ÇİLE..!?

-Bak işte!

Üstüme "ZEMHERİ KAR'I" da düştü;

Yine titrek,hoyrat,Ah,yine Sensiz/Fenersiz,

'RAHMETE SEVDALI ŞIMŞEK" misali;

Sokuldu içime "SENSİZ VE BENSİZ..!"

-Lâkin!

Sen yoksun-Sen yoksun diye üşüdü,

Bir "ÇİLE TÜNEDİ" yine sessiz/Pervasız;

"AYAZ'DA TİTREYEN KUŞLAR" misali,

Yerleşti içime "SENSİZ VE BENSİZ..!"

-Sanki!

Yokluğuna "KAR/BORANLAR" üşüştü,

Yine BULUTLAR yas tuttu RUZ-İ GÂR coştu,

"LEYLA'YA MÜPTELA MECNUN" misali;

Yayıldı içime "SENSİZ VE BENSİZ...!"

(İHB/Şiir Pazarı Şiirleri-22 Ocak 2022/İST.)

ZEMHERİNİN NOSTALJİK KARELERDE GEZİNİP OKUMAK

İTİRAFNAME
HİÇ DÜŞÜNME “UYUT!" DEDİ;
BENİ-SENDE “UNUT!" DEDİ,
UMUT YOK MU “UMUT?" DEDİM;
UMUT VARSA “AVUT!" DEDİ..

SABRET BİRAZ “VAKİT!” DEDİ;
VAZGEÇ BENDEN “YAHUT!” DEDİ,
SEVDAN BENDE “MAZBUT!” DEDİM;
SARABİLİRSENTUT!” DEDİ..

AŞKIM SENDE “BARUT!”DEDİ;
DÖK, ŞUBAT’TA “SOĞUT!”DEDİ,
AŞKIN BENDE “YAKUT!”DEDİM;
O HAYAL-I SÜKUT!”DEDİ..
(İHB/Şiir Pazar Şiirleri)

ESKİ TÜRK FİLMLERI?
Bugünlerde!
Eğer can sıkıntısından yapacak fazla bir işiniz yoksa; Ya “KUR’AN” Mealini,ya İnsanın “YARATILIŞ VE İMTİHAN” sırrıyla ilgili herhangi bir “SOSYAL” Davranış Bilimleri kitabını okumalı,ya da "ESKİ TÜRK FİLMLERİNİ" izlemeli!
Çünkü!
Belki “OKUYACAĞINIZ” o muhkem eserlerle "FİLMLER DE" bu karanlık günlerinize de "BİR DEMET IŞIK" taşıyacak "BİR İBRET ŞULESİ" bulabilirsiniz..
İyi seyirler!

ÖLMEK KOLAYDIR SEVMEKTEN!

(Ölmek her derde devadır-bedavadır;
Sevmek bir aşk-ı dehadır-bedel ister
)

ÖLMEK!
"BİR KEZ(BATIP)GİTMEK İSE,
BİN KEZ(DOĞMAKTIR)VUSLAT'A;
BİR NEFESLİK SIHHAT GİBİ;
(SEVGİLİDE)YAŞAMAKTIR,                                                                                                           Kİ, HER BASAMAK-BASAMAK!"

SEVMEK!
"AĞIR/AKSAK-ZOR BİR YÜKTÜR;
HASRET VE DE HİCRAN YÜKLÜ,
BİR KEZ (AŞK'A) DOĞMAK İSE;
BİN KEZ (HÜSRAN'DA) ÖLMEKTİR,
Kİ.HEP YÂŞAMAK-YAŞAMAK!"
(İHB/25 Mart 2020-İstanbul)

DUÂ NEDİR, NEDEN Ve NASIL YAPILIR?

Dua,Allah’a yönelip Onunla halleşmek üzere-Samimiyetle halini-Kusurunu,pişmanlığını ve “TÖVBENİ” arz etmek-Yardım dilemek ya da verdiği nimetlerden dolayı “ŞÜKRETMEK” için Yani;                                                                                                                                                              “Nefsinle “ALLAH'TAN” bir şey istemek için değil;Aklın Ve Vicdanınla yapmak istediğin bir işin "TEDBİRİNİ" aldıktan sonra-Halinle beraber O’nun "TAKDİRİNE" sunmak “YARDIMINI” istemek Ve “HAMDETMEK” amacıyla yapılan kalbi “RUHSAL Ve BEDENSEL” bir ibadettir..”

Allah da!                                                                                                                                                             Senin dileğini;                                                                                                                                                    -Ya “AYNEN” ya “KISMEN” kabul eder,

-Ya “ERTELER” ya da “TAMAMEN” reddeder..

Çünkü!

Sen dileğinin,Seni “HAYR’A” ya da “ŞERR’E” götürüp/götürmeyeceğini bilemezsin,ki zaten eğer bilseydin-ALLAH’A arz etmezdin,o halde de;Ne olursa olsun-her “SONUCUNA” ancak “ŞÜKR” edeceksin..

SEVGİ VE SAYGI NEDİR, NASIL;NEDEN GÖSTERİLİR?
Sevgi imandan,Saygı insani erdemlikten beslenir;Sevgisi olmayanın "İMANI", Saygısı olmayanın "İNSANLIĞI" noksan ve batıldır..
Bu manada!
Sevgi, bir Varlığa "KİŞİ YA DA NESNEYE" karşı güdülenerek gelişen duygusal merakından dolayı ruhsal bir refleksle etkilenip tetiklenen(ilgi duymak,yönelmek, anlamak,tanımak,tanımlamak üzere ona yaklaşmak,ve beraber yaşamak) arzu ve isteğinden doğan;Bir algılama,duruş ve eylem "ETKİLENME Ve ETKİLEME" biçimidir,
Saygı ise.duygusal refleksiyle "SEVMEK/SEVİLMEK" amacıyla yaklaşılan Varlığın  " KİŞİ ya da NESNENİN" sevmeye/sevilmeye uygun olup/olmadığına asla hiç bakmadan ve onun sahip olduğu menfi ya da müspet "NİCELİK VE NİTELİK" duruş ve davranış biçimine de asla hiç takılmadan;Onu olduğu gibi kabul etmenin iman’i ve insani erdemidir.
O halde!
Bir insan,etkilenerek "SEVDİĞİ" ve ya etkileyerek "SEVİLMEK" istediği başka bir insan ya da nesneyi her zaman(ÖZGÜRCE)sevebilir.ancak hiç etkilenip/etkilemediği "SEVİP/SEVİLMEDİĞİ" ve hatta hiç tanımadığı bir "KİŞİ Ya da NESNEYİ" asla hiç sevmese bile-Ona "SAYGI" göstermek,Onun sahip olduğu "ÖZGÜRLÜK" alanını koruyup kollamak zorundadır-çünkü;Kendisi de Ona ve de herkese karşı-asla hiç kimsenin girerek ihlal etmesini istemediği-aynı "DOKUNULMAZ ve de asla  hiç “DEVREDİLMEZ” yaşamsal bir "ÖZGÜRLÜK" alanına sahiptir..
Yani!
Herkes herkese karşı "SEVMEK/SEVİLMEK" hakkına sahiptir,ancak-Herkes,herkesi asla hiç "SEVMESE" bile;HERKESE karşı göreceli ve zoraki de olsa bir "SAYGI" eylemini göstermek zorundadır..
Çünkü!
SEVGİ dinden "İMANDAN" belki de bir fayda ve yarar beklentisinden, SAYGI ise belki de sadece çıkarsız/beklentisiz bir "İNSANLIK" hasletinden beslenir,ki aslında Kimsenin "DİNİ/İMANI-İBADETİ" kimseyi ilgilendirmez,ancak "İNSANİ" toplumsal davranışları "AHLAK VE AMELİ" herkesi ilgilendirir ve çünkü;Dinin İmanın gerekleri sadece "BİREYİ", ve ancak kişisel,hak,adalet ve özgürlüğün ihlal ve akamete uğraması ise şüphesiz ki bütünün "TOPLUMU" kapsayarak etkiler ve etkiliyor da.
Ve yani!.
Herkesin kişisel “hak ve hürriyeti”,sosyal devlet tarafından sınırları çizilip teminat altına alınmış olmak üzere medeni "HUKUK/ADALET" normuyla da sabit kaim ve daimdir,ki;Bu sınır da tamamen serbest,özgür ve keyfi değil ve de elbet ,başkasına ait muhkem “ÖZGÜRLÜK” sınırının bittiği yerden başlar .
O halde!.
"ALLAH" adına İnsanları "SEVEN", Onun adına her mahlukatına "İNSAN’A" karşı "SAYGI" göstermek zorundadır; Yoksa,korkarım ki "HAKKINI VE HADDİNİ" aşmış İNSANLARDAN olur.

OKUMAK?                                                                                                                           (Okumak imandandır!)
Okumak,elbet okunmak istenen "ŞEY'İN" eşya ya da kitabın(madde ve mananın) içeriğini tam ve eksiksiz olarak ruhen(aklen,kalben ve bedenen)kendine ve hayata geçirmek üzere-bilerek,anlayarak Ve gafletten uyanarak-hemen gereğini yapmaktır,ki "KUR'AN" da;İnsana böyle bir rol ve misyonun kadim/ağır yükünü yükleyerek,hem Onu görevli ve sorumlu tutan "ILÂHİ VE EVRENSEL bir ahlâk ve amel (iman, ibadet ve itaat) "KİTABI" hem de ONA her iki dünya mutluluğunu da vadeden çok mücmel ve mükemmel bir kurtuluş 'HAYAT/MEMAT' reçetesidir..
Ancak!
İbadetin amacı,ALLÂH'IN rızasını kazanmak üzere dininin(Emir Ve Yasaklarına) uymak olduğu için-bütün ibadetler ancak;İnsanların,Allah’ın kendilerine yüklemiş olduğu(KÛR'AN/hükmünü hayata geçirmenin) görev ve sorumluluğunun rol ve misyonunu yerine getirmek üzere ahlak ve amelini irşat ederek,eğitip-besleyen birer araç hükmündedir,ki insanlar için asıl "HEDEF" dünya ile beraber "MAHLUKATI" da ALLÂH'IN" dileğine uygun olarak(İMAR,İNŞA,İHYA) etmek üzere muhatap tutulduğu fani "DÜNYA İMTİHANİNI" başarıyla geçmek "RIZA-İ İLÂHİYİ" kazanmak olmalıdır..
Bu nedenle de!
İnsanlar, ALLÂH'A karşı "ibadet ve İtaatlerini" yani Salatı(DUÂ,NAMAZ/NIYAZ Ve ŞÜKÜRLERINI) arz etmeden önce;Yaptıkları,yapmakta oldukları ya da yapacakları tüm "İŞ,İŞLEV VE TALEBİNİN" gerekli olan bütün "TEDBİRİNİ" akıl ve ilmin de ışığında almalı ve "TAKDİRİNİ" de tevekkülle-tam bir iman Ve güvenle "ALLÂH'A" bıraktıktan sonra yapmak durumundadır..
Ancak!
Eğer insanlar,üstüne düşen bu görevin "TEDBİRİNİ' hiç almadan "NAMAZ,NİYAZ VE DUALARINI" arz ederse ne olur derseniz,,Kabul göreceğini pek sanmam derim..
Çünkü!
Benim,ALLÂH'IN DİNINDEN(Kitabından)KÛR'ÂN VE PEYGAMBERİNDEN(ass) okuyup anladığım kadarıyla-Bunun:Pek de MÜMKÜN olamayacağıdır..
Şüphesiz ki!
Okumakla Okuma'nın da bir farkı var; Kimileri açar "OKUR" geçer,kimileri de bakar "OKUR" ve okuduğunu-Bir bilene de sorarak-DOĞRULAR sonra hayatına ile başka hayatlara uygulamaya çalışır...
SON/SÖZ;
Okumak,Okunanı anlamak,öğrenmek,kavramak,sormak doğrulamak ve doğruluğuna inandıktan sonra onu-Mana/İçeriğine uygun olarak;Onu asla değiştirmeden-Hayata uygulamakla gerçekleşen çok yönlü aklı,vicdani ve ameli bir eylem biçimidir..

Yani!

“ZEMHERİNİN ÇİLESİNİ Doğru Okuyanlar,NEVBAHARIN NİHALESİNE dosdoğru giderek kurulabilirler;AFİYET Olsun..
Hepsi bu..
Sevgilerimle