Türkiye'de islamcılığın iflası yalnızca Ak Partinin oluşturmak istediği kendi burjuvazisi ile ilgili değildir. Asıl problem dindar şehirli insanların yerini kitleler halinde köylülerin almasıdır. Köylü zihniyetini toprak ve töre inşa etmiştir. Şehirli zihniyetini ise din ve hukuk. Bu zihniyet oluşumu aynı zamanda davranış ve düşünüş biçimini de belirler.

Günümüzde parayı, makamı ve kadını görüp kuduran kitle (üç kuşak) şehirli islamcılardan değil, köyden şehre göç etmiş birinci kuşak islamcı diye geçinen köylülerden kaynaklanmaktadır.

Köylülük Türkiye'deki bütün ideolojileri esir almıştır. Radikal Türküçülük, Kürtçülük, Arapçılık, solculuğun yükselişe geçmesi dahi bu köylülüğün sonucudur. Çünkü şehirli hareketlerde radikalizm olmaz. Şehirli geniş düşündüğünden hoşgörülü, köylü dar düşündüğünden radikaldir. Bugün Türkiye'yi asabiyet kuşatmıştır.Asabiyet ise köylülük, bedevilikten kaynaklanır. Batılı anlamda feodaldir. 
İnsanın ufkunu yaşadığı yerin çapı belirler. Denize açılan şehirlerle içte yaşayan şehirler arasındaki davranış ve düşünüş farkı dahi coğrafya ile ilişkilidir. Türkiye'nin en büyük problemi şehirleşememe daha açık ifadeyle bir gün önce köylü bir gün sonra şehirli olma problemidir. Siyasetin buna çözüm üretmesi de mümkün değildir. Çünkü Türkiye'de siyaset de köylülerin elindedir. Uzun yıllar siyaset yalnızca köylülere fırsat tanımış, askere, öğrenciye, memura yasak olduğundan bu boşluğu köylüler doldurmuştur.

Türkiye'nin köylülük problemini anlamak için 70'li 80'li yıllara bakmak dahi yeterlidir. 80'li yıllarda Ecevit "köylümüz şehirlimizden daha değişime açık, köylü kadını başını (islami manada) örtmez der, köylüyü savunurdu. Erbakan ise köylümüz şehire indiğinde (dini öğrendiğinde)bize oy verir diye propaganda yapardı. Her iki liderin söyledikleri doğruydu. Türkiye'nin sosyolojisine işaret ediyorlardı. Bu iki liderin oy kaygısıyla söyledikleri sözler dahi Türkiye'de bir şehirleşme probleminin olduğunu çok eskilere dayandığını göstermektedir. Bunları iyi okumadan ne aşırı milliyetçililkleri ne islamcılıkları ne de sol hareketleri tanımlamak mümkün değildir. Türkiye köylülükle imtihan edilmekte, köylülüğe teslim olmaktadır...