk milletine ihanet tuzakları kuran ve TBMM’ye girme hazırlığında olan a-simetrik terör çetelerinin siyasi uzantılarının karşısına tüm Erzurumluların yüreğini temsil eden bir ordu göndereceksiniz.

Bu sözümü unutmayınız.

Allah yolunu açık etsin gardaşım !

Hak görelim neyler, neylerse güzel eyler !

Hakkı Şafak SES