Uymayınız ‘İnsanlar’!

Kadına ve erkeğe birbirine hasım, birbirinden cinsiyet penceresinden bakışla -şu ya da bu yönden- üstün (/ayrıcalıklı, önde) birer robotik yaratık gibi bakıldığı sürece insan tükenecek, insanlık iflas edecektir. Zira gün geçtikçe insan oluşa, fıtratın güzelliğine vurulan darbelerle birine kadın birine erkek denen -aslında da yıkıcılıkta birbirinden çok da aşağı kalmayan- iki canavar robot meydana getirilerek insan ve insanlık yıkıma uğramış, uğratılmıştır... Oysa ki insan yaratılmışların en üstünüdür.

Lakin ne zaman? Kadın ya da erkek olsun; insanî vasıflarını insana ve insanlığa onur ve güzellik içinde seferber ettiği zaman. İnsan olmanın güzelliği ve onuru, őnce insanın kendisi, sonra hemen yanında tamamlayıcısı için geçerlidir. İnsanlığı bilmeyen 'üstün erkek(!)', insanlığı bilmeyen 'üstün kadın(!) olamaz ki! Bırakın üstünlüğü; insanlıkta kemale erebilmiş erkek olunamadan onun karşısında / yanında kadın; insanlıkta kemale erebilmiş kadın olunamadan onun karşısında / yanında erkek olunmaz / olmaz. Olmaz! Vücûda gelmez, ete kemiğe bürünmez, esamesi okunmaz!

Őnce; insana yakışır meziyetlerle ziynetleneceğiz. Böylelikle insanlık platformunu sağlam temellerde kuracak ve kadın / erkek kendi haysiyet, nitelik ve çabamızı aynı anda ve aynı güçte beraber seferber ederek huzurlu ve güçlü dünya/lar tesis edeceğiz. Sonra... İnsanlığımızı, TAMAMLAYAN/IMIZ ile Kadın ya da Erkek vasfının güzelliğini, aslında INSAN OLMANIN GÜZELLİĞİNİ BİR/likte var edeceğiz. 'İNSANLIK'ı kadın-erkek el ele, yürek yüreğe inşa edecek ve omuzlarımızda taşıyacağız...

Yani her şeyden evvel insanız! Ve ancak tamamlayıcımızı da aynı şekilde bizim kadar 'insan' görürsek işte o vakit kendiliğinden, 'erkek' ya da 'kadın' olmanın ‘özgünlükte biricik, uzlaşıda benzersiz’ onurunu; insanlık paydaşlığını taşırız, taşıyabiliriz, taşımalıyız. Bunlardan öte yollar aramak, denemek; hele ki burnu üç arşın önde, aklı bir karış havada 'ben erkeğim, o kendine çekidüzen versin' ya da 'ben kadınım, o kendine gelsin' diye beklemek İNSANLIĞIN GAFLETİDİR. İnsan oluşun (aslında, olamayışın) zavallılığıdır.

İlla ki bir kazanan aranırsa… O zaman derim ki zavallı bir savaşın zavallılığını iyi gören, -kadın ya da erkek olsun- insanca yaşamak ve yaşatmak için İNSANLIKta ilk adımı atan, adımlarını yürüyüşün tamamında pek tutan kazanır. Oturduğu yerden hiç kalkmadan ve hiçbir çaba sarfetmeden insanlık (kadınlık / erkeklik) payesi ve tahtı bekleyen ise ebedî kaybedendir... Siz oturan, kendisinin bir benzeri robotla savaşan; insanlık trenini kaçıran zavallılara uymayınız, ey 'insan'lar...

Hayat insanca yaşamaya değer. Hayatı yaşanır kılan cevher ise kadın ve erkeğin tamamladığı ‘insan’da mevcuttur…

Saygılarımla.

Rânâ İSLÂM DEĞİRMENCİ

Eğitimci / Şair-Yazar

Ankara