Yerel anlamda siyasette en önemli mevki -makam belediye başkanlığıdır diye düşünüyorum.  Sandıktan, halk iradesinin onayıyla gelinen bu makamı, kimileri Hz. Ömer’in makamı olarak ta tarif eder.

30 bin nüfuslu Adıyaman’da dört hamam vardı. Hamamların erkeklere olan ve kadınlara olan saatleri vardı. Bütün memleket haftanın belli günleri haftalık Hamama gitmeyi adet haline getirmiş, Hamam kentte yaşayanların binlerce yıllık âdeti kültürü idi.

Kentte yaşamak temiz olmayı gerektirirdi. Üstü başı yamalıda olsa, giydiğinde yırtık sökük olmazdı. Kent insanı temiz bakımlı insanlardı. Tırnak kesim ve bakımından ayakkabı cilasına kadar dikkat edilirdi.

Kentin dört girişinde de çeşmeler vardı. Kent’e kırsaldan gelen ayağı çamura belenmiş insanlar bile ortak yaşamın merkezi şehire girerken ayakkabılarını temizler, üstünü başını düzenler öyle kente girerdi.

Kentte yaşayan insanların fakir-zengin olması kenti güzelleştirmiyordu, temiz yaşama ve temiz yaşatma anlayışının ortaya çıkardığı güzel kentti Adıyaman.

Şimdi insanlar fiziki olarak temizlenmek için bu kentte bohçasını, pılını pırtısını toplayıp, Gaziantep’e, hatta Gölbaşı ve Besni’ye Hamama gitmeye çalışıyor. Kentte bulunan 4 yıldızlı otellerin müşterilerinden hamam soranların cevapsız kaldığı yerdir Adıyaman.

 Hamam Türk kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Kenti idare eden belediyenin Fen işleri ve temizlik işleri müdürlerinin, proje hazırlayan mühendislerinin kentin cadde ve sokakları kadar, yaşayan insanlarının hamam ihtiyacını görmedikleri ildir Adıyaman.

Adıyaman musiki cemiyeti konser veriyor, sahnede solistler ve sazlar biri birine çarpmaktan eser icra edemiyorlar. Belediye kendi etkinliğini başka kurumların salonlarını kullanarak gidermeye çalışıyor.

Bu kent aldığı göç ve üstüne Suriyeli sığınmacı bonusuyla beraber yaşanabilir kent olmaktan hızla uzaklaşmaya başladı. Kentin münevverleri çocuklarını daha iyi şartlarda yetiştirmek için bu kentten yavaş yavaş göç ediyor. Bu kente kariyerli Üniversite hocaları ve bürokratlar gelip yerleşmekten tereddüt eder oldu.  

Duyarlı bir Adıyamanlı olarak, idare edenleri, mesleğim gereği uyarmaya çalışıyorum. Bu kibar uyarı ve yorumlarım sonrası ilgililerin bakışlarına ve yaklaşımlarına bakıyorum, bu kadar kelli felli, diplomalı  ‘ idarecilerimiz her şeyin en iyisini yapıyor da, acaba bizde mi bir arıza var?’ diye düşündüğümde oluyor.